Yürek
Felsefesi
“Yazılarımı
tüketmeye çalışanlar, sözün ötesini görebilenlerdir. Her şeyin sözle
anlatılamayacağını, sözün ötesinin de olduğunu bilenlerdir. Kelimelerin o
andaki tek başlarına anlamlarının, yazdıklarımı anlatmaya yetmeyeceğini
düşünenlerdir, her kelimenin bir başka kelimeyle ahenginin ve bütününün
konfigürasyonunu anlayabilenlerdir” (Arka Kapak)
“Benim yüreğim küçücük bir kuşun
kanatlarında uçup dağlara, tepelere, evlere hatta evlerin içine ulaştığı gün
gözlerimi kapatabilirim. Kuşlar kadar özgür, dağlar kadar dimdik, ırmaklar
kadar değişken, denizler kadar engin... Ya insanlar? ‘İnsan’ kadar derin…
Yüreğim ancak kuşun kanatlarında savrulabilir tüm yaşama.” (Gazel, Yürek
Felsefesi, sf. 10)
Yürek
Felsefesi Kitabımda, yürek ve sevginin bir arada olmadığı tüm durumlarda,
insanların yaşamlarını hep olumsuzluk üzerine kurduklarını gördüğümden,
olumlu bir yaşamın çıkış noktasının yürek ve sevgi kavramlarının
birlikteliği olduğunu düşünmem zor olmadı. Yürekler unutulmadan yapılan tüm
işlerin, istenen sonuçlara ulaşabildiğini bildiğimden, “başı boş gezen,
nerede, ne aradığı belli olmayan, gittiği yerde kendini anlatamayan
yüreklerin yaşamdaki sıkıntılarını gözlerimle gördüğümden…” böyle bir kavram
etrafından dolanmak, dolandığım her derinliği dile getirmek istedim.
‘Yaşam herkese gülsün’
ilkesiyle yaşamaya çalışırken, önce yürek etrafında dolandım, sonra
insanların arasına girdim, en son da yüreğin içeriğine sevgiyi öyle bir
yerleştirdim ki… Kitaplarımın ve yazılarımın tümü birbirlerini tamamlıyor.
Yaşama yüreklice bakışın sırlarını veriyor. Her insanın mutluluğu için
çabalamak gerektiğinin altını çiziyor. Yürekleri görebilmek için görüntünün
ötesine geçmek gerektiğini anlatıyor. Kısaca yüreği kendi ellerinde yaşayan
insanı anlatıyor. Böyle bir insanın mutlu olmaması için nedenin kalmadığının
da altını çizerek...
Sadece
kendi oğlum için çaba harcamıyorum. Tüm engelli çocukları kendi oğlumun
yerine koyuyorum. Onların sevinçleri ile seviniyor, üzüntüleri ile
üzülüyorum. Onların yaşama katılabilmek için verdikleri mücadeleyi yakından
gördüğüm için, gözümde hepsi o kadar büyüyor ki. Bir adım atabilmek için
yıllarca ter döken yavrularımızın yanında olup da, onların mutlu
olabilmeleri için elimizden gelen tüm çabayı yapmamamız her şeyden önce
günahtır. Engelliler ve yakınlarının verdikleri büyük mücadele tüm insanlara
örnek olmalı. Acıyarak değil, yapabileceklerimizle katkıda bulunmalıyız.
Onların yaşamlarını kolaylaştırıp, akıl ve vicdan sahibi insanlar olarak,
yanlarında olduklarımızı en net şekilde göstermeliyiz. Bunun en önemli yolu,
bir şekilde insanlara ulaşabilmekten geçiyor. Benim en iyi yapabileceğim
şekil ise, kitap yazabilmek…Yüreğimin herkese ulaşabilmesini istiyorum.
“Reyhan Gazel adlı
genç bir kadının yazdığı kısa denemeler. Kısa ama her bir deneme sessizce
kana karışıyor ve sonra ılık ılık yüreğimizin bütün dokularına sirayet
ediyor. Bununla yetinmiyor, oradan beynimize, hareket ve karar merkezimize
uzun bir yolculuğa çıkıyor. Bir idrak yolculuğu yaptırıyor insana Reyhan
Gazel. Varlığımızı, sorumluluklarımızı, insanlığımızı idrak ettiren bir uzun
yolculuk. Bir nefeste okunacak gibi değil "Yürek Felsefesi." Hakikaten hem
okurken varlığımızın gerekçelerine müdrik olmanın zevkini yaşatıyor hem de
içine soktuğu duygu ve düşünce anaforunda yoruyor insanı. Çünkü denemelerini
insanı insan yapan büyük fikirlerle bezemiş yazar. Ve biz biliyoruz ki,
büyük fikirleri idrak, büyük zihinsel ve duygusal mesailer gerektiriyor”
(Hüseyin Kocabıyık, Yeni Asır )
• Reyhan Gazel’den “Yürek Felsefesi”
Kitabı: Özürlülük Engellilik Değildir (Roportaj)
Sipariş İçin
www.gunyayincilik.com.tr
|