YETİŞTİRME YURDU GENÇLİĞİ VE DİN EĞİTİMİ
Uzm. Cemil PASLI
I. GİRİŞ
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, 81 İlde İl Müdürlükleri ve
bağlı kuruluşları ile Ülkemizde korunmaya muhtaç çocuk, genç, yaşlı,
özürlü kişi ve ailelere gündüzlü ve yatılı hizmet götüren en büyük
ailedir.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Kanunu ile korunmaya muhtaç çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve topluma
kazandırılması görevi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel
Müdürlüğü’ne verilmiştir. Merkezde bu görev Çocuk Hizmetleri Dairesi
Başkanlığı ve Gençlik Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından
yürütülmektedir.
Korunmaya muhtaç çocukların bakımını ve korunmasına
ilişkin esaslar, 1983 yılında yürürlüğe giren 2828 Sayılı Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu'na göre düzenlemiştir.
2828 sayılı SHÇEK Kanununda;
Korunmaya muhtaç çocuk: “Beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya
şahsi güvenlikleri tehlikede olup;
a) Ana veya
babasız, ana babasız,
b) Ana veya
babası veya her ikisi de belli olmayan,
c) Ana veya
babası veya her ikisi tarafından terk edilen,
d) Ana veya
babası tarafından ihmal edilip, fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri
veya uyuşturucu madde kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere karşı
savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen çocuklar” olarak
tanımlanmıştır.
Yetiştirme Yurtları ise, yukarıda tanımı yapılan 13–18 yaş
arası korunmaya muhtaç çocukları korumak, bakmak ve bir iş veya meslek
sahibi edilmeleri ve topluma yararlı kişiler olarak yetiştirilmelerini
sağlamakla görevli ve yükümlü olan yatılı sosyal hizmet
kuruluşlarıdır.
II. YETİŞTİRME YURDU GENÇLİĞİ DİN EĞİTİMİ
Yetiştirme yurtlarında genel eğitim içinde din eğitiminin de gençlere
yeterli ve doğru bir şekilde verilmesiyle onların bazı problemlerine
çözümler bulunabilir.
Gençlere
verilecek iyi bir din eğitimi, onların ahlaklı, vatanına milletine ve
tüm insanlığa saygılı birer fert olarak yetiştirmelerine büyük
katkılar sağlayabilir. Yetiştirme yurtlarında, kendilerin yalnızlığa
itilmiş hisseden gençler, sığınacağı ve yardım göreceği bir merci
bulma isteği ve arayışı içindedirler. Eğer kendilerine sonsuz güç ve
kudret sahibi olan Yüce Yaratıca gereği gibi tanıtılırsa, birçok
zorluklarla baş edebilmeleri daha kolaylıkla mümkün olacaktır..."
Dinî veya manevî sosyal hizmetler; sosyal
hizmet alanlarında ortaya çıkan dinî içerikli problemlerin çözümünde
gerçekleşen danışmanlık ve rehberlik faaliyetidir. Bir başka ifadeyle
sosyal hizmet sürecinde, sosyal hizmetten yararlanan kişilerin
(hastaların, tutuklu ve mahkûmların, SHÇEK Kuruluşlarında
barınanların)ihtiyaç duydukları ve dinî sosyal hizmetler alanında
uzmanlık ve formasyona dayalı olarak verilecek olan hizmetlerdir.
Dinî sosyal hizmetler; sosyal hizmet
anlayışını, kişilerin manevi duygu ve düşüncelerine yönelerek
biçimlendirme isteğidir. Hem manen hem maddeten insanın mutluluğunu
hedefleyen sosyal hizmet uygulamaları, kişilerin sosyal
bilinçlenmeleri ve topluma uyumları için üstün karakter geliştirmeye
yönelik sosyal ve manevi eğitimi esas alan bir uygulama biçimidir.
İnsanın hem maddi hem de manevi
dünyasının sağlıklı olabilmesi, huzur ve refaha kavuşabilmesi için
bedeni ve ruhi ihtiyaçlarının karşılanması, sorunlarının çözümlenmesi
gerekir. Sosyal hizmete muhtaç insanların dinî kaynaklı problemlerinin
çözümü sadece dinî bilgi sahibi olmakla ortadan kaldırılabilecek kadar
basit bir iş (uğraş) değildir. Çünkü bu alanda çözüm üretebilmek için,
rehberlik yapacak kişinin hem sosyal hizmet alanında hem de ilahiyat
alanında, uzmanlık bilgi ve becerisine sahip olması gerekir. Mevcut
durumun konuyla ilgili bir çözüm üretmediği ortadadır. Sorunun
pansuman tedbirlerle çözülebilmesi de mümkün görünmemektedir. Probleme
kalıcı çözüm getirecek yollar aranmalıdır.
Türkiye’de İlahiyat Fakültelerinde halen
yürürlükte olan durma göre alınan eğitim sonucu sosyal hizmet alanları
olan hastane, hapishane ve diğer sosyal hizmet kurumları için bir
formasyon verilmemektedir. Okullardaki din eğitimiyle camideki farklı,
hastanedeki hastanın psikolojisiyle hapishanedeki mahkûmun psikolojisi
birbirinden tamamen farklıdır. Bütün bunlar özel uzmanlık ve eğitimi
gerektirmektedir. Ülkemizde bu hizmetler maalesef gönüllülük ve
kişisel beceriler gibi isteklere bırakılmıştır. Hâlbuki Batı’da bu
hizmetler Kiliseye bağlı ve kilisenin özel uğraşı alanı içerisine
girmektedir.
İslam Dininin yetim ve kimsesizlere
bakışı:
“Allah sizi güçsüz olarak yarattı”
(Rum 30/54) mealindeki ayet, bugünün pedagoji ve psikoloji
ilimlerince de kabul edilen, “insan yavrusunun bakılmaya ve korunmaya
muhtaç oluşuna” işaret etmektedir. Ona bu bakım ve koruma ile şefkati
sunacak olan en değerli müessese ise aile ocağıdır.
KUR’ÂN-I KERİM'DE YÜCE ALLAH;
-
Yetimlere iyi davranılmasını
-
Onların isteklerini kendi
isteklerinden önde tutmayı
-
Onları doyurmayı
-
Onlar için harcama yapmayı
-
Mallarının idaresinde en güzel
tutumu göstermeyi
-
Rüşdlerine erince mallarını en
güzel şekilde onlara vermeyi, haksızlık etmemeyi
-
Onlara kötü muamele yapmamayı
[i]
emretmiş;
-
Yetimlere ikram edilmemesini
yermiş
[ii]
-
Onların ezilmesini
[iii]nehy
etmiş,
-
Onların mallarını haksızlıkla
yiyenleri karınlarına ateş doldurmuş olanlara benzetmiştir
[iv]
PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V);
-
“Yetimin başını okşayan
kişinin eli altındaki saçlar kadar günahının aff olacağını”
müjdelemiş
-
“Yetimin âhını almaktan ve onu
ağlatmaktan sakınılması gerektiğini“ söylemiştir.
-
“Allah’ım! Ben iki zayıfın
,yetim ile kadının haklarına tecavüz etmeyi men ve tahzir ediyorum
(yasaklıyorum)”
-
Allah Resulü şehadet
parmağıyla orta parmağını biraz açarak işaret etmiş ve “Ben ve
yetimin işine bakan kimse cennette işte böyle bulunacağız”
buyurmuştur.
-
Hz. Peygamber yetim malı
yemenin insanı helak eden 7 günahtan birisi olduğunu söylemiştir.
-
Yetiştirme yurtlarında kalan
çocukların maddi her türlü ihtiyaçları en iyi şekilde temin edilmeye
çalışılırken, en fazla ihtiyaçları olan dini ve ahlaki gelişimleri
geri planda kalmıştır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna
bu alan da en etkin desteği Din Görevlilerinin vermesi
gerekmektedir.
III. Din Eğitiminin İnsan Üzerindeki
Etkisi
Eğitim ;en genel anlamıyla ,insanları
belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir.
Yetişmekte olan gençler birçok eğitim sürecinden geçerek hayata
hazırlanırlar. Dolayısıyla eğitim,bireyin bütün hayatı boyunca devam
eder.
Kişi yaşadığı sürece çevresiyle etkileşim içindedir.Çevresindeki
değişiklikler kişiyi doğrudan etkiler.Bu değişikliklere karşı tepkisiz
kalmak mümkün olmadığı için değişen durumlara göre insan davranış
şekli geliştirebilmelidir.İşte eğitim ,değişen şartlarda problemleri
artan insanın yardımına koşar.
İnsan doğumundan itibaren biyolojik
,psikolojik ve sosyolojik yönden gelişme içine girer ve böylece onun
bu yeni oluşumlar karşısında bazı problemleri ortaya çıkar.Özellikle
gençlik çağında bu problemlerin daha da yoğunlaştığı görülür.
Gençlik çağındaki problemlere ilaveten Yetiştirme Yurdu gençliğinin
başka problemleri olduğu da bir gerçektir. Bu gençlerin maddi ve
manevi problemlerine çözüm aranmalıdır. Onların genel eğitimleri
yanında yeterli ve doğru bir din eğitimi almaları ,bazı sorunların
giderilmesinde etkili olabilir.Yetiştirme yurtlarında verilecek din
eğitimi onların yaşantılarına olumlu yönde etki edebilecektir.
VI. YETİŞTİRME YURTLARINDA GENÇLERE
KAZANDIRILMAK İSTENEN DEĞERLER
2828 sayılı Shçek temel
kanununda, yetiştirme yurtlarındaki gençlerin nasıl yetiştirilmesi ve
ne şekilde eğitim verilmesi gerektiği şöyle açıklanmıştır:“Korunmaya
muhtaç çocukların Türk örf,adet,inanç ve milli ahlakına sahip
,kendisine güvenen ,insan sevgi ve saygısıyla dolu,Atatürkçü düşünce
ve Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun olarak yetiştirilmeleri ,bir iş
ve meslek sahibi yapılmaları ,koruma kararı kalktıktan sonra da toplum
içinde izlenmeleri ve imkanlar ölçüsünde desteklenmeleri esastır.”
Dr. Orhan
Demir Yetiştirme Yurdu Gençliği ve Din Eğitimi isimli kitabında
yetiştirme yurtlarında yaptığı araştırma sonuçlarını vermiştir. Demir
, 640 yetiştirme yurdu çocuğunun katıldığı anket sonuçlarını
kitabında belirtmiştir.Konumuzla ilgili olanları aktarıyorum.
Din eğitimi
alınan kişi veya kurumlar
Seçenekler |
Sayı |
% |
Kuran kursuna gittim |
121 |
20.8 |
Din görevlisinden ders aldım |
111 |
19.1 |
İmam Hatip Lisesine gittim |
25 |
4.3 |
İlk,orta veya lisede okutulan Din Kültürü ve Ahlak
bilgisi derslerinden başka din eğitimi görmedim |
296 |
50.9 |
Başka |
29 |
4.9 |
Katılan |
582 |
100,0 |
Cevapsız |
58 |
|
Toplam |
640 |
|
Din eğitimi ile ilgili
tespitler
Seçenekler |
Gerekli görüyorum |
Gerekli görmüyorum |
Din eğitim ve öğretiminin verilmesinin gerekliliği |
86.7 |
13.3 |
Din eğitim ve öğretiminin insanın mutluluğu için
gerekliliği |
92.2 |
7.8 |
Gençlerin İnanç
bakımından durumları
Seçenekler |
Sayı |
% |
Allah’a,meleklerine,kitaplarına ,peygamberlerine,ahiret
gününe,kadere,yani imanın şartlarına ve inanılması gerekenlerin
tümüne inanıyorum |
574 |
92.3 |
İmanın şartlarına inanıyorum.Ama bazılarını pek
anlamıyorum |
16 |
2.6 |
İmanın şartlarından bazılarına inanıyor,bazılarına
inanmıyorum |
20 |
3.2 |
Bazılarında şüphe duyuyorum |
2 |
0.3 |
İnanmıyorum |
10 |
1.6 |
Katılan |
622 |
100.0 |
Cevapsız |
18 |
|
Toplam |
640 |
|
Gençlerin dini yaşantı
yönünden durumları
Seçenekler |
Sayı |
% |
Dini görevlerimin tamamını yerine getiririm |
159 |
25.7 |
Dini görevlerimin bazılarını yapar,bazılarını
yapamam |
332 |
53.7 |
Her zaman değil de canım istediği zaman dini
görevlerimi yaparım |
67 |
10.9 |
Dini görevlerimi yapmam |
40 |
6.5 |
Dine karşı olan bir kişiyim |
20 |
3.2 |
Katılan |
618 |
100.0 |
Cevapsız |
22 |
|
Toplam |
640 |
|
Namaz kılma sıklığı
Seçenekler |
Sayı |
% |
Beş vakit namazımı,cuma ve bayram namazlarını
kılarım.Vakit bulamazsam sonra kaza olarak borcumu öderim
|
128 |
20.8 |
Farz ve vacip namazların yanında, bazen nafile
namaz da kılarım |
23 |
3.7 |
Sadece Cuma ve bayram namazlarını kılarım
(erkekler) |
69 |
11.2 |
Ara sıra namaz kılarım |
156 |
25.4 |
Namaz kılmayı bilmediğim için bu ibadeti
yapamıyorum.Ama kılmak istiyorum |
81 |
13.2 |
Namazda okunacak dua ve sureleri bilmediğim için
kılamıyorum.Ama öğrenmek istiyorum |
42 |
6.8 |
Namaz kılmayı biliyorum.Ama kılmıyorum |
81 |
13.2 |
Namaz kılmayı öğrenmek istemiyorum |
35 |
5.7 |
Katılan |
615 |
100.0 |
Cevapsız |
25 |
|
Toplam |
640 |
|
Oruç tutma sıklığı
Seçenekler |
Sayı |
% |
Farz olan Ramazan orucunu tutarım |
354 |
56.4 |
Ramazan orucunun yanında bazı mübarek günlerde de
oruç tutarım |
134 |
21.4 |
Ramazan ayında bazen oruç tutarım bazen de tutmam
|
66 |
10.5 |
Oruç ibadeti zor geldiği için tutmuyorum |
18 |
2.9 |
Oruç tutmak için sıhhatli değilim rahatsızım
|
20 |
3.2 |
Oruç tutmak istemiyorum |
35 |
5.6 |
Katılan |
627 |
100.0 |
Cevapsız |
13 |
|
Toplam |
640 |
|
İbadet ederken hissedilen duygular
Seçenekler |
Sayı |
% |
Allah’a karşı görevlerimi yerine getirdiğim için
huzurlu olurum,heyecan duyarım |
502 |
83.1 |
Herhangi bir şey hissetmem |
44 |
7.3 |
İbadet etmiyorum |
47 |
7.8 |
Başka |
11 |
1.8 |
Katılan |
604 |
100.0 |
Cevapsız |
36 |
|
Toplam |
640 |
|
İbadet ederken engellenme durumu
İbadet ederken engellendiniz mi ? |
Evet,engellendim |
Hayır ,engellenmedim |
|
82 %13.9 |
509 %86.1 |
Dini inancın olumlu yönde
gelişmesine etki eden faktörler
Seçenekler |
Sayı |
% |
Din Kültürü Ahlak Bilgisi Öğretmeni |
257 |
44 |
Camilerdeki din görevlileri |
70 |
12 |
Din görevlilerinin televizyon ve radyodaki
konuşmaları |
23 |
3.9 |
Annem |
19 |
3.3 |
Babam |
5 |
0.9 |
Annem babam birlikte |
25 |
4.3 |
Başka |
52 |
8.9 |
Birden fazla etkileyen kişi ve durumlar |
133 |
22.7 |
Katılan |
584 |
100.0 |
Cevapsız |
56 |
|
Toplam |
640 |
|
Kuranı Kerim ile
ilgili görüşleri
Seçenekler |
Sayı |
% |
Kuranı Kerim Okumayı biliyorum |
130 |
20.9 |
Hayır Bilmiyorum,ama öğrenmek istiyorum |
400 |
64.2 |
Hayır bilmiyorum.Öğrenmekte istemiyorum |
93 |
14.9 |
Kuranı Kerimi baştan sona okudum |
30 |
4.8 |
Bir kısmını okudum |
171 |
27.5 |
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında olan dua
ve surelerin Türkçe açıklamalarını okudum |
164 |
26.4 |
Hiç okumadım |
257 |
41.3 |
Gençlerin dua etme durumları
Seçenekler |
sayı |
% |
Çok dua ediyorum |
288 |
46 |
Ara sıra dua ediyorum |
211 |
33.7 |
Zor durumda kaldığım zaman dua ediyorum |
99 |
15.8 |
Hiç dua etmiyorum |
28 |
4.5 |
Günah (suç ) işlemekten vazgeçiren
etkenler
Seçenekler |
sayı |
% |
1. seçenek :Allah sevgisi/korkusu,ahret
inancı,vicdani rahatsızlık |
412 |
70.8 |
2. seçenek :Dünyada verilecek ceza korkusu |
59 |
10.2 |
3. seçenek : Ayıplanma,kınanma,toplum dışına atılma
korkusu |
65 |
11.2 |
Başka |
9 |
1.5 |
1 ve 2. seçenek birlikte |
6 |
1 |
1 ve 3. seçenek birlikte |
19 |
3.3 |
2 ve 3. seçenek birlikte |
3 |
0.5 |
1.2.3. seçenek birlikte |
9 |
1.5 |
Gençlere göre insanların dünyaya
gelme sebepleri
Seçenekler |
sayı |
% |
İmtihan olmak için (Allah’ın emirlerine uymak veya
uymamak konusunda) |
485 |
78.7 |
Sadece yaşamak için (eğlenmek, gününü gün etmek,
gezmek için) |
31 |
5.1 |
Bilmiyorum |
86 |
14.1 |
Başka |
10 |
1.6 |
Bir sıkıntı ve üzücü davranışla
karşılaşıldığında takınılan tavırlar
Seçenekler |
Sayı |
% |
1. seçenek:Sabrederim.Çünkü Allah sabredenlerle
beraberdir.Dua ederim |
413 |
68.3 |
2.seçenek:İçimden intihar etmek geçer |
44 |
7.3 |
3.seçenek:Kadere isyan ederim |
72 |
11.9 |
4.seçenek:Unutmak için alkol ve uyuşturucu
kullanıyorum |
19 |
3.1 |
5.seçenek: Başka |
44 |
7.3 |
2.ve 3. birlikte |
11 |
1.8 |
3. ve 4. birlikte |
2 |
0.3 |
Yetiştirme Yurtlarında
Eğiticilerin Dini konularda Bilgi öğrenebilme durumları
Sorduğumuz zaman cevap alıyoruz |
384 |
68.6 |
Sorduğumuz zaman cevap alamıyoruz |
55 |
9.8 |
Dini konularda soramıyoruz, çekiniyoruz |
64 |
11.4 |
Dine karşı olan biriyim. Sormakta istemiyorum |
34 |
6.1 |
Başka |
23 |
4.1 |
Yetiştirme Yurtlarında Öğretilen
Dini Bilgilerin Yeterlilik Derecesi
Çok yeterli buluyorum |
149 |
25.6 |
Yeterli denilebilir |
153 |
26.3 |
Hayır, yeterli bulmuyorum |
124 |
21.3 |
Yurtta dini bilgiler verilmiyor. Verilmesini çok
istiyorum |
111 |
19.1 |
Dini bilgilere gerek duymuyorum. Verilmesini de
istemiyorum |
36 |
6.2 |
Başka |
9 |
1.5 |
Katılan |
582 |
100.0 |
V- Yetiştirme Yurtlarında Din Eğitimi
Verilmesi Konusunda İdareci ve Çalışanların Görüşleri:
Özellikle Konya İlimizde bulunan 2
Erkek,1 Kız Yetiştirme Yurdu, idareci ve çalışanlarına “Yurtlarda “Din
Eğitimi” verilmesi konusunda düşüncelerini sordum.Onların
cevaplarından ortak ve kapsayıcı olanını aktarıyorum :“Yetiştirme
Yurtlarında öncelikle insana hizmet verilmektedir. İnsanların maddi ve
manevi olmak üzere iki çeşit ihtiyacı vardır. Maddi ihtiyaçlarını
biliyoruz ve devletimizin sağladığı imkânlarla karşılıyoruz. Manevi
ihtiyaçları ise din, iman, şefkat vatan, millet, bayrak gibi soyut
kavramlardır. Yetiştirme Yurtlarında barınan, bakılıp büyütülen
çocuklarda sürekli olarak sevgi ve şefkat eksikliğinden bahsedilir.
Bunun sebebinin de anne ve babadan, yani aileden uzak olduğu
gösterilir, doğrudur. Çocuklarımızda ki bu aile yoksunluğu, sevgi ve
şefkat eksikliği onların hayata tamamen olumsuz bakmasına sebep
olmaktadır. Bu bakış açısı çocuğun yaşadığı sürecin tamamında önce
kendi ailesi, akraba çevresi, iş ve komşuluk ilişkilerinde içinden
çıkılması mümkün olmayan olumsuzlukların ortaya çıkmasına neden
olmaktadır. Bu şekilde hayata bakmalarına neden olan sevgi-şefkat
eksikliğinin giderilmesi için oluşturulan her türlü ekonomik, sosyal,
kültürel sportif olarak üst düzey bir ailenin kendi çocuğuna
veremeyeceği kadar imkânlar sunulmasına rağmen bir değişim ve gelişme
kat edilemediği gözlemlenmiştir.
Ancak din eğitimine açık olan, din
eğitimi verebildiğimiz en olumsuz ve en problemli çocuklarımızda çok
ciddi anlamda olumlu gelişmeler gözlemlenmiş, insanlarla ve önce
düşman gibi gördüğü anne baba ve kardeşleri ile olumlu diyalogları
başlamış, işine dört elle sarılmış hayata olumlu bir pencereden
bakmaya, her şeyden önemlisi eşine çoluk çocuğuna sahip çıkmaya
başladıkları bizzat tarafımızdan müşahede edilmiştir.Mesela Yetiştirme
Yurdunda kalırken hayata küsmüş olan Ü. S. bally-tiner kullanarak hem
kendine hem de çevresine zarar verirken kendisine verilen eğitimde
dini unsurlarda katılmış sonuç ta çocuğumuz madde bağımlılığından
kurtulmuş çevresi ile iyi diyaloglara girmiş daha sonra da devlet
memuru olarak işe başlamış, düzenli olarak işine devam etmektedir.
F. Y. isimli bir gencimiz yurda
geldiğinden beri babasına düşman olarak bakmakta, sürekli babasını
öldüreceğinden bahsederek, okumakta olduğu liseyi terk edip olumsuz
arkadaşlarla beraber olmaya başlamışken, kendisine yapılan eğitimin
dini unsurlarla desteklenmiş ve İmam Hatip Lisesine nakledilerek okula
başlatılmıştır. Zaman içerisinde içine düştüğü olumsuz çevreden
uzaklaşmış olup okulunu bitirerek devlet memuru olmuştur. Şimdilerde
ise kardeşlerine bakmakta , babasına karşı düşmanca tutum ve
davranışlardan uzaklaşarak ,babasını da içinde bulunduğu olumsuz
etkenlerden kurtarmaya gayret etmektedir.
A ve E. S. kardeşlerin her
ikisi de yukarıda anılan tüm olumsuz tutum ve davranış içinde iken E.
S. ye yapılan dini eğitim ve telkinler sonucu şu anda gayet uyumlu,
olumlu düşünce ve davranış biçimine sahip vatanperver bir genç
olmuştur. Bu eğitimi kabul etmeyen kardeşi A. S. ise tamamen hayata
küsmüş, kendine ve çevresine zararlı bir şeklide hayatını
sürdürmektedir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bu sayılan örnekler ve
daha verebileceğimiz binlerce vakada şu gerçek ortaya çıkmaktadır:
Yetiştirme Yurtlarında din eğitimi verilmesinin son derece olumlu
neticeleri ortaya çıkmaktadır.Bu açıdan.yurtlarda dini eğitim
verilmesi gereklidir.”
VI. Pedagojik araştırmalarla Din
Eğitiminin gerekliliğinin ifadesi:
-
Çocuğun kişiliğinin % 60 oranında
okul öncesi döneme karşılık gelen 0-6 yaş aralığında aile ortamında
oluştuğunu ortaya koymaktadır. 0-6 yaş arası, çocuk gelişiminin
hızla yönlendiği kritik yıllardır.
-
Çocuk ilk dini tecrübeyi aile
ortamında edinir. Psikologlar, çocuk dindarlığının gelişmesinde
yetişkinlerin önemli etkilerini tespit ederek, neticede dini uyanışı
yetişkinlerin teşvik, destek ve etkilerine bağlamaktadırlar.
-
9-13 yaş grubunun gelişiminde
sırasıyla aile, okul ve çocuğun kişisel düşüncesinin gelişmiş olması
etki yapar.
-
Aile çocuğun dini eğitiminde
temel etkendir. Ancak aile ortamından mahrum olan “Korunmaya Muhtaç
Çocuk” olarak ifade edilen anne-babasız veya ihmal ya da istismar
edilen çocuklar dini eğitimden de yoksun kalmaktadırlar
-
Çocuk yuvaları ve yetiştirme
yurtlarında, 0-18 yaş grubunda olan korunmaya muhtaç çocuklar
bulunmaktadır. Öğrenim görmeleri halinde, bu çocuklar 25 yaşına
kadar kurum hizmetlerinden faydalanmaktadırlar.
-
Gelişmiş toplumlarda korunmaya
muhtaç çocukların %75’i koruyucu aile yanında yaşamaktadır.
Ülkemizde ise bu oran %2’lere bile ulaşamamaktadır
-
ABD’de çeşitli kurumlarda
yetişmiş 1-4 yaş arasındaki bir grup çocukla, uygun olmayan aile
koşulları içerisinde yetişen ve anneleri çalışan bir grup çocuk
karşılaştırılmıştır. Çocuklar yetişkin oluncaya kadar izlenmiş ve
topluma uyumları incelenmiştir.
-
İnceleme sonucunda, uygun
olmayan aile koşulları içerisinde yetişen çocukların %18’inin
uyumsuzluk gösterdiği ortaya konurken, uyumsuzluk oranının
kurumlarda yetişen çocuklarda %34.5 gibi çok daha yüksek bir düzeyde
olduğu saptanmıştır.
-
Diyanet İşleri Başkanlığı ile
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü arasında
26.02.2007 tarihli İşbirliği Protokolü imzalanmıştır
-
Kurum tarafından bakılan
kadın, çocuk, genç, yaşlı, özürlü vb. kişilerin
bilgilendirilmelerinde İlahiyat eğitimi almış, konusunda uzman
personel görevlendirmek suretiyle yardımcı olmak,
-
Toplumun bilinçlenmesinde;
çocuk ihmal ve istismarının önlenebilmesi için, ailelerin
bakabilecekleri kadar çocuk sahibi olmaları, çocukları küçük yaşta
evlendirmemeleri, sokakta çalıştırılmaması, suça yöneltilmemesi ile
töre cinayetleri, koruyucu aile, ailelerin çocukları ile sağlıklı
ilişki kurması ve sokakta bekleyen tehlikeler gibi konularda
toplumda bilinç ve duyarlılığın arttırılması,
-
Başkanlığın din görevlilerine
yönelik hizmet içi eğitim programlarında, Kurumun vermiş olduğu
hizmetlerin tanıtımına yer vermesi,
-
Konu ile ilgili verilerin
Başkanlığın web sayfasında yayınlanarak halka ulaşmasını sağlaması,
-
İlgili kurum ile işbirliği
içerisinde bulunarak çalışmalarla ilgili gerekli koordinasyonun
sağlanması,
-
Başkanlığın süreli ve diğer
yayınlarının imkânlar ölçüsünde, bağlı kuruluşlarda bulunan
kütüphanelere ücretsiz olarak verilmesine yardımcı olunması şeklinde
ifade edilmektedir.
-
Çocuk aile ortamında
bakılamıyorsa ve kurum bakımında ise çocuğun günlük aktivitelerini
yerine getirebilecek imkânların yanında temel ihtiyaçlarını
karşılayabilecek koşulların hazırlanarak sunulması ile birlikte
kişilik gelişimine katkı verebilecek, onun sağlıklı ve kendine
güvenen birey olmasını sağlayacak uygulamalara ihtiyaç vardır.
-
Kuruluşlarda istihdam edilen
sosyal hizmet uzmanı, psikolog, çocuk gelişim uzmanı ile birlikte
dini danışman da mutlaka istihdam edilmelidir
-
Rehberlik bir insandan diğer
bir insana; problemler karşısında seçenekler sunmak, o problemleri
tanımasını sağlamak ve çözüm önerileri sunarak yardım etmek
demektir.
-
Dini danışmanlık ise; daha çok
ahlak ve ahiret problemlerinden ortaya çıkan değer sorunlarıyla
ilgilenen bir yardım mesleğidir.
VII. SONUÇ
İnsan, sadece bedenden ibaret değildir.
İnsanın diğer varlıklardan farklı olarak bir manevi yönü vardır.Secde
suresi 7-9 . ayetlerde Allah; insani topraktan yaratıp
şekillendirdikten sonra ona kendi ruhundan üfleyerek can verdiğini
ifade etmiştir. Bu ilahi ruha sahip olan insan, psikolojik,ruhi
özellikleri olan,akıllı, düşünen, inanan, öğrenen, öğreten, ibadet
eden, uygarlık kuran, tarih yapan, geçmişine sahip çıkan, geleceğini
güvence altına alan bir varlık olmuştur. İnsan, maddi (biyolojik)
ihtiyaçlarını çeşitli yollarla karşılamak durumunda kalıyorsa, manevi
ihtiyaçlarına da karşılamak zorundadır. Manevi ihtiyaçlarının başında
sevmek, güvenmek, en önemlisi inanmak gelir. İşte
insani yeryüzündeki diğer varlıklardan ayıran ve üstün kılan özelliği
akıl sahibi ve inanan bir varlık olmasıdır.
İnsan, bağlanma ve sığınma eğilimi olan
bir varlıktır. Bu eğilim emniyet, güven, dayanma, korunma, sığınma,
kabul görme, sevilme gibi insanin temel ihtiyaçları arasında yer alır.
İnsan, kendisindeki güçsüzlük nedeniyle bağlanma ve sığınma duygusuna
bağlı olarak her şeyden üstün, güçlü bir varlığa yönelir. Bu yöneliş
din duygusunun temelini oluşturan unsurlardan biridir. En büyük
koruyucu, en güvenilir sığınak olarak Allah'a bağlanan ve ona sığınan
insan; güven, dayanma, korunma, sığınma, kabul görme, sevilme gibi
temel duygusal ihtiyaçlarını giderir.
Henri Bergson "Bilimden, sanattan yoksun
insan topluluklar geçmişte var olmuştur. Simdi de vardır. Fakat dinsiz
bir toplum kesinlikle var olmamıştır" sözüyle inanmanın önemini
vurgulamıştır. İnsanin doğuştan din duygusuna sahip olduğu dinler
tarihi, din sosyolojisi, din psikolojisi ve din eğitimi alanında
yapılan inceleme ve araştırmalar ile de ispatlanmıştır.
Yetiştirme yurtlarındaki gençlere;
başlarından geçen üzücü, travmatik olayları anlayıp
anlamlandırabilmeleri için ,yaratılış ,yaşamın gayesi,kader gibi
onları birinci derecede ilgilendiren dini ,imani konularda tatmin
edici bilgiler verilmesi gerekir.Bu tür bilgiler ,onların hayata
intibaklarını kolaylaştıracak ,kendileri ve çevresiyle uyumlu ve
barışık tutum geliştirmelerine yardım edecektir.
Yetiştirme Yurdu gençliğine din eğitimi
verilmesi zaruridir. Her insanın bir yüce, üstün,aşkın varlığa
inanma,ona bağlanma,ona dayanma ihtiyacı vardır.Bu ihtiyaç Yetiştirme
Yurdu gençliğinde en fazladır.Onlara dini eğitim verecek insanların
dini eğitimin yanında, özelliklere gençlere yönelik psikoloji,pedogoji,sosyoloji
gibi konularda ilave eğitimlerle desteklenmiş olmaları gerekmektedir.
Bu konuda ilgili Üniversitelerle,Diyanet İşleri Başkanlığı ile
koordineli bir çalışma yapılmalıdır.Özellikle fakültelerimizin ilgili
bölümleri yurtlar,yuvalar,huzurevleri üzerinde akademik çalışmalar
yaparak teşhis ve tedavi konusunda inisiyatif almalıdırlar.Çünkü bu
kurumlarda yapılacak eğitimin bilimsel ve ,ihtiyaca yönelik,uygun
metodlarla yapılması faydayı beraberinde getirecektir.
Gençlerin dini bilgileri öğrenme istek ve
ihtiyaçları, Kurum yetkilileri tarafından bilinmekte, kabul
edilmektedir.27 Mayıs 1983 tarih,18059 sayılı resmi gazetede
yayınlanan SHÇEK Kanunuyla ihdas edilen kadrolardan 67 adedi “Din
Hizmetleri Sınıfına” tahsis edilmiştir. Diğer taraftan 2828 sayılı
kanunun genel esaslara ilişkin 4. maddesinin k fıkrasında “Korunmaya
Muhtaç çocukların Türk örf, adet ve milli ahlakına sahip, kendisine
güvenen, insan sevgi ve saygısıyla dolu, Atatürkçü düşünce ve Atatürk
ilke ve inkılaplarına uygun olarak yetiştirilmeleri, bir iş ve meslek
sahibi yapılmaları, koruma kararı kalktıktan sonra da toplum içinde
izlenmeleri ve imkanlar ölçüsünde desteklenmeleri esastır”
denilmektedir.
Din öğretimi, bireyin sosyalleşmesi ve
sosyal uyumu için de gereklidir. Yetiştirme yurdu genci hayata ve
dünyaya hazırlanırken toplumun dilinden, dininden, kültüründen,
sanatından, gelenek ve göreneklerinden yoksun olarak düşünülemez.
Gencin maddi ihtiyaçları karşılanırken, milletçe kabul edilen norm ve
değerler ona tanıtılmalı, öğretilmelidir.Din öğretimiyle gerek topluca
yapılan ibadetler,gerekse zekat,fitre gibi sosyal yardım esasına
dayalı dini emirlerin öğretilmesi gencin sosyalleşme sürecine katkı
sağlayabilecek etkenlerdendir.
Yurtlarda bulundukları zaman sürecinde ve
ayrıldıktan sonra toplum hayatına katılan gençlerin birbirlerini
anlamaları, farklı inançta olan insanlarla bir arada bulunabilmeleri,
insanlar arasında zaman zaman ortaya atılan suni düşmanlıkları yok
sayabilmeleri, bütün varlıklara özellikle insanlara karşı hoşgörülü
olabilmeleri, tüm insanlarla barış ve kardeşlik, içinde
yaşayabilmelerinde dinin ve dini bilgilerin rolünden istifade
edilmelidir. Gençlerin,din öğretim ihtiyaçlarının bilimsel tekniklerle
objektif bir şekilde belirlenip,bulundukları şartlar ve özel durumları
da dikkate alınarak verilecek olan din öğretimiyle bu gençlerin maddi
ve manevi yaşantılarına büyük destek sağlanmış olacaktır.
VIII. Öneriler:
1.Yetiştirme
Yurtlarında yaşayan gençlere mutlaka din eğitimi verilmelidir.
2.Bu
eğitimin özellikle alanında uzman insanlarla verilmesi elzemdir.
3.Alanında
uzman insanlar istihdam etmek mümkün olmuyorsa , bu eğitimi verecek
insanların uzmanlarca verilecek kurslarla desteklenmesi gereklidir.
4. Toplumda
yaygın olarak kabul gören, dinle ilgili hurafe ve batıl inançlar
gençlere anlatılmalıdır.
5.Din
Eğitimi sahasında çalışma yapan araştırmacıların Yetiştirme Yurtları
ve gençliği üzerinde çalışarak onların ihtiyaçları ve nasıl
giderileceği konusunda rehberlik yapmaları önemli bir boşluğu
dolduracaktır.
6.Yetiştirme Yurtlarında Din Eğitiminin belli bir sistematik
içerisinde ve kurumsal olarak süreklilik arz etmesi açısından mutlaka
yasal alt yapısı oluşturulmalıdır. Kanun ve yönetmeliklerle, konu,
yoruma fırsat vermeyecek şekilde sınırları belirli olarak tespit
edilmelidir.
7.Yetiştirme Yurdu gençlerinin din öğretimi ihtiyaçlarına paralel
olarak, gençlerin konuyla ilgili ihtiyaçlarına cevap verecek kaynak
kitaplar hazırlanmalı ve hazırlanan bu eserlerde yaş grupları ve
cinsiyet gibi özellikler dikkate alınmalıdır. Bu yayınlar sosyolojik
,psikolojik ve eğitim yönüyle değerlendirilerek,uzmanların görüşü
alındıktan sonra gençlerin istifadesine sunulmalıdır.Bu eserlerden
mutlaka her yetiştirme yurdunda bulundurulmalıdır.
8.Gençlere
verilecek din eğitimi, siyaset ve siyasi konularla hiçbir şekilde
ilişkilendirilmemelidir.
9. Kurumun
imkanlarının yetmediği durumlarda mutlaka ilgili fakülteler ve 2007
yılında yapılan protokol mucibince Diyanet İşleri Başkanlığı
imkanlarından yararlanılmalıdır.
KAYNAKLAR
KUR’AN-I KERİM
AHMED b. HANBEL,Ebu
Abdullah Ahmed b.Muhammed,Müsned,Beyrut ,ts
ATALAY,Talip,
İlköğretim ve Liselerde Dindarlık, Dem Yayınları No: 25, İstanbul,
2005
DEMİR,Orhan,Yetiştirme
Yurdu Gençliği ve Din Eğitimi ,Düşünce Kitabevi,İstanbul,2004
FİDAN, Nurettin- Erden
,Münire, Eğitime Giriş, 4. bsk. ,Meteksan Matbaacılık,Ank
İBN MACE.Muhammed b.
Yezid el-Kazvini, Sünen.tahk.Muhammed Fuat Abdulnaki,Kahire,1954
RESMİ GAZETE,
27.05.1983 tarih ve 18059 sayılı
SAYAR,Şerafettin ,http://www.sosyalhizmetuzmani.org)
SELÇUK ,Mualla, Din
Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, Eskişehir
SEYYAR ,Ali , Sosyal
Hizmetlerde Manevi Bakım, Şefkatli Eller Yayınları, Ankara 2007
TOSUN, Cemal , Din
Eğitimi Bilimine Giriş, Pegem A Yayıncılık, Ankara 2002
YAVUZ,Kerim, Çocukta
Dini Duygu ve Düşüncenin Gelişmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı
Yayınları, Ankara, 1983
YÖRÜKOĞLU,Atalay,Gençlik
Çağı ,İst,1993
SON NOTLAR
Konya Shçek İl Müdür Yardımcısı; Aile Danışma Merkezi Müdürü;
Web:www.cmpasli.blogcu.com, e-mail:
cmpasli@gmail.com
İbn-i Hanbel, Müsned V, 250
Kerim Yavuz, Çocukta Dini Duygu ve Düşüncenin Gelişmesi, Diyanet
İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1983, s. 46
Talip Atalay, İlköğretim ve Liselerde Dindarlık, Dem Yayınları No:
25, İstanbul, 2005, s.87
Mualla Selçuk, Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler,
Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, 2003, s.129-13