aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

 

Makaleler ;

<<<Sosyal Tarih Makaleleri

 

1899 Yılında Türk Okullarında Yapılan Islahat;

Mesude Corbacıoğlu

OSMANLI İmparatorluğu zamanında, Türk okullarında, Türk talebelerle beraber yabancı talebeler de vardı. Çünkü zamanla İmparatorluğa katılan memleketlerin çocukları da Türk okullarında okurlardı. Bu okullarda talebelerin iyi bir şekilde yetişmesi için, ciddî bir tedrisatın tatbiki gerekirdi. Böylece yetişmiş olan talebelerin ilminden faydalanırlardı. Yabancı ve Türk çocuklarının okudukları bu okullarda zamanla tedrisat bozulmuş, yerine dinî ve ahlâkî yönden tamamen serbest bir eğitim başlamıştı.

Eğitimdeki serbestlik, yabancı talebelerin bunu suiistimaline yol açmıştı. Bu durumu bazı yüksek devlet adamları da destekleyerek, yabancı talebelerin memle­ketimizde okuması için yabancı okulların açılmasına müsamaha etmişlerdi. Bir ta­raftan da yavaş yavaş kaybedilen memleketlerdeki yabancı okullar, Türk devletinin idaresinden çıkmıştı. Bu okullara Türk talebelerinin de devam etmesi ve aynı tedrisatın uygulanması, Türk talebe­lerinin dinî inanışlarım sarsmış, hattâ Hı­ristiyan âdetlerine alışmak derecesine kadar gelinmişti. Pek çok Türk talebesinin devam ettiği bu okullarda, Hıristiyan âyinlerinde Türk talebelerin mecburen hazır bulundurulmaları İstanbul'daki devlet adamlarını telâşa düşürmüştü. Okullara gereken emirleri verip tedbir alınması icap ediyordu.

Çünkü Türkçe dersi ancak ilkokullarda ve çok az verilmekte idi. Orta öğretim ders programları ise, lüzumu kadar din ve ahlâk derslerini ihtiva etmemekteydi. Bu sebeple yabancı okullarda yetişenler yabancıların mezhebini benimsediklerinden, her şeyden vazgeçip vatanlarım terk ederek Avrupa'ya gitmek hevesine kapılmaktaydılar. Maarif Vekâleti'nce yabancı okullarda da ıslahat yapılıp Türk talebelerinin yabancı tesirinden kurtarılması gerekiyordu.

Bu durum karşısında Maarif Vekâleti' ne düşen, devlet hazinesinden verilen tah­sisatın büyük bir kısmının Türk okullarına harcanması suretiyle, Türk talebelerin yabancı okullara gitmesini önlemekti. Konunun Millet Meclisi'nde de görüşülmesi ve tetkikinin dikkate alınması gerektiği bildirilmişti. Millet Meclisi'ne, Türk okullarında din ve ahlâkça lâzım gelen şekilde talebe yetiştirilmediği bildirilmişti. Durumun etraflı şekilde müzakere edilerek bütün Türk okullarındaki ders programlarının ıslahı ve bu seneden itibaren tatbikata geçilmesi, daha ziyade din ve ahlâk derslerine yer verilerek lüzumsuz birtakım derslerin kaldırılması kararlaştırıldı. Yüksek okullara ve liselere ilim adamlarından birer müdür tayin edilmesi, yalnız bu müdürlerin de, din ve ahlâkça iyi yetiştirilmiş olmasının gerektiği şart koşulmuştur.

Durum böyle olmasına rağmen, gerek İstanbul'da ve gerek taşrada, yüksek okul ve liselerden mezun olanların ekserisinde din ve ahlâkın pek kuvvetli olmadığı kanaatine varılmıştı. Bunun kökü tetkik edilince şu neticeye varıldı: 1886 tarihinde Fransa sefiri bulunan Mösyö Bore'nin teşviki üzerine Sadrıâzâm Âlî Paşa'nın sadaretinde Galatasaray Lisesi açılmıştı. Bu lisede Türk ve yabancı talebeler ücretli olarak okurlardı. Yabancı talebeler çoğun­luğu teşkil ederlerdi.

1887 tarihinde 162 Türk talebe, 377 ya­bancı talebe vardı. Türk talebelerden alınan ücret yabancı talebelerden de alınırdı. Türk talebelerin 16'sı tam ücret verdiği halde, 94 Ermeni’den tam ücret veren bir talebe yoktu. 122 Rum’dan tam ücret veren yalnız bir talebe, 52 Bulgar’dan tam ücret veren yalnız üç talebe vardı. Okul nizamnamesine göre ücret yalnız Türk talebelere mahsus iken, sonra yabancı talebelere de uygulandı. Yabancı talebeler arasında 4 Rus, 16 Fransız, 8 İtalyan, 2 Yunanlı da bulunmakta idi. Vançof ve Siyarof adlı talebeler, ellerindeki silâhlarla eşkıyalık yaparken yakalanıp mahkûm edilmişken, sonra hükümet tarafından af olunarak Galatasaray Lisesi'ne alınmış ve hükümet tarafından okutulmuşlardı.

Bu talebeler, Rus askerleri Tuna'yı geçtiği zaman, Bulgar talebeleri de ayartarak Rus ordusuna iltihak etmişlerdi. Filibe ve îslimye sancaklanndaki ihti­lâl lideri olan Bulgarlar, hep Galatasaray Lisesi talebelerinden idiler. Lise öğretmen­lerinden Çakmo, Rusya sefiri îgnatiyef’in çocuklarının öğretmeni olup, sonra sefir tarafından tayin olunarak Türk devleti aleyhine açıkça ders vermeye başlamıştı. Ayrıca Zankof adlı bir öğretmen de Rus sefareti tarafından okula sokulmuş ve Bulgar vak'asında Londra'ya gidip Türk Hükümeti aleyhine mitinglerde çalışmıştı.

Senore adlı bir Fransız coğrafya öğretmeni, harb ilân edilince, Rusya sefareti tercümanı Onö ile haberleşmek için mukavele yapmıştı. Bu suretle okulun nizamı bozulmuştu. Altı yıldan beri sınıfını geçememiş talebeler bile vardı. Bilhassa iki ve üç yıllıklar çoktu. Okul nizamnamesine göre Lise beş sene iken, tedrisatın yolsuzluğundan sekiz seneye çıkmıştı. Talebeler on yıl makine gibi gece ve gündüz çalıştırılmış oldukları halde, ne Osmanlıca’da ve ne de Fransızca’da doğru bir şey okumayı ve yazmayı öğrenememişlerdi. Bunun sebebi ise, okul idarecilerinin birtakım suiistimallerde bulunmaları ve düzenli bir tedrisatın olmayışı idi.

Devlet kadrolarına memur yetişmesi için Siyasal Bilgiler Okulu, adliye mahkemeleri için Hukuk Fakültesi ve öğretmen­lerin yetiştirilmesi için de taşralarda öğretmen okullarının, İstanbul'da ise, Yüksek öğretmen Okullarının açılması lâzımdı. Yalnız Yüksek Öğretmen Okullarında, talebelerin ahlâkını bozacak bazı gelişme­ler görüldüğünden, bu sene Yüksek Okul­lara talebe alınmaması kararlaştırılmıştı. Mevcut talebenin ise sınıflarına göre Siya­sal Bilgiler, Hukuk ve Yüksek Öğretmen okullarına taksim ve nakledilmeleri gerekiyordu.

Galatasaray Lisesi'ne ilk açıldığı 1886 yılında altmış Türk talebe girmişti. Sonra sayıları iki yüz yirmiye kadar yükseldi. Bulgar talebelerden, okul nizamı gereğince ücret talep olununca, talebelerin büyük bir kısmı kendiliğinden ayrılmış oldu.

Fakat isyan etmemiş memleketlerden gelen çalışkan, uslu talebelere bir şey den­medi. Rusyalı talebeler okuldan ihraç edildi, öğretmenlerden Çakmo'nun kontratına son verilerek okuldan çıkartıldı. Senore'ye izin verildi. Mihalovsky, Bulgar lisanı mecburî olmadığından okulun maaş veremeyeceği bildirilerek diğer Bulgarlarla beraber vazifesinden uzaklaştırıldı. Tedrisatın ıslahı için öğretmenlerden diploma istendi. Öğretmenlik vazifesini yapamıyanların, diplomalı ve daha az maaşlı öğretmenlerle değiştirilmesine teşebbüs olundu. Böylece hazırlanmış olan yazı Maarif Nezareti'ne bildirildi. Daha önce de durum adı geçen Nezârete bildirildiği halde böyle bir ıslahatın yapılmasına cesaret edilemediği için hiçbir netice alınamamıştı.