|
|
|
İslâm
Peygamberinin Sosyal Nitelikli Hadisleri
|
Kıyâmet gününde, en ağır azabı görecek olan,
Allah’ın ilminden kendisini faydalandırmadığı âlimlerdir.
Din kardeşine ikram eden, Allah’a ikram etmiş olur.
Hayırlınız, yemek yedirenizdir.
Ziyaretçi size geldiği zaman, ona ikram edin.
Veren el, alan elden üstündür.
Kişi, bildiği ile amel etmedikçe âlim olamaz.
Hayırlı işleri insanlara öğretip, kendini unutan âlim, insanlara ışık verip,
kendisini yakan lamba gibidir.
Adalet güzeldir. Fakat emirlerde (yöneticilerde) olursa daha güzeldir.
Dul ve kimsesizleri için çalışan, Allah yolunda cihat eden veya gündüzleri oruç
tutup, geceleri de ibadet eden kimse gibidir.
Kim yanında fazladan binek varsa, onu bineği olmayana versin. Kimin de yanında
fazla azığı varsa, onu azığı olmayana versin.
İki kişi birbiriyle sevişir de sonra araları açılırsa, bu ancak birisinin
işlediği bir günah sebebiyle olur.
Mütevazi olmadıkça zâhit olamazsınız.
Bir şeyi çok sevmek, insanı o şeye karşı kör ve sağır yapar.
Sû-i zan etmeyiniz. Sû-i zan, yanlış karar vermeğe sebep olur. İnsanların gizli
şeylerini araştırmayınız. Kusurlarını görmeyiniz.
Büyüklere saygı, küçüklere şefkat göstermeyen bizden değildir.
İşlerinizi ertelemekten kaçınınız. Çünkü bir de bakarsınız, ölüm âniden
gelebilir.
İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a şükretmemiş sayılır.
İman çıplaktır, elbise takvâdır, süsü utanmaktır, meyvesi ile ilimdir.
Hediyeleşin ki, birbirinizi sevesiniz.
Kim haksız olduğu münâkaşayı terk ederse, kendisine Cennetin kenarında bir ev
kurulur.
Allah katında en sevilmeyen kimseler, haksız yere ve bilgisizce mücadelede ısrar
edenlerdir.
Hiçbir baba, çocuğuna güzel bir terbiyeden daha iyi bir miras bırakamaz.
Kim Allah rızası için bir derece tevazu izhar eder (alçak gönüllü olursa), Allah
ona bu sebeple bir derece yükseltir. Kim de Allah’a bir derece kibirde
bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i
safiline (aşağıların aşağısına) atar.
Ahdin güzelliği, yani verilen söze uygun hareket edilmesi, imandandır.
Ümmetimden alçak gönüllü olanları gördüğünüz zaman, siz de onlara tevâzu
gösterin, fakat kibirlileri gördüğünüz zaman, siz de onlara karşı kibirlenin.
Zîra, mütekebbire karşı kibriniz, onları hakîr ve küçük düşürmektir.
İnsanlarla istihza eden birine, Cennetten bir kapı açılır ve “buyur, gel” denir.
Adam sıkıntılı ve telâşlı olarak gelir, fakat kapı kapanır. Sonra başka bir kapı
açılır. Adam yine sıkıntılı ve üzgün olarak bu kapıya gider, o da kapanır. Bu
hâl o kadar devam eder ki, artık adama gel diye seslendikleri hâlde gidemez bir
hâl alır.
Mümin, ünsiyet eder ve kendisiyle ünsiyet edilir. Hoş geçinmeyen ve kendisiyle
hoş geçinilmeyen kimsede hayır yoktur.
Bir mecliste yüz münafık ve bir mümin bulunsa, o meclise sonradan gelen mümin,
müminin yanına, bir mecliste yüz mümin ve bir münafık bulunsa, oraya gelen
münafık, münafığın yanına oturur.
Suçların en büyüğü, yalan söylemektir.
Bir kimse, Allah’a yemin eder ve bu yeminine sivrisineğin kanadı kadar yalan
katarsa, kalbinde kıyamete kadar devam eden bir leke kalır.
Yalan, rızkı azaltır.
Zandan sakınınız; Çünkü zan, sözün en yalanıdır.
Âdemoğlunun her konuştuğu yalan, kendi aleyhine yazılır. Ancak, iki müslüman
arasını bulmak için konuştuğu yalan yazılmaz.
Hayır için söylenen yalan, fitne çıkaran doğrudan iyidir.
Her haslet müminde bulunabilir. Yalnız hıyanet ile yalan bulunamaz.
Ben ve yetime kefalet eden, Cennette böylece yan yanayız.
Her kim, ana babadan yetim kalmış bir çocuğu kendi kendine idâre edecek vaziyete
gelinceye kadar, himayesine alır ise, elbette Cennette girmeye hak eder.
Allah’ın en çok sevdiği ev, içerisinde kendisine güzel bir şekilde bakılan bir
yetimin bulunduğu evdir.
Kim şefkat ve merhametle bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu tüyler
sayısınca sevap alır.
Yetimin malına yaklaşmayın, ancak erginlik yaşına erişinceye kadar en güzel
tarzda (onun malını kullanıp geliştirebilirsiniz). Ahdi de yerine getirin. Çünkü
insana ahdi sorulacaktır.
Ziyafetlerin (davetlerin) en kötüsü, zenginlerin çağırıldığı, fakirlerin davet
edilmediği düğün yemeğidir.
Kim aç bir müslümana yemek yedirirse, Allah da ona Cennet meyvelerinden yedirir.
Kim bir zâlime yardım ederse, Allah o zâlimi ona musallat eder.
Affetmek, zaferin zekatıdır.
Af ve bağışlama, insanın ancak izzet ve şerefini artırır. Affediniz ki, Allah da
sizi izzetlendirsin.
Aman aman, cimrilikten son derece sakının. Zira sizden öncekileri cimrilik helâk
(yok) etmiştir. Cimrilik, onları kan dökmeye ve haramı helâl tanımaya
sürüklemiştir.
Cahil cömert, Allah katında cimri olan âbidden daha sevimlidir.
İki haslet vardır ki, bunlar bir müminde toplanmaz: Cimrilik ve kötü huy.
Birbirinize karşı kin doğuracak hareketlerde bulunmayın, birbirinize haset
etmeyin, birbirinize darılıp arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş
olunuz. Bir Müslüman, kardeşine üç günden ziyâde dargın durması helâl olmaz.
Ancak, kötülüğünden emîn olamayacağı bir kimse ise, o zaman helâl olur.
Kardeşi ile bir yıl konuşmayan, onun kanını akıtmış (onu öldürmüş) gibidir.
Ne ciddî yerde, ne de şaka olarak yalan uygun düşmez. Sizden biriniz çocuğuna
bir şey vaat edipte sonra onu yerine getirmezlik etmesin.
Düşmanlarınızın en kuvvetlisi, içinizdeki nefsinizdir.
Herhangi bir husûmete müsteniden, kardeşinin uğradığı musibete sevinme. Sonra
Allah, onu kurtarır de seni müptelâ ediverir.
Faziletlerin en üstünü, sana gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve kötülük edene
iyilik etmen.
Cömert olup infak edenlerin malları eksilmez, bilakis onların infakları
mallarını artırır.
Cennet, cömertlerin yeridir.
Allah, bütün velîleri cömert ve güzel ahlâklı kılmıştır.
Cömertlik güzeldir, fakat zenginlerde olursa daha güzeldir.
İnsanların seni sevmesini istersen, malının artan kısmını onlara dağıt.
Hayır (iyilik) çoktur, fakat yapanı azdır. Hayır, fıtrata uygundur. Şer
(kötülük) ise fıtratın sapması sonucu işlenir.
Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz ? Kardeşinizin hoşlanmayacağı şey ile onu
anmanızdır.
İnsanların iki yüzlüleri, ötekinin yanına varıp, beriki aleyhinde konuşarak,
gıybetini yapan, berikinin yanında da öteki aleyhinde konuşarak, onları
birbirine takıştıran kimselerdir. Bunlar, insanların en şerirleridir.
Kişiye dinine ve dünyasına ait bir hususta itimat olunması, güvenilmesi,
mutluluk ve huzur olarak ona yeter.
Güzel ahlâk, kişinin saadetindendir.
Mizâna ilk konulacak, güzel ahlâk ve cömertliktir.
Kıyamet günü mîzâna konan iyiliklerin en ağırı takvâ ve güzel ahlâktır.
Allah, bu dini kendi zâtı için halis kıldı. Sizin bu dininize cömertlik ve güzel
huydan (ahlâktan) başkası yaraşmaz. Aman, dininizi bu iki hasletle süsleyiniz.
İman cihetinde müminlerin en kâmili, ahlâk bakımından en güzel olanıdır.
Tedbir gibi akıl, güzel huy (ahlâk) gibi asalet olamaz.
İki haslet vardır ki, bunlar münafıkta bulunmaz: Güzel ahlâk ve din ilmi.
Ben, ahlâkî güzellikleri tamamlamak için gönderildim.
Benim meclisime en yakın olanınız, ahlâkça en güzel olan ve etrafındakilerle hoş
geçinenizdir ki, onlar herkesi sever, onları da herkes sever.
Kıymet gününde benim için en sevimliniz ve bana en yakın olanınız, ahlâk
yönünden en güzel olanınızdır.
Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah’a yemin olsun ki, Cennete ancak huyu
güzel olanlar girer.
Sizden bir kimse çirkin bir iş görürse, onu eliyle düzeltsin. Eğer buna gücü
yetmiyorsa, diliyle düzeltsin. Buna da gücü yetmiyorsa kalben nefret etsin. Bu
ise imanın en zayıf derecesidir.
İnsanların Cennete girmelerine en çok yardımcı olan şeyler, takvâ, Allah korkusu
ve güzel ahlâktır.
Kul, ibadeti zayıf olduğu halde güzel ahlâkı sâyesinde âhirette yüksek derece ve
şerefli makamlarını kazanabilir.
Allah, ahlâk ve hilkatini güzelleştirdiği kimseyi Cehennemde yakmaz.
Siz, mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz, öyle ise onları güler yüz ve güzel
ahlâk ile memnun etmeye çalışın.
Güzellik, hak sözü doğru söylemektir. Kemâl ise, dürüstçe güzel davranışlarda
bulunmaktır.
Bazı kıskançlıkları Allah sever, bazılarını da sevmez... Sevdiği kıskançlık, bir
şüphe neticesinde olan kıskançlıktır. Sevmediği kıskançlık ise, ortada
şüphelenecek bir şey yokken, yapılan kıskançlıktır.
Ateşin odunu yakıp yok ettiği gibi, haset de sevapları yer ve mahveder.
Din kardeşine hakarette bulunmak, mümin kişiye kötülük olarak yeter.
Din kardeşini müdafaa eden kimseye, o müdafaası Cehennem ateşine karşı perde
olur.
Çekemezlik yapmayın, birbirinizden ayrılmayın, husûmetleşmeyin, arka çevirmeyin,
ey Allah’ın kulları, kardeş olun.
Ümmetim içinde en çok korktuğum şey, zenginlikten mütevellit çekemezlikle
birbirlerini öldürmeleridir.
İhtiyaçlarınızın temin edilmiş olduğunu gizlemekle onlara yardım arayın. Çünkü,
her varlık sahibi haset eder.
Şüpheli şeylerden sakın, insanların en âbidi olursun. Kanaatkâr ol, insanların
en çok şükredeni sayılırsın. Kendin için sevdiğini, başkaları için de sev ki,
mümin olasın.
Kanaat, tükenmez bir hazinedir.
Allah’ın verdiği nimetlerin de düşmanları vardır. Bunlar da Allah’ın kendi
fazlından verdiği kimselere haset eden, onları çekemeyenlerdir.
İşler, ehil olmayanlara verilirse, kıyâmet yaklaşmış demektir.
İşçinin ücretini, teri kurumadan veriniz ve kendisine işte iken ücretinin
bildiriniz.
Mümin gıpta, münafık ise haset eder.
İyiliksever olanların hatalarını bağışlayınız.
İnsanların hatalarının çoğu dilindendir.
Müminin dili, kalbinin gerisindedir. Konuşmak istediği zaman önce kalbi ile
düşünür, sonra söyler. Münafığın dili ise kalbin önündedir. Bir şey söylemek
istediği zaman, düşünmeden söyler.
Âdemoğlu ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir: Mala karşı hırs ve hayata karşı
hırs.
İki harîs doymaz: Biri ilmin harîsi, diğeri de malın harîsidir.
Âdemoğlunun iki kere dolusu altını olsaydı, üçüncüsünü isterdi. Âdemoğlunun
karnını ancak bir avuç toprak doldurur. Tövbe edenin tövbesini Allah kabul eder.
Kötü hâl ile vasıflanmak, bize uygun düşmez. Hibesinden geri dönen, kusmuğuna
dönen köpek gibidir.
İlim öğrenmek, zorluk çekmekle (ceht ile), hilm (yumuşak huyluluk) de ahlâkı
güzelleştirmeye gayret sarf etmekle mümkündür.
Hoşgörülük, kazançtır. Müşkülpesentlik ise uğursuzluktur (hayır ve bereketi
giderir.
Bazı kimselerin methü senası, Şark ve Garbı doldurduğu halde, Allah katında
sivrisineğin kanadı kadar değer taşımaz.
Annene, babana, kız kardeşine, kardeşine ve sırasıyla diğer yakınlarına iyilik
et.
Her iyilik bir sadakadır.
Ehli olsun olmasın, sen iyiliğini yap. Şayet ehlini buldunsa ne güzel, isabet
ettirdin. Şayet bulamadınsa, sen iyiliğin ehli olursun.
Veren el, alan elden üstündür.
Kalpler, kendisine iyilik yapanı sevecek, kötülük yapana ise buğzedecek şekilde
yaratılmıştır.
İyi işleri tavsiye eden kimsenin kendisi de iyi işler yapsın.
İyilik, iki kötülük olan ifrat ve tefritin ortasındadır.
Hayır çoktur, fakat yapanı azdır. Hayır, fıtrata uygundur. Şer (kötülük) ise
fıtratın sapması sonucu işlenir.
Komşusu aç olup da karnını doyuran kimse, mümin değildir.
Allah katında, arkadaşların en hayırlısı, arkadaşına en hayırlı olanıdır.
Komşuların da en hayırlısı, komşusuna en hayırlı olanlarıdır.
Geniş ev, dürüst komşu ve rahat binek, müslüman kişinin saadetindendir.
İnsan, komşusunu, kardeşini ve babasını öldürmedikçe kıyamet kopmaz.
Kimin kötülüklerinden komşusu emin olmaz ise, o Cennete girmez.
İnternetten
Online Sipariş Vermek İçin Tıklayın |
|
|