Sosyal İslâm

 

 

 

 

 

Sosyal İslâm Nedir?

Kavramsal İçeriği

Sosyal İslâm, İslâm dininin sosyal hayata ve sosyal meselelere yönelik dünya görüşüdür. Sosyal İslâm, İslâmın sosyal siyasetidir. Bir başka ifadeyle Sosyal İslâm, İslâm dininin, sosyal siyaset ve sosyal güvenlik ile ilgili olarak tavsiye ettiği teorik ve pratik hükümlerin bütünüdür.

Diğer beşerî sosyal siyaset uygulamalarından ve sosyal güvenlik sistemlerinden farklı olarak Sosyal İslâm, sosyal siyasetin uygulanmasında, toplumu oluşturan hemen hemen bütün sosyal kesimleri ve grupları sorumlu tutmaktadır. Hem muhtaç duruma düşen insanları, hem de zengin insanları kapsamına almaktadır. Özelikle, zengin sayılan insanlara da önemli sosyal sorumluluklar yüklemektedir.

İslâmî sistemin bir parçası olan Sosyal İslâm, sosyal meselelere ve bunların çözümüne yönelik sosyal politikalara Kuranî bir açıdan bakarak, sosyal siyasetin metafizik, ilahî, fıtrî ve manevî köklerin derinliklerine iner.

Şimdiye kadar sosyal siyaset konularına yönelik araştırmalar, genellikle batı kaynaklı ve dünyevî ideolojiler çerçevesinde yapılmış olduğundan, İslâm’ın bunlara dair görüşlere sahip olmadığı düşünülmüştür. Sosyal konuların her gün biraz daha artan cazibesi sebebiyle, sosyal sorunların çözümünde dinin de önemli bir yere sahip olabileceği gerçeği de artık anlaşılır olmuştur. Sosyal sorunlara bilimsel anlamda alternatif sosyal düşünceler ve çareler üretmek maksadıyla, Sosyal İslâm’a ilgi de her geçen gün artmaktadır.

Sosyal İslâm’ın İlgi Alanları

  • İslâm’da Sosyal Siyaset ve Sosyal Güvenlik

  • İslâmî Sosyal Siyasetin Düşünce Kaynakları

  • İslâmî Sosyal Siyasetin Hukuku

  • İslâmî Sosyal Siyasetin Temel Esasları ve Hedefleri

  • İslâmın Sosyal Hayata Getirdiği Değerler

  • İslâm’da Sosyal Güvenlik ve Sosyal Dayanışma Müesseseleri

  • İslâm’da Sosyal Gelişme ve Sürdürülebilir Kalkınma

  • İslâm’da Sosyal Yapı, Sosyal Sistem ve Sosyal Düzen

  • İslâm’da Sosyal Ahlâk Esasları ve Sosyal Sorumluluk

  • İslâm’da Sosyal Devlet Modeli

  • İslâm’da Sosyal Ekonomi

  • İslâm’da Sosyal Barış ve Sosyal Adalet

  • Sosyal İslâm’ın İlkeleri

       İslâmın Sosyal Siyaset Esasları Şunlardır:

Nokta-i istinat açısından İlahilik vasfı.

Düalizm (Dünya ve Ahiret Dengesi; Dünyevîlik ve Uhrevîlik).

Ahlâkilik (Sosyal Ahlâk ve fazilet ilkesi).

İnsan Odaklı Yaklaşım ve Fıtrîlik (Fıtrata Uygunluk).

Hizmet anlayışı ve niyet açısından “Yaratanın Rızasını Kazanma” ölçüsü.

Din-Vatan-Millet-İnsan Sevgisi ve Hoşgörü.

Sosyal Sorumluluk (Sosyallîlik).

Üniversellik (Global Geçerlilik veya Âlemşümûlluk).

  • Sosyal İslâm’ın Bireysel ve Toplumsal Hedefleri

  • Sosyal İslâmın gayesi, toplumları, yerine göre hem fakirliğin, hem de zenginliğin meydana getirebileceği mânevî tehlikelerinden kurtarmak, kardeşlik, sosyal dayanışma ve kaynaşma duygularını hâkim kılmak, neticede sosyal tekamülü sağlamak ve bununla birlikte insanların, Allah'a kulluk görevini yerine getirmelerini sağlayacak sosyal düzeni oluşturmaktır.

  • Özetleyecek olursak Sosyal İslâmın temel hedefleri şunlardır:

  • Güven ve huzur ortamı tesis etmek.

  • Saâdet-i Dâreyn, yani hem dünya, hem de ahiret mutluluğuna kavuşturmak.

  • Sosyal adaleti sağlamak.

  • İç huzuru ve toplumsal saadeti sağlamak.

  • Kaynaşma ve samimî kardeşliği hâkim kılmak.

  • Paylaşma ve sosyal dayanışmayı tesis etmek.

  • Azamî derecede cömertliği ve fedakârlığı yaygın hâle getirmek (İsâr).

  • Dünyada sosyal barış ve sürdürebilir kalkınmayı yakalamak.

  • Sosyal İslâm’da Sosyal Sorumluluk Anlayışının Boyutları

Burada Sosyal İslâmın bütün ilke ve hedeflerinin mâhiyetini ve derinliklerini ve diğer sosyal sistemlerden farkını geniş çaplı olarak anlatmamız mümkün değildir. Ancak, bir örnek teşkil etmesi bakımından İslâmın, sosyal sorumluluk ilkesini nasıl yorumladığını bir görelim:

Varoluşun ve Yaratılışın Mânâsı Çerçevesinde Sorumluluk: Buna göre, yerde ve gökte yaratılan, varolan her şey, bu yaratılışın gâyesi içerisinde davranmak durumundadır. İnsan da, yaratılış gâyesine yabancılaşmadan, ona uygun olarak sosyal sorumluluk üstlenmelidir.

Allah İnancına Bağlı Bir Sorumluluk Şuuru: Kur'an-ı Kerim, insanın başıboş bırakılmadığına dikkat çekerek, onun sorumlu bir varlık olduğunu hatırlatmaktadır. İslâm, insanın sorumluluk bilinci ile davranmasını istemektedir. Sorumlu insan, aynı zamanda kendi yaptıklarının da sonucuna katlanan, onu dikkate alan insandır. Bundan dolayı yapacağı şeylerin sonuçlarını dikkate alarak yapmalıdır. Bu yönüyle Kur'an-ı Kerim'de insanın sorumlu bir varlık olduğunu hatırlatan bir işaret de; herkesin kazandığının kendisine ait olduğu ve her insanın kendisinden sorumlu olduğu, başkasının günahını yüklenmesinin sözkonusu olmadığıdır.

Bütünlük İnancı İçinde Sorumluluk: Kainatta, varlıkların birbirinden tamamen ayrı ve kopuk olmadığını anlamamızı sağlayan ilke. Buna göre varlık âlemindeki birimler arasında bir münasebet olduğu kadar, bu birimler arasına (Allah-İnsan-Sosyal Çevre) da karşılıklı sorumluluklar vardır. Dolayısıyla, insanların sosyal sorumluluk alanları bütün alanları kapsamaktadır.

Sosyal İslâmın Vasıtaları

a) Mâlî Vasıtalar: Zorunlu veya gönüllü sadakalar (Zekât; Fitre; Bağış): Asgarî bir hayat seviyesinin altına düşenlere, refah seviyesi yüksek olan zenginler tarafından verilen zekât, ilke olarak nakdî veya aynî bir destek (sosyal yardım) dir. Zekât vermek, dinî bir vecibenin gereğidir. Ancak, İslâm devleti aracılığı ile zenginden fakire doğru gerçekleşen bu sosyal transfer, sosyal adaleti de temin etmektedir. Dolayısıyla, zekât, ülke bazında sosyal güvenliği ve uluslar arası boyutuyla da ülkeler arası sosyal diyalogu ve (sosyal) barışı temin eden bir vasıtadır.

b) Sosyal Vasıtalar: Gerek akraba, komşu gibi değişik sosyal kesimlerle sosyal ahlâk ve sosyal sorumluluğun bir gereği olarak oluşturulan sağlıklı sosyal münasebetler ağı ve bu eğilimlerin kurumsal sonuçları (Örn.: Hayır Kurumları; Vakıflar; Külliyeler; Aşevleri; Kervansaraylar; Darüşşifalar).

c) Ahlâkî Vasıtalar: Ahlâk eğitimi ve terbiyesi.