EROL ERDOĞAN (Mili Gazete; 02.12.2005)
Özür Artık Özürlünün Değil
Ailenizde, apartmanınızda,
mahallenizde özürlü var mı? Eminim vardır. Çünkü veriler, Türkiye nüfusunun
yaklaşık % 13’ünün özürlülerden oluştuğunu gösteriyor. Bu rakam, her
mahallede, her sokakta, belki her iki - üç aileden birinde özürlü bir
insanımızın olduğuna işaret.
Peki, özürlü bir
arkadaşınız, dostunuz, sevdiğiniz oldu mu? Olmasını dilerim. Bu, sadece onun
için değil, kendiniz için de bir güzellik ve farklılık olacaktır.
Vücut yapısında veya
fonksiyonlarında bir hasarı, sakatlığı, eksikliği olan, dolayısı ile
aktivitelerde kısıtlılık ve engellilik yaşayan insanlara özürlü diyoruz.
Özürlülük hali, doğuma bağlı olarak oluşabileceği gibi sonraki yetişme
dönemlerinde de meydana gelebilir. Çok uzun düşünmeye gerek kalmaksızın,
özürlü tarifine bakarak bile, aslında bu halin hepimizin başına
gelebileceğini kabul etmek gerekir. Öyleyse, özürlülük, bir ayıp değildir;
utanılacak, sıkılacak, saklanılacak bir eksiklik de değildir.
Özürlüye, ailesine,
çevresine, topluma ve yöneticilere düşen, özürlünün karşı karşıya kaldığı
“kısıtlılık ve engellik” halinin en aza indirilmesi hatta sıfırlanması için
çalışmalar yapmaktır. Özürlülerle ilgili çalışmalar son yıllarda ciddi
şekilde arttı. Bu alanda faaliyet gösteren resmi kurumların başında
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı geliyor. SHÇEK’in de özürlülere
dair önemli çalışmaları var. Son yıllarda, Büyükşehir belediyeleri başta
olmak üzere, yerel yönetimlerin çoğunluğunda “Özürlüler Koordinasyon
Merkezleri” kuruldu. Ayrıca, özürlülerin kullanabileceği eşyaların
üretiminde de önemli mesafeler alındı. Özürlünün, “kısıtlılık ve engellik”
halinin en aza indirilmesi için yapılan çalışmalar içerisinde;
rehabilitasyon, sağlık, eğitim, istihdam gibi çalışmalar var.
Özürlüler için
eğitim
Özürlüler için yapılması
gereken iki tür eğitim var. İlki, özürlüler konusunda, özürlü olmayanlara
verilmesi gereken eğitim. Diğeri ise doğrudan özürlüye verilmesi gereken
eğitim.
Özürlü olmayanlara
verilecek eğitim, kanaatimce özürlüler için planlanacak eğitim
çalışmalarından daha önemli ve önceliklidir. Çünkü, özürlü bir bireye sahip
ailelerin bir kısmında hâlâ özrün saklanacak, utanılacak bir eksiklik olduğu
hissi devam ediyor. Bu yanılgıyı aşan aileler ise, özürlü için neler
yapabileceklerini, haklarının ve imkanlarının neler olduğunu bilemiyorlar.
Toplumda özürlü algısı gün
geçtikçe sağlıklı bir düzeye ilerliyor olsa da, bu konuda da alınması
gereken mesafeler var. Çünkü özürlülük konusunda bilgilenme eksiği olanlar,
özürlülere karşı, acıma, ayrım, abartma, yok sayma gibi, hepsi de yanlış
olan davranışlar gösteriyorlar. Toplum, özürlülere daha sağlıklı
yaklaşmasını öğrenmeli. Bunu sağlamanın başlangıç noktası da, özürlülük –
engellilik konusunun, ilköğretimden itibaren müfredata girmesidir. Yaygın
eğitim mecraları ile verilecek bilgilendirici ve duyarlılık arttırıcı
çalışmalar ve televizyon başta olmak üzere medyanın da konuya dair
yayınlarını sağlıklı bir düzeye getirmesi, sürece olumlu katkılar
sağlayacaktır.
Doğrudan özürlülere
verilecek eğitimler, rehabilitasyon, beceri, yetenek, meslek ve kariyer
amaçlı eğitimlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bu amaçla açılmış
Meslek Liseleri, Mesleki Eğitim Merkezleri, İş Eğitim Merkezleri
bulunmaktadır. Çıraklık ve Halk Eğitimi Merkezlerinin yanı sıra
belediyelerin sanat ve meslek eğitimi amacı ile açtığı (İSMEK, KOMEK,
BELMEK, İSÖM gibi) merkezlerde, yaygın eğitim formatında sertifikalı kurslar
düzenlenmektedir. Vakıf, dernek, spor kulübü, federasyon gibi yerlerde
verilen eğitimleri de bu kategoriye dahil edebiliriz. Çok yaygın olmasa da
“korumalı işyerleri”, eğitim ve istihdamı aynı bünyede toplaması bakımından
önemli.
Eğitim noktasında çok şey
yapılıyor gibi gözükse de, çalışmaların yaygın olmadığını ve kurumların
ciddi bir tıkanmışlıkla karşı karşıya olduğunu belirtmeliyim. Bundan sonra
yapılacak iş, öncelikle eğitim faaliyetlerinin en ücra noktaya kadar
yaygınlaştırılmasıdır. Çünkü, eğitim ile, özürlünün hayata dair kısıtlılık
ve engellilik sorunlarının önemli bir kısmını aşabilmemiz mümkün.
Bu işi başarmalıyız. Çünkü
artık özür, özürlünün değil, ailelerin, toplumun, devletin özrüdür. Özür
bizimdir.
Dikkat, yarın
özürlüler günü
*24 Kasım Öğretmenler
Gününde gazete manşetlerine bakanın içi kararıyordu. Gazetelerin, o gün
hangi haberleri ilk sayfalarına koyarak Öğretmenler Gününü kutladıklarını
derledim. İşte liste: Star, Hürriyet, Vatan, Yeni Şafak ve Güneş: Bir gün
önce intihar eden öğretim görevlisinin haberi. Posta: Kaza geçiren öğretmen
haberi. Milliyet, Tercüman ve Radikal: Ücretlerin azlığı, geçinme
zorlukları, sıkıntılar. Zaman: Öğrencisini kurtarmak için kendisini feda
ederek mayın tarlasına giren bir öğretmenin hikayesi.
3 Aralık Dünya Özürlüler
günü. Umarım gazetelerin yayın yönetmenleri ve yazı işleri dikkatli
davranmışlardır. Cumartesi gazetelerinde içimizi karartırıcı ve
özürlülerimizi üzücü haberlere rastlamayız. Cumartesi haberlerine dikkat!
E – Eğitim
*www.ozida.gov.tr:
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın web sitesi. Sitede özürlüler
ile ilgili mevzuat, kampanya, proje, araştırma ve kuruluş bilgilerine
ulaşabilirsiniz. Ayrıca, özürlülerin eğitimlerine dair her türlü kampanya ve
kurum bilgilerine de bu adresten ulaşmak mümkün.
*www.shcek.gov.tr: Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun web sitesi. SHÇEK, diğer çalışmaların
yanı sıra özürlülere yönelik de bir takım hizmetleri sunuyor. Aile
Danışmanlığı ve Eğitimi, Mesleki Eğitim ve Rehabilitasyon ve Sosyal
Rehabilitasyon hizmetleri bunların başında. Sitede eğitim hizmetleri ile
ilgili bilgilerin yanı sıra rehabilitasyon hizmetleri hakkında da bilgi
bulabilirsiniz.
Özürlü Kitapları:
Sosyal Siyaset Açısında
Özürlüler Politikası; Yayınevi: Türdav, Yazar: Dr. Ali Seyyar,
Sayfa: 280, ISBN: 9756636025, Yayın yılı: 2001
* Kitap, aileyi ve toplumu
özürlülük ile ilgili bilgilendirici ve bilinçlendirici içeriğe sahip. Özürlü
çocuğu olan aileler için de pratik bilgiler sunuyor. Doç. Dr. Ali Seyyar,
bugünlerde konuya dair kitaplarını daha tamamlamak üzere. Kitabın biri, üç
seri halinde çıkacak. Meşhur özürlülerin hayatlarını anlatacak. Diğer kitap
ise özürlü hikayelerinden oluşacak. Her iki kitapta da özürlülerin,
engelleri nasıl aştıklarını ve nasıl başardıklarına dair ilginç detaylar
olacağını tahmin ediyorum.
Kur’an’da
Engelliler Yayınevi: Akis, Yazar:
Dr. Emine Gül, Sayfa: 144, ISBN: 975-9129-10-8, Yayın yılı: 2005 - Ağustos
*Engellilik, tarihin başlangıcından bugüne değin hep varolagelen bir
olgudur. Yazar, engellilik olgusuna Kur’an’ın yaklaşımını bu çalışma ile
ortaya koymayı hedeflemiş. Bu çerçevede, Kur’an’daki bazı ayetlerden yola
çıkılarak, kendini anlama ve anlamlandırma çabası içinde olan engelli
insanlara Kur’an’ın yaklaşımının ne olduğu analiz edilmiş.
|