GEÇMİŞE ETKİLİ YÜRÜRLÜĞE GİREN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDEN
YARARLANMA
(Prof. .Dr.Nizamettin AKTAY; Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F)
Toplu iş sözleşmesinden yararlanma hususunda 2822 sayılı
Kanun’un 9. maddesi düzenleme getirmektedir. Buna göre, “Toplu iş
sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.”
Toplu iş sözleşmesinin imzalanması tarihinde taraf
sendikaya üye olanlar yürürlülük tarihinden, imza tarihinden sonra üye
olanlar ise üyelikten üye olanlar ise üyelikten taraf işçi sendikasınca
işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanırlar.
Toplu iş sözleşmesinin imzasın sırasında taraf işçi
sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar üye
olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da
ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri
, toplu iş sözleşmesinden tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı
ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz.
Dayanışma aidatı ödemek sureti ile toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep
tarihinden itibaren geçerlidir.
Dayanışma aidatı miktarı, üyelik aidatının üçte ikisidir.
Faaliyeti durdurulmuş sendikalara dayanışma aidatı
ödenmez.
Görüldüğü gibi Toplu İş Sözleşmesi Grev Ve Lokavt Kanunu
toplu iş sözleşmesinden yararlanmada taraf işçi sendika üyesi olan işçiler
ve üye olmayan işçiler arasında bir ayrım yapmaktadır. Taraf sendika üyesi
olanlar prensip olarak kendiliğinden toplu iş sözleşmesinden faydalanmakta
iken, sendika üyesi olmayanlar ancak dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş
sözleşmesinden faydalanabilmektedirler. Bu incelemede sendika üyesi olarak
toplu iş sözleşmesinden faydalanabilecek olanlarla ilgili ortaya çıkması
muhtemel ve çıkmış olan bazı hukuki problemler, yargı kararlarını da ışığı
altında incelemeye tabii tutulacaktır.
Toplu iş sözleşmesinin imzası tarihinde işçi sendikası
olan ve taraf sendikaya üye olan işçiler toplu iş sözleşmesi geçmişe
etkili olarak yürürlüğe sokulmuşsa etki tarihinden itibaren toplu iş
sözleşmesinden yararlanacaktır. Ancak işçi eski sözleşmesinin bitiminden
işe girmiş ve yeni sözleşme daha sonra imzalanmışsa (eski sözleşme ile yeni
sözleşme arsında bir boşluk dönemi var ise) ve işçi bu arada bir tarihte
taraf sendikaya üye olmuşsa toplu iş sözleşmesinin yürürlülük tarihi
itibariyle değil, sendikaya üye olduğu tarihten itibaren toplu iş
sözleşmesinden faydalanabilecektir.(Aktay Nizamettin, Toplu iş sözleşmeleri
ve Toplu İş Uyuşmazlıklarının Çözüm Yolları, Ankara 1990, s.55)
Toplu iş sözleşmelerinin imzalanmasında sonra işe giren
işçiler ise sendikaya üye oldukları takdirde üyeliklerinin işverene
bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden
faydalanabileceklerdir. Burada bildirimin işverene ulaştığı tarihi esas
almak gerekecektir.(Oğuzman Kemal, hukuki yönden işçi işveren ilişkileri,
C.I, İstanbul 1984, s.61)
Ancak, uygulamada ve doktrinde imza tarihinde taraf işçi
sendikasına üye olan işçilerin geçmişe etkili(Makable Şamil ) olarak
yürürlüğe sokulan toplu iş sözleşmesinden yararlanma başlangıcının
yürürlülük tarihimi, yoksa sendikaya üyelik tarihimi olacağı konusunda
farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Fakat toplu iş sözleşmesinin imzası
tarihinde üye olan işçinin sözleşmesinin yürürlülük başlangıcı tarihinde
işçi sendikası üyesi bulunması durumunda problem söz konusu
olamayacaktır.Eğer yürürlülüğün başlangıcı tarihinde işçi olmakla beraber
taraf sendika üyesi değilse bu takdirde toplu iş sözleşmesinden
yararlanmada problem meydana gelebilir. (Yürürlülük tarihinde sonra, imza
tarihinden önce üye olan işçiler için)
Yargıtay 9. H.D. 1994 yılına gelinceye kadar verdiği
kararlarında geçmişe etkili yürürlüğe sokulan toplu iş sözleşmesinden
yararlanmada, işçinin sendikaya üye olduğu tarih esas alınmıştır. Sendikaya
üyelik tarihinden önceye götürülen yürürlülük tarihinden itibaren toplu iş
sözleşmesinden faydalanmayı Yargıtay kabul etmemiştir.
20.03.1990 tarih ve E. 1990/3146 sayılı kararında da bu
husus şöyle ifade edilmiştir. “... işçinin toplu iş sözleşmesinin yürürlülük
tarihinden itibaren yararlanabilmesi için gerek yürürlülük tarihinde gerekse
taraf sendikaya üye olması şarttır. İmza tarihinde taraf sendikaya üye
olmasına rağmen, üyelik tarihinden sonra bir tarihte gerçekleşmişse, ancak
üye olduğu tarihten sonrası için yararlanabilir ve böyle bir durumda üye
olduğu tarihten geriye doğru yürürlülük tarihinden itibaren yararlanamaz.
Bu, toplu iş sözleşmesinden yararlanmanın esaslı koşullarındandır. Anılan
madde hükmü başka şekilde yorumlamak mümkün değildir. Daire kararları da bu
yöndedir.( Çalışma Hayatı ile İlgili Yargıtay Kararları, Kamu-İş Yayını,
1990-1995, Ankara 1996.s.495-497).
Yargıtay’ın 1990 tarihli kararını ve önceki kararlarını
isabetli bulamak gerekmektedir. Çünkü, 2822 sayılı Kanun’un 9. maddesi toplu
iş sözleşmesinden yararlanmada esas ölçü olarak taraf sendika üyeliğini
almaktadır. Taraf sendika üyesi olmayanların toplu iş sözleşmesinden
faydalanmamaları asıldır. İstisnai hallerde taraf sendika üyesi olmayanlar
toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceklerdir.( Dayanışma aidatı ödemek,
sendikanın muvafakatı vb.)
Sendika üyeliği yararlanmada asıl olduğuna göre, geçmişe
etkili yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesinde, sendika üyeliği dışı kalan
dönem için yararlanmanın kabul edilmemesi Kanun’un ruhuna ve lafzına
uygundur. 9. maddenin ilk fıkrası” Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi
sendikasının üyeleri yararlanırlar” ifadesiyle”sendika üyesi olmayan dönem”
için de yararlanmanın olmayacağını anlamak daha uygundur. Her ne kadar
ikinci fıkrada , imza tarihinde sendika üyesi olanların yürüklülük
tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeyi çağrıştıran
ifadesi,birinci fıkra hükmü ile ele alındığında yukarıda belirttiğimiz
tarzda yararlanmanın dışına bizi götürmez.imza tarihinde üye bulunanlardan
ancak yürürlülük tarihinde de işyerinde çalışmak ve üye olmak şartlıyla
toplu iş sözleşmesinden geçmişe etkili yararlanabilmeleri kabul
edilmelidir.Yoksa sözleşmenin imzasından bir gün önce sendikaya üye olan
işçi ile eskiden beri sendikaya üye olan işçi arasında yararlanma itibariyle
hiçbir fark olmayacak, katlanılan külfetler itibari ile ise büyük farklar
olacaktır.Birisi her ay üyelik aidatı ödemiş olacak, diğeri ise hiçbir aidat
ödemeksizin(geçmişe etkili dönem için) toplu iş sözleşmesinin farklarını
alabilecektir. Menfaat denkleşmesi de gerçekleşmemiş olacaktı. 9. maddenin
arzusu da bu değildir.(Aksi görüş, Çelik Nuri. Toplu İş Sözleşmesine İlişkin
Temel Sorunlar Semineri, Kamu-İş Yayını, Ankara 1990, s.151)
Yargıtay 1994 yalında verdiği yeni bir karar ile istikrar
kazanmış Daire görüşünü tamamen değiştirmiş ve toplu iş sözleşmesinin
yürürlülük başlangıcı tarihinden sonra işe giren ancak sözleşmenin imzasında
bir müddet önce sendikaya üye olan işçinin toplu iş sözleşmesinden işe giriş
tarihinden itibaren yararlanabileceğini kabul ederek, taraf sendika üyesi
olunmayan dönem içinde yararlanmayı mümkün kılmıştır.( 19.09.1994
E.1994/12454. K. 1994/12518, Çalışma Hayatı İle İlgili Yargıtay Kararları,
Kamu-İş Yayını, 1990-1995 Ankara, 1996, s.512-513)
Mahkeme kararında bu kabul şöyle ifade
edilmiştir.;”...Uyuşmazlık konusu toplu iş sözleşmesi 30.07.1991 tarihinde
imzalanmış olup,yürürlülük başlangıç tarihi01.03.1991’dir. davacı01.03.1991
tarihinden sonra ve imza tarihinden önce işyerinde çalışmaya başlamış ve
henüz sözleşme imzalamadan sendika üyeliği kesinleşmiştir. Davacı, toplu iş
sözleşmesinin imzalandığı 30.07.1991 tarihinden önce taraf işçi sendikasına
üye bulunduğuna göre işe giriş tarihinden itibaren sözleşmeden yararlanması
gerekir. Davacı, sözleşmenin yürürlülük başlangıcı olan 01.03.1991
tarihinden sonra işe girdiğine ve imza tarihinde taraf işçi sendikasının
üyesi bulunduğuna göre 2822 sayılı Yasa’nın 9. maddesinin açık hükmü
karşısında işe giriş tarihinden itibaren sözleşmeden yararlandırılmış olması
doğrudur.”
Yargıtay’ın bu kararı yukarıda ifade ettiğimiz
gerekçelere aykırıdır. Öncelikle 2822 sayılı kanunun 2821 sayılı Sendikalar
Kanunu ile ilişkili olarak almaktadır.Sendikaya üyeliğin bulunmadığı bir
dönem için toplu iş sözleşmesinden yararlanmayı kabul etmek mevcut hukuki
yapı içersinde kabul edilemez. Özellikle 2822 sayılı kanun’un 9. madde
birinci fıkrası hükmüne kesin aykırılık oluşturmaktadır.(Aynı görüş, Ekonomi
Münir, Yargıtay’ın İş Hukuku Kararlarının Değerlendirilmesi, 1994, MESS
Yayını,s.96)
Bu çerçevede
bakıldığında Yargıtay’ın 1990 yılına kadarki isabetli kararlarından dönüş
anlamına gelen 1994 tarihli kararın,uygulamada emsal teşkil edebilecek
nitelikte ve hukuki gerekçeleri sağlam bir karar olduğu söylenemeyecektir. |