aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

 

Makaleler ;

<<<Sosyal Ahlak Makaleleri

KURUMSAL DALKAVUKLUK

 

Şeref Oğuz

 

 Dalkavukluk (Yalakalık; müdahenet): [Sycophantic attitude// Würdeloses Schmeicheln: Kriecherei]: ‘Daha çok dünyevi ve madde menfaat sağlamak ve itibar kazanmak maksadıyla, önemli kabul edilen birilerine hoş görünme, özellikle mevki sahibi kişilerin yüzüne gülme, riyakar tutum sergileme, abartılı ve yersiz övgülerde bulunma, güçlüleri, haksız da olsalar desteklemek anlamlarına gelen anti-sosyal ve nahoş bir tutum ve davranış biçimi...’ Ali Seyyar’ın Sosyal Sözlüğü’nde, dalkavukluğa dair verilen tanım bu. Hemen her dilde bir karşılığı var. Her kültürde böyle bir kurum var. Hatta bunu kurumsallaştıran yapılar, roman, şiir ve filmlerin vazgeçilmez öğesi olmuş.

Peki kurumsal dalkavukluk ne oluyor?

Kurumsallaşma, şu anda iş dünyasının gündemindeki en popüler konu. Tanımı gereği, bir işin yerine getirilmesinde oluşturulacak süreçlerin belirlenmesi ve bunun ortak hafızada taşınması demektir. Dalkavukluğu, ‘bir işin yerine getirilmesinde oluşturulacak sürecin içine ve daha da beteri, kurumun ortak hafızasına taşımak’ söz konusu olduğunda, artık ‘kurumsal dalkavukluk’tan sözediyoruz demektir.

Kurumsal dalkavukluk, bir kültür sorunudur. Kültürü ‘toprak’, değerleri de ‘tohum’ olarak kabul edersek, liderin tutumu, işyeri kültüründe, kurumsal dalkavukluğun yeşerip yeşermeyeceğini belirleyen en temel unsur haline gelir. Kurumsal dalkavukluğun en tehlikeli yanı, karar verme süreçlerini çarpıtması ve bunun sonucu ortaya çıkan ‘yönetimsizlik’tir.

Kurum liderinin etrafında yarattığı demokrasizlik, bir süre sonra sadece ‘iyi haberleri’ sızdıran ve ‘kötü haberleri’ dışlayan; ‘dalkavukluk kalkanı’ oluşturur. 400 bin haz sensörüne karşılık 4 milyon acı sensörüyle donatılmış insan vücuduna ters düşen yapıda dalkavukluk, yalnızca ‘liderin hoşuna gidecek’ bilgilere geçit vereceğinden, kurumun ‘kangren’ olması işten bile değildir. Türkiye’de işletmelerde görülen dalkavukluk, kurumsal yapıya adeta nüfuz etmiş pek çok çeşitte karşımıza çıkabiliyor. ‘Kralın soytarısı’, kurumsallaşmış dalkavukluğun, tarihteki en genel örneğidir. Günümüzde durum, bundan fazlaca farklı değildir. Kralın soytarısı üstelik artık ‘tek’ de değildir. Kurumsallaşıyoruz derken, her kademede, farklı iş tanımlarına(!) sahip, kurumsal dalkavukluk üretebiliyoruz.

Bodyguard dalkavuklar: Bunlar, patronu, tepe yöneticisini ya da lideri, dış dünyadan koruyarak ‘işlerini sürdürme’ gayretindekilerdir. Genelde bunları ya bir yönetici asistanı ya da insan kaynakları direktörü olarak ‘kurumsallaştırırız’ ve yarattıkları yıkımın boyutu, çoğu kez kurum içten çürüdükten sonra ortaya çıkar.

Evet efendimciler: Bunlar, liderin yakınında duran ve fiziki yakınlık yüzünden lideri ‘yanlış bilgilendiren’ kurumsal dalkavuklardır. Liderin her söylediğini onaylarlar. Lider, kendi söylediğine kendisi itiraz edince, bu defa bu itirazı da onaylarlar. Bunların yüzünden lider, doğru karar oluşturamaz. Zira her söylediği ‘doğru, güzel, iyi’ bulunduğundan, hatalarına karşı ‘morfinlenmiş’ hale gelir.

Sadakat dalkavukları: Bu tür dalkavukların davranış modeli; ‘kuruma sadakat’ üzerinden yürür. Sadakat, harika bir şey olabilir. Ancak yalnızca ‘sadakat’ ile kuruma değer yaratılamayacaktır. Değer yaratmaya iş süreçlerine sadakat, bu tür kurumsal dalkavukların en belirgin vasfıdır. Genelde yönetim kademelerini tıkayan, yetenekli gençleri kurumdan uzaklaştıran bu dalkavuklar, üretimlerinden ziyade, ‘ihanet etmedikleri’ni vurgulayarak varlıklarını sürdürürler. Ve tarih göstermiştir ki en yıkıcı ‘ihanetler’ bu ‘sadakat dalkavukları’nın hainliğinden çıkmıştır. Batmak üzere olan gemiyi, ilk terkedenler de bu ‘sadık(!)’ dalkavuklar olmuştur.

İşgüzar dalkavuklar: Bu tür kurumsal dalkavukların gayreti, liderin gözünde ‘çok çalışkan ve fedakar’ imajı oluşturmaya yöneliktir. Her işi, yapsın yapmasın, her projeyi bitirsin bitirmesin, her problemi çözsün ya da çözmesin, ‘üstlenir’ler. Patronun olduğu her yerde hazır ve nazır’dırlar. Düğüne giderse damat, cenazeye giderse tabut olma gayretleri ile ‘liderin gözdesi’ kalmaya gayret ederler. Dalkavukluk bir tür şehvet halidir. Genelde, liderin ‘doymamış yağ oranı’ndan neşet eder. Şehvetlerin de en yıkıcısıdır. Üç tür şehvetten bahseder Gazali: ‘Cinsel şehvet; hayvanlarda dahi vardır ve sıradandır. Yeme içme şehveti; sağlığa aykırı ve daha yıkıcıdır. Ancak bir şehvet vardır ki onun karşısında bey de sultan da duramaz: Methetme ve methedilme şehveti.’ Methetme ve methedilme şehvetinin günümüz dilindeki karşılığı, işletmelerimizdeki yansıması bugün, ‘kurumsal dalkavukluk’tan başka bir şey değildir. Gerçeği abartan ya da saklayan bir tür ‘çarpıtıcı mercek’ gibi işleve sahip kurumsal dalkavukları işletmesinde var eden, liderden başkası değildir.

Kurumsal dalkavuklar yüzünden ziyan olan iş gücünü, süreç verimini, kárlılığı, iş fırsatlarını ve kaliteli insan varlığını acaba ‘hesaplamayı’ düşündünüz mü? Mesela, küresel rekabet gerekçesiyle piyasadan, devletten, ondan bundan taleplerinizi sıralarken, ‘kendi içinize ve işinize’ bakmıyorsunuz? Sizi, methetme şehvetiyle alaşağı eden kurumsal dalkavuklarınız için bir ‘envanter’ çıkarmakla işe başlayabilirsiniz.