aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

<<<Sosyal Siyasetçilerimiz;

<<<Prof. Dr. Kadir ARICI;

 

Prof. Dr. Kadir ARİCİ

 

Makaleleri
 

Arıcı, Kadir; “Sosyal Güvenlik Sistemimiz İçin Yeni Bir Tecrübe: Özel Emeklilik Fonu”; TİSK-İşveren Dergisi; Aralık 2001.

 

 

Sosyal Güvenlik Sistemimiz İçin Yeni Bir Tecrübe: Özel Emeklilik Fonları

(Prof. Dr. Kadir ARICI; Gazi Üniversitesi İİBF)

 

Devletimiz bütün vatandaşlarına kanun temelinde çağdaş seviyede sosyal güvenlik hakkını sağlamış olmasına rağmen; sonuç itibariyle bu hakkı hayata geçirecek ve vatandaşlarda beklentilere uygun sosyal güvenlik tatmini sağlayabilecek bir sosyal güvenlik sistemini gerçekleştirememiştir. Uygulamada sosyal güvenlik bakımından yükün büyük kısmı zorunlu sosyal sigorta sistemine dayalı sisteme (birinci ayak tabir edilen sistem) bırakılmıştır.

Mevcut sosyal sigorta sistemimiz siyasi popülizme kurban edilmiş ve günümüzde bütün dengelerini ve fonlarını kaybederek devletten sürekli kaynak aktarılmasını gerektirecek bir duruma düşürülmüştür. 2002 Mali yılında sosyal sigorta kuruluşlarına devletin garantör sıfatı ile aktarmak zorunda kaldığı kaynak 7.9 katrilyona ulaşmıştır. Bunda başta siyasi popülizme kapı açan siyasiler ve siyasi iktidarlar kadar; siyasilerin bu zaafından azami istifade ederek günü kurtarmak peşinde olan sigortalıların ve hak sahibi emeklilerin de payının olduğunu unutmamak lazımdır. Şu halde elbirliği ile sosyal sigorta sistemi bugünlere getirilmiştir. Deniz bitmiş, kara görülmüş ve çıplak gerçek bütünü ile ortaya çıkmıştır. Son on yıl içerisinde sosyal güvenlik sistemimizin bu durumdan nasıl kurtarılabileceği hususundaki araştırmalar, günümüze kadar gelmiş olan bu düzenin artık böyle devam edemeyeceğini göstermektedir.

Mevcut sosyal sigorta sistemimizin meseleleri çözülmüş olsa dahi tatmin edici bir sosyal güvenlik sisteminin tek başına sosyal sigorta sistemi ile yakalanamayacağı aşikârdır. Öte yandan insanlık tecrübesi de devletin sosyal güvenlik alanında belirli bir seviyenin üzerinde yük almasının mümkün ve de uygun olmayacağı yönündedir. Vatandaşların ve toplumun (belediyeler, işletmeler, ailenin v.s. yolu ile) sosyal güvenlikte daha fazla yük alması ve daha fazla fedakarlık üstlenmesi gerekmektedir.

Devlet sosyal sigorta ve kamu sosyal yardım ve sosyal hizmet sistemi yolu ile asgari seviyede sosyal güvenlik sağlaması; fertlere ise bu asgari garantiyi kuvvetlendirecek tamamlayıcı sistemleri ve alternatifleri ile birlikte tamamlayıcı sosyal güvenlik tekniklerini ve planlarını sunması daha fazla tatmin edici ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi için lüzumludur. Bu ek tedbirlere tamamlayıcı sosyal güvenlik sistemleri denilir. Tamamlayıcı sosyal güvenlik sistemleri işletme bazındaki özel emeklilik sistemlerinden, hayat sigortalarına, kadar çok çeşitli planlardan müteşekkildir.

28.03.2001 tarih ve 4632 sayılı "Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu" ile Türk sosyal güvenlik sisteminde de tamamlayıcı sosyal güvenlik sistemleri alanında çok önemli ve yeni bir adım atılmış bulunmaktadır. Bu düzenleme ülkemiz için yeni bir uygulamadır. Ekonomik krizler süreci ile kısmen gölgelenmiş olmasına rağmen, kamuoyu iyi bilgilendirilir, aydınlatılır ise ekonomik krizden çıkışımıza da katkı sağlayabilecektir.

I - DÜZENLEMENİN GAYESİ

Sosyal güvenlik sistemimizde yaşanmakta olan kriz belli çevrelerde fırsatçı çözümlere kapı aralamıştı. Sosyal güvenlik sisteminin bütünüyle özelleştirilmesi kamuoyunda tartışılmaya başlanmıştı. Ancak kamuoyunda bu teklifler beklenen desteği bulamamıştır. Kalkınmış ülkelerin büyük çoğunluğunun sosyal sigorta sisteminden vazgeçmediği bilindiği halde; ülkemizde Şili örneği kamuoyuna başarılı bir örnek gibi takdim edilebilmiştir. Sonuçta, doğru bir tercih yapılarak sosyal güvenlikte özelleştirme tartışmalarından vazgeçilmiş ve tamamlayıcı sosyal güvenlik teknikleri tercihine yönelinmiştir.

Biz tamamlayıcı sosyal güvenlik tekniklerinden munzam sosyal sigorta sistemlerinin yaygınlaştırılmasının daha doğru olacağını; yani Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) benzeri sandıkların kurulmasının tercih edilmesini savunmuş idik. Hatta bu sandıkların kısa zamanda kurulmasının sağlanması için de Tasarrufu Teşvik Hesaplarında toplanan kaynakların bu sandıklara aktarılması ile kısa zamanda uygulamanın ileri yaşlardaki vatandaşların da faydalanacağı bir şekilde başlatılabileceği teklifini getirmiş idik.

Kanun koyucunun tercihi Bireysel Emeklilik Sisteminden yana oldu. Bu sistem bir emeklilik sistemi olduğu kadar bir tasarruf ve yatırım sistemi olarak da öngörülmüştür. Kanun, sistemin amacını "Kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak, bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gelir sağlayarak refah düzeylerinin yükseltilmesi, ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratarak istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasını teminen, gönüllü katılıma dayalı ve belirlenmiş katkı esasına göre oluşturulan bireysel emeklilik sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesidir" (m.1) olarak açıklanmaktadır.

Bireysel emeklilik sistemi tasarlanır iken sosyal güvenlik fonksiyonu kadar ülkenin ihtiyacı olan uzun vadeli yatırım için gerekli fonların teşekkül ettirilmesi, kamunun uzun vadeli borçlanma imkanlarının artırılması, piyasalarda görülen spekülasyonların azaltılması, toplam milli tasarrufların artırılması, sermaye piyasalarının gelişmesinin ve güçlenmesinin sağlanması gibi amaçlar da gözetilmiştir. Hatta bizim kanaatimiz bu amacın mali çevreler bakımından esas amaçtan daha bir öncelikli görüldüğü yönündedir.

Düzenlemenin gayesi ülkemizde sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin kurulmasını destekleyici nitelikte tespit edilmiştir. Zira, mevcut sistemin tatmin seviyesinin artırılması şarttır. Bunun için bireysel emeklilik planları uygun vasıtalardan birisidir.

II -DÜZENLEMENİN ÖZÜ

Bireysel emeklilik sistemi özet olarak fertlerin kurulacak bireysel emeklilik şirketleri ile "Emeklilik Sözleşmeleri" yapmalarını, şirket nezdinde açılacak bireysel emeklilik hesabına katkı payı ödemelerini, hesaptaki paylarını diledikleri takdirde istediği bir emeklilik şirketine aktarabilmelerini, sistemde en az on yıl kalmaları ve 56 yaşını tamamlamaları halinde emeklilik hakkını kazanabilmelerine imkan sağlayan bir plandır. Kişiler bireysel hesaplardaki tasarruflarını toplu olarak alabilecekleri gibi aylık şeklinde alma tercihinde de bulunabilirler (m.6). Emeklilik şirketleri iştirakçilerden giriş aidatı adı altında bir katkı payı da alabilecektir (m.7).

Emeklilik şirketlerinin kuruluş esaslarının kanunla belirlenmiş olması; uzun vadeli bir emeklilik planı olarak güven ihtiyacının tatmini bakımından yerinde olmuştur (m.8). Bu ihtiyacın karşılanması bakımından ayrıca da Kanun koyucu şirketlerin (i) Sigorta Murakabe Kurulu, (ii) Sermaye Piyasası Kurulu, (iii) Bağımsız Denetim Şirketleri tarafından denetlenmesini öngörmüştür.

III- DÜZENLEMENİN SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE, EKONOMİYE ÖZELLİKLE DE SOSYAL GÜVENLİĞE ETKİLERİ

Bireysel emeklilik sistemleri başarı ile uygulanabilir ise sosyal güvenlik sistemine, özel sigorta sektörüne ve ekonomiye önemli katkılar sağlayabilir. Elbette burada sistemin başarısı uygulama başarısı olarak anlaşılmalıdır. Ayrıca hayat sigortalarında vatandaşların geçmişte yaşadıkları, zaman zaman da yaşamaya devam ettikleri, hayal kırıklıklarının da olumsuz yansımaları bir süre olabilecektir.

Bireysel emeklilik sistemleri uzun vadeli uygulamalardır. Dolayısı ile bunca uzun vadeli bir uygulamanın başarılı bir şekilde sürdürülmesinin zorluğu açıktır. Ülkemizde iktisadi istikrarın olmadığı kriz ortamında sistemin uygulamaya girmesi de bizce bir talihsizliktir. Ancak krizler iyi yönetilir ise şansa da dönüştürülebilir. Bu anlamda kamuoyunun bilgilendirilmesi ve ikna edilmesi açısından sistemli tanıtım çalışması bir ihtiyaçtır.

Bireysel emeklilik uygulaması sigortacılık sektörü için yeni bir tecrübe olacaktır. Hayat sigortaları ile kazanılmış olan uzun dönemli sigortacılık tecrübesine ilaveten Türk sigorta sistemi daha da uzun dönemli bir sigortacılık tecrübesi yaşayacaktır. Zira sisteme yeni bir ürün girmektedir.

Bireysel emeklilik sisteminin ekonomiye önemli katkılar da sağlayabilme potansiyeli mevcuttur. İktisadi istikrarın sağlanmasına, yatırımların artırılmasına katkı yapabilir. Günümüzde ekonomimizin temel ihtiyacı , tasarruf ve yatırımların yetersizliğidir. Bireysel emeklilik sistemi ile tasarrufların artırılması sağlanmış olacaktır. Özellikle de niteliği itibari ile bu tasarruflar uzun vadeli yatırımlar için kaynak sağlayacak nitelikteki yatırımlardır. Elbette bu yönü ile de büyük katkı sağlayabilecektir.

Tamamlayıcı niteliği itibari ile bireysel emeklilik sistemleri sosyal güvenlik ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlayabilecektir. Biz ülkemiz şartları içerisinde bireysel emeklilik sistemlerinin üst gelir grubundaki kesimlere yönelik bir katkı getirebileceğini düşünüyoruz. Zira düşük gelir gruplarında bu kadar uzun süreli tasarruf sistemine tahammül etme ve bunca fedakarlığa gönüllü olarak katılmaları imkanı bulunmamaktadır. Sistemin özel sektörde işverenlerin katkıları ile destekli bir şekilde büyük işletmelerle kamu sektöründe bazı işletmelerde çalışanları kapsamasını bekleyebiliriz. Sonuç ne olursa olsun, tamamlayıcı nitelikteki bu uygulamanın sosyal güvenlik sistemimizin güçlenmesine katkı yapacağını düşünmekteyiz.

ENDİŞELERİMİZ VE TEKLİFİMİZ

Bireysel emeklilik sisteminin planlanması ülkemiz şartlarına uygundur. Ancak uygulama ile ilgili endişelerimiz de devam etmektedir. Sisteme yönelik temel endişemiz tasarrufların değerinin korunması ve reel getiri getirecek şekilde değerlendirilmesinin sağlanmasında odaklanmaktadır. Hayat sigortası tecrübesi hiç göz ardı edilmemelidir. Ayrıca yirmi yılı aşkın Şili uygulamasından alınan dersler de göz ardı edilmemelidir. Emeklilik şirketlerinde kısa zaman içerisinde oligapol bir yapının oluşması, işletme giderlerinin yüksek olması ve topladığı tasarrufların büyük çoğunu devlet tahvillerine yatırım yaparak değerlendirme gibi Şili uygulama sonuçları ülkemizde de yaşanabilir.

Sistem bilinçli bir iştirakçi kitlesine hitap etmektedir. Sistemde yönetim riski, yatırım riski, asgari kârlılığın sağlanması gibi riskler de mevcuttur. Fonlar, fon yönetim şirketleri tarafından yönetilecektir. Yatırım riski nasıl göğüslenecektir. Ülkemizde oligapolu önleyici anti tröst ve anti kartel yasaları çıkartılmamıştır. Bu durumda bireysel emeklilik alanında kısa bir zamanda bir tekelleşme riski nasıl karşılanacaktır, nasıl önlenebilecektir.

Sistemi uygulamaya başlamadan önce cevap verilmesi arzulanan başka sorular da bulunmaktadır. Bu soruların cevapları uluslararası tecrübeler de dikkate alınarak kamuoyunu bilgilendirecek bir şekilde verilmelidir.

Sistemin kısa bir süre içerisinde tutunması ve kamuoyu tarafından benimsenmesi için biz tasarrufu teşvik sistemindeki birikmiş fonların bireysel emeklilik fonlarına aktarılabilmesinin sağlanmasını, düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir teklif olarak sunuyoruz. Böylece 56 yaşına 10 yıldan az kalmış insanlar bu birikimlerini aktarma imkanı verilerek bu süreyi beklemeden bu sistemden gelir almaya başlayabileceklerdir. Bu da sisteme girişleri hızlandırıcı etki yaratacaktır. Öte yandan Tasarrufu Teşvik Sistemine yönelik eleştiriler de bu şekilde sona ermiş olacaktır.

Faydalanılan Kaynaklar

-         ALPER, Yusuf: Türk Sosyal Güvenlik Sistemi: Problemleri ve Çözüm Yolları, Ankara 1995.

-         - ARICI, Kadir: Bataktan Gün Işığına, Ankara 1999.

-         - EKİN, Nusret-ALPER, Yusuf-AKGEYİK, Tekin: Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Arayışlar: Özelleştirme ve Yeniden Yapılanma, İstanbul Ticaret Odası, İstanbul 1999.

-         - ERGENEKON, Çağatay: Emekliliğin Finansmanı: Global Uygulamalar Işığında Türkiye İçin Bir Özel Emeklilik Modeli Önerisi, İstanbul 2001.

-         - GLENNERSTER, H. - MIDGLEY, J.: The Radical Right and Welfare State-An International Assessment, Harvester Wheatshefa, 1991.

- TANTAN, Saadet: Sosyal Güvenlik Kapsamında Emeklilik Sisteminde Reform Arayışları ve Özel Emeklilik Fonları, Beta Yayınları, İstanbul 2001.