Federal Almanya’da
Ailenin Sosyal Güvenliği Giriş
Sağlıklı bir nesil yetiştirilmesini temin
etmek bütün sosyal devletlerin başta gelen görevleri arasına girmektedir. Bu
itibarla sosyal devlet, ailenin sağlık, huzur ve refah içinde yaşaması ve
özellikle annenin ve çocukların özel olarak korunması için gerekli olan her
türlü tedbiri almakla yükümlüdür.
Günümüzde, devlet ve milletlerin
gelişmişliği sosyal refah ve sosyal güvenlik olanaklarının geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılması ile ölçülmektedir. Şüphesiz, F. Almanya bu çerçevede
gösterdiği performansı ile modern sosyal devletler içinde önemli bir yer
almaktadır.
Konuya bu açıdan yaklaşırsak, F. Almanya'
da ailenin sosyal güvenliği ile ilgili aile politikalarının çok yönlü
olduğunu ve aile fertlerine de bir çok hak ve imkanın sunulduğunu
söyleyebiliriz. Ancak, özellikle son yıllarda aileye yönelik geliştirilen
yeni politikaların Alman nüfus yapısının değişen demografik trendi ile
yakından ilgili olduğu da gözden kaçmamaktadır.
Makalemizde ailelere yönelik politikalar
belirlenirken bu faktör, yaşlı nüfustan kaynaklanan bakıma muhtaçlara ve
daha fazla çocuklu ailelerin oluşumu için yapılan yeni düzenlemelerle
kendisini açık bir şekilde göstermektedir.
1.
Aileye Yönelik Politikalar
1.1.
Çocuk Parası
Çocuk parası ödemeleri hangi çocuktan
itibaren hangi miktarlar üzerinden verilmeye başlanacağı hususu, ülkelerin
nüfus politikası ile yakından ilgilidir. Doğum oranının düşük olduğu
gelişmiş ülkelerde, nüfus artışını sağlamak ve geniş ailelerin ihtiyaçlarını
karşılamak için, çocuk parası ödemeleri ilk çocuktan başlamak suretiyle
çocuk sayısıyla doğru orantılı olarak artmaktadır.F. Almanya’da da buna
benzer bir uygulama ile 1975 'ten beri çocuklu ailelere, her bir çocuk için
ayrı ayrı ve çocukların sayısına göre artan miktarlarla çocuk parası
verilmektedir (Bundeskindergeldgesetz- BK Gü).
Tablo 1 'de çocuklu ailelere ödenen çocuk
parası miktarı son yıllardaki değişikliklerle beraber görülmektedir. Buna
göre, 1997' den beri örneğin 1 çocuklu bir aileye ayda 220 DM, 2
çocuklu ise 440 DM, 3 çocuklu ise 740 DM, 4 çocuklu ise 1090 DM ve 5 çocuklu
ise 1440 DM çocuk parası verilmektedir.
Tablo 1: Yıllar İtibariyle Çocuk Sayısına Göre Ödenen Aylık Çocuk Parası
Miktarı (DM ).
Çocuk sayısı |
1992-1995 |
1996 |
1997 |
1 |
70 |
200 |
220 |
2 |
130 |
200 |
220 |
3 |
220 |
300 |
300 |
4 ve daha fazla |
240 |
350 |
350 |
Kaynak: Der
Sozialversicherungs-fachangestellte; Nr. 95; 01.04.1996; s.21.
16 yaşın bitimine kadar her aile bu haktan
yararlanabilirken çocuğun mesleki eğitim veya yüksek tahsil görmesi halinde
çocuk parasın ödenmesi 27 yaşına kadar devam etmektedir (BKGG, m.2). Sosyal
sigortalı olsun veya olmasın gelir seviyesi düşük olan ailelere her bir
çocuk için belirlenen çocuk parasına ilaveten çocuk parası zammı
(Kindergeldzuschlag) adı altında azami 6S DM verilmektedir (BKGG, m.ll a).
Bu para aile bütçesi zayıf olup çocuklardan kaynaklanan gider artışlarının,
kısmen de olsa telafisi için ödenen ek bir sosyal gelirdir. Özellikle her
hangi bir sosyal güvencesi veya geliri olmayan ve bundan dolayı da kamusal
sosyal yardıma muhtaç olan çocuklu ailelere vergi muafiyeti
yapılamayacağından dolayı bunun yerine bu ek yardım yapılmaktadır.
Diğer yandan, gelir. seviyesi yüksek olan ve
2'den fazla çocuğu olan ailelere 1983' den beri çocuk parası kesintili
olarak ödenmektedir (Witterstaetter, s. 113).
İki Almanya'nın birleşmesinden sonra çocuk parasını almaya hak kazanan
ailelere ortalama olarak 22 milyar DM verilmektedir (Arbeits-und
Sozialstatistik, Bundesminİsterium fur Arbeit und Sozialordnung-B MAS; s.223
;s.117).
1.2 Çocuk Bakımı Parası
Çocuk parası ödemelerinİn yamnda aİlelere çocuğun dünyaya gelmesinden
itibaren çocuğun bakım.. yetiştirilmesi ve büyütülmesi amacıyla her ay 600
DM karşılıksiz olarak verilmektedir
(Bundeserziehungsgeldgesetz-BErzGG;m.4,m.S).
1986 yılından beri yürürlükte olan ilgili yasanın düzenlemelerine göre çocuk
bakımı parası alma hakkının süresi ıo aydan 24 aya çıkarılmıştır (Bkz. Tablo
2).
İki yıllık ödeme zarfında bir annenin yeniden bir çocuk doğurması
halinde yeni doğan bebek için yine bu para devletçe ödenmektedir. İkiz
doğması durumunda her bir çocuk için ayrı ayrı olarak ödemede
bulunulmaktadır. Nikahsız olarak doğan çocuklar için de çocuğun bakımını
üstlenen çiftlerden birisine bu ödeme yapılmaktadır. Yasal düzenlemelere
göre, bir bebeğin bakımını üstlenen anne veya baba bu ödeme zarfında ev dışı
bir işyerinde haftada ancak 19 saate kadar çalışabilir.
Çocukların daha iyi
şartlar altında büyütü1mesini amaçlayan bu yasal düzenlemelere göre, çocuk
bakımı parası alabilmek için ailelerin yıllık net gelir durumlarına da
bakılmaktadır. Genelde ilk 6 ay için bütün ailelere bu ödeme yapılırken
yıllık ortalama net kazancı 29 bin DM'nin altında olan orta ve alt tabakaya
mensup ailelere bu para bu süreden sonra da ödenmektedir (Grönert;
ss.99-101). Devlet, 1986 yılından başlayarak ortalama olarak 1.6 milyar DM
çocuk bakımı parası adı altında ailelere ek bir sosyal gelir transfer
ederken
(Arbeits-und Sozialstatistik; s.117) bu rakamı 1991'de 5.8, 1993'de 7 ve
1997'de de 8.6 milyar DM'ye çıkarmıştır (Witterstaetter, s.119~ Textor, s.
43).
Tablo 2: Yıllara Göre Çocuk Bakımı Parası ve İzni
Doğum Dönemi |
SÜRE
|
Çocuk Bakımı Parası |
Çocuk Bakımı İzni |
1.01.1986-31.06.1989 |
10 AY |
10 AY |
1.01.1988-31.06.1989 |
12 AY |
12 AY |
1.07.1989-30.06.1990 |
15 AY |
15 AY |
1.07.1990-31.12.1991 |
18 AY |
18 AY |
1.01.1992-31.12.1992 |
18 AY |
36 AY |
1.01.1993- ? |
24 AY |
36 AY |
Kaynak: Kurt Witterstaetter; Soziale Sicherung; Berlin; s. 119.
Bunun yanında bazı Eyaletler, federal
devletin tespit ettiği normal sürenin dışında da çocuk bakımı parası
ödemesine devam etmektedir. Örneğin, Baden-Württemberg Eyaleti çocuklu
ailelerin gelir seviyesine bağlı olarak 1 yıl boyunca 400 DM'lik bir ödemede
bulunmaktadır. Bavyera Eyaleti ise, normal süreye 6 ay ekleyerek her ay 500
DM vermektedir
1.3
Bakıma Muhtaçlara Bakan _Aile Fertlerine Sosyal
Güvenlik
Aile içinde çalışmanın daha adaletli
değerlendirilmesi bir başka ifadeyle, aile içinde çalışma ile işyerinde
çalışmanın eşit tutulması yolunda 1988 yılından beri önemli adımlar
atılmaktadır.
Mesela, 1988 yılında yapılan sağlık reformu ile hastanın evde bakımı
durumunda hastalık sandığınca ilgiliye, bakımı için belirli bir sosyal gelir
tanınmaktadır. Çalışan bir kişinin evinde bakıma muhtaç birisinin bulunması
halinde bu kişiye 1990 vergi reformu ile vergi kolaylıkları sağlanmaktadır
(Dilik, s.5).
Mesela, gönüllü ve
karşılıksız (ücret almaksızın) olarak aileden veya aileden olmayan bakıma
muhtaç birisine bakan herkes, yıllık gelir beyannamesinde 1800 DM miktarında
belge göstermeksizin bakım gideri gösterebilmektedir (Drühmel, s.278).
1992 yılında yapılan yaşlılık, malullük ve ölüm sigortası reformu ile evinde
bakıma muhtaç birisine bakan kişinin bu bakım süresi emeklilik sigortasına
dahil edilmektedir (Dilik, s.2).
Düzenli olarak haftada en az 10 saat, aileden bakıma muhtaç birisiyle
ilgilenen bir insanın, bakım hizmetlerinde bulunduğu bakım süresini
emeklilik sigortasına, 'prim ödenmeyen sigortalı süre' olarak bildirmesi
hâlinde, emeklilik maaşında bir artış meydana gelmese de daha erken
emeklilik hakkına kavuşması mümkündür (Seyyar, s. 50).
Böylece, yakınlarına bakmak mecburiyetinde kalan ve bundan dolayı da kısmen
veya bütünüyle çalışamaz duruma gelen aile fertleri ve bilhassa kadınlar,
yaşlılık ve diğer sosyal riskler için gerekli çalışma süresini doldurma ve
prim ödeme gibi mükellefiyetlerini yerine getirememe ve bunlardan doğan
haklarını kaybetme gibi tehlikelerden korunmuş bulunmaktadırlar
(Dilik,s. 51).
1995'te sosyal sigortalar sisteminde faaliyete başlayan bakım sigortası,
evdeki bakıcılara sosyal güvenlik ve bilhassa emeklilik sigortası dalında
daha geniş kapsamlı haklar tanımaktadır. Bu itibarla, sosyal bakım sigortası
(SBS) evdeki bakıcıların bakım hizmetlerini bir iş olarak kabul etmekte ve
bunların emeklilik primlerini emeklilik sandığına yatırmaktadır. Emeklilik
primlerinin SBS tarafından ödenebilmesi için, bakımı üstlenen kişinin ev
dışında düzenli olarak çalışmaması, çalışıyor ise çalışma saatinin haftada
30 saatten fazla olmaması gerekmektedir (Sozialgesetzbuch-SGB, XI,m.19).
Prim miktarının tespitine gelince, SBS burada iki unsuru dikkate almaktadır.
Birincisi; bakıma muhtacın bakıma muhtaçlık derecesi. İkincisi; bakıcının bu
görev için haftada ayırdığı hizmet saatidir. Ancak, bakıcının bu yeni sosyal
haklardan yararlanabilmesi için bakıma muhtaç kişiye haftada en az 14 saat
bakması zorunludur. Bu iki unsurun birleştirilerek ele alınmasından sonra
bakıcıya fiktif olarak bir gelir tespit edilmektedir. Bu fiktif gelire
endeksli olarak normal emeklilik prim oranı üzerinden prim miktarı
saptanmaktadır (Soziale Pflegeversicherung, AOK-Bundesverband, s.33).
SBS'nin yürürlüğe girmesiyle evdeki bakıcılar hem daha kolay hem de daha
erken emekli olabilmektedir. Ayrıca, emeklilik paralarında önemli bir artış
sağlanmaktadır.
Bunun yanında SBS, evdeki bakıcıları bakım hizmetlerinde bulundukları sürece
prim ödemeksizin kanuni kaza sigortası kapsamına dahil etmektedir (SGB XI,
m.44.2).
Evdeki bakım görevinin
sona ermesi ile bakıcının çalışma hayatına dönmek istemesi halinde,
İstihdamı Teşvik Yasası'nda yapılan bazı değişikliklerle bakıcıya mesleki
kurslara katılmada veya iş bulmada öncelik tanınmaktadır (Jung, s.120).
1.4
Bakıma Muhtaç Olanlara Sosyal Güvenlik
SBS kapsamına giren bağımlı işçilerin aile üyeleri de bakıma muhtaç olma
riskine karşı korunma altına alınmışlardır. Aile fertlerinin, hangi sebepten
dolayı olursa olsun bakıma muhtaç hale gelmeleri durumunda SBS tarafından
sunulan bütün hizmetlerden yararlanabilmektedirler.
Evde yaşayan bakıma muhtaçlara daha sağlıklı ve aktif bir bakımın sürekli
olarak sağlanması amacıyla SBS profesyonel bakım elemanları tarafından
sunulan harici bakım yardımlarının giderlerini karşılamaktadır. SBS, temel
bakım ve ev idaresine yönelik olan harici bakım hizmetlerinden yararlanmak
isteyen bakıma muhtaçlara muhtaçlık derecelerine göre ayda 750 DM ile 3750
DM arasında bir yardım yapmaktadır (SGB,XI, m.36.3).
Bu hizmetlerden yararlanmak istemeyen veya gerekli görmeyen bakıma
muhtaçlara diğer bakım giderlerini karşılayabilmeleri için 400 DM'den 1300
DM' ye kadar varan bakım yardımları yapılmaktadır (SGB,XI, m.37.l).
Evde bakımın tam yeterli olmaması veya geçici olarak sağlanamaması
durumunda, sürekli veya geçici olarak kısmi (gece veya gündüz) ve yataklı
bakım hizmetleri sunan bakım tesislerinden yararlanılabilir. Bu durumda da
yine muhtaçlık derecesine göre ayni ve nakdi yardım yapılmaktadır
(SGB,XI,m.4l.2).
Bakıma muhtaçların mümkün mertebe bağımsız olarak hayatlarını idame
ettirebilmeleri için ücretsiz araç-gereç (özel hasta yatağı,çağrı cihazı,
dezenfekte ürünleri vs.) yardımı yapılmaktadır (SGB,XI,m. 42.1).
Ayrıca, bakımı evde kolaylaştırmak ve evi bakıma uygun hale getirebilmek
amacıyla yapılması gerekli olan yapısal iç ve dış çevrenin tamirat ve
tadilat giderleri için SBS 5000 DM'ye kadar destek sağlamaktadır
(SGB,XI.73.2).
Bakıma muhtaçların, mümkün olabildiğince sürekli olarak alışa geldikleri
aile ortamında bakılmaları için hem bakıcı hem de bakılan aile fertlerine
yönelik sosyo-ekonomik tedbirlerin yanında bakımın kaliteli ve verimli
olması açısından da her türlü iyileştirici hizmetler sunulmaktadır.
1.5
Çocuk Eğitimine Maddi Katkı
Ailelerin, maddi problemler çekmeksizin çocuklarını okutabilmeleri için
özellikle geliri düşük ailelere Eğitime Teşvik (Ausbildungsförderung) adıyla
parasal yardımlar yapılmaktadır. Ailenin yıllık ortalama net gelir
seviyesine göre r her yıl devlet bütçesinden çocukların eğitimi için
kaynaklar aktarılmaktadır Her yıl takriben 2.5 milyar DM miktarında kamusal
eğitim katkısı yapılmaktadır (Sozialbericht 1996, BMAS, 1997).
1.6 Sosyal Konutlar ve Kira Yardımı
F. Almanya'da kirası nispeten az olan kamusal sosyal konutların yapımına
önem verilmektedir. Yapılan binalardaki daireler özellikle çok çocuklu
aileler için hem yapısal çevre hem de maddi açıdan elverişlidir. Çocuklu
ailelerin bulunduğu bölgelerde yeterince sosyal dairelerin bulunmaması
halinde ailelere, ikamet parası (Wohnungsgeld) adı altında kira yardımı
yapılmaktadır. Bu yardımlardan özellikle gelir seviyesi düşük veya sosyal
gideri çok olan çocuklu aileler yararlanmaktadır. Kira yardımı 1992 yılında
3.6 milyar DM civarında seyrederken bu miktar 1997'de 5.3 milyara çıkmıştır
(Textor, s.41).
1.7 Sosyal Yardımlar
Sosyal sigortalar kapsamı dışında kalan veya
sigortalı olduğu halde geliri az olan ailelere kamusal sosyal yardım
aracılığıyla ayni ve nakdi yardımların dışında bilhassa hastalık sigortasına
sahip olmayan aile fertlerine ücretsiz olarak sağlık hizmetleri
verilmektedir.
Sağlık sigortası olmayan hamile kadınlara ise, doğum sırasında ve sonrasında
gerekli olan bütün tıbbi yardımlar sağlanmaktadır. Ayrıca, bebeğin temel
ihtiyaçlarının giderilmesi için ayni yardımlar da yapılmaktadır (İlaç, bebek
maması-bezi-elbisesi) (Bundessozialhilfegesetz-BSHG,m.79).
Çalışmayan ev hanımlarının doğum yapması halinde kendilerine bir kereye
mahsus olmak üzere Analık Parası (Mutterschaftsgeld) yerini alan (bkz. Bölüm
2.2 ,b) 400 DM'lik bir yardım yapılmaktadır (BSHG,m.38).
Sosyal yardımların, temelde diğer sosyal güvenlik sistemlerinin boşluklarını
dolduran ve genellikle sadece münferit hallerde devreye girmesi gereken
tamamlayıcı bir sosyal güvenlik yöntemi olduğu düşünüIse de sosyal yardım
kaynaklarından her yıl artan miktarlarda transfer yapılmaktadır (1990: 33.7;
1992: 45; 1993: 48; 1997: 62.9 milyar DM; bkz. Arbeits-und Sozialstatistik;
Textor; s. 43).
Bunun ötesinde, sosyal yardımlardan geçinen aileler çocuk bakımı parası,
zamlı çocuk parası ve kira yardım! ödeneklerinden yararlanmaktadırlar.
2. Çalışan Aile Fertlerine Yönelik Politikalar
2. 1 Aileye Vergi Muafiyeti
Başta gelir ve ücret vergisi yasalarında olmak üzere evli olanlara yarı
yarıya kadar varan bir vergi indirimi hakkı tanınırken
(Ehegatten-Splittting), çocuk sahibi ailelerin vergi yükü çocuk sayısına
endeksli olarak (Kinderfreibetrag) oranlı bir muafiyet sistemi çerçevesinde
azalmaktadır (Einkommenssteuergesetz-ESTG,m.32).
Dolayısıyla, bir taraftan çocuklu ailelere değişik isimlendirmeler altında
direkt olarak sosyal nitelikli nakdi yardımlar yapılırken, diğer taraftan da
çocuk sayısına göre daha az vergi alınarak dolaylı olarak mali imtiyazlar
sağlanmaktadır.
Çocuk sahibi ailelerin ve tek başına çocuklarına bakıp çalışmakta olan
annelerin vergi yükü, çocukları için gösterebilecekleri giderler sayesinde
olağanüstü bir şekilde hafifletilirken, bu yük kısmen çocuksuz ailelere ve
mutlak olarak çalışan bekarlara aktarılmaktadır. Böylece, gelir vergisi
sisteminin yapısal özelliklerinden ötürü sosyal gruplar arasında bir gelir
transferi yapılabilmektedir.
Bu itibarla, evli olanlar bu vergi sistemine tabi tutulan bekarlara nispeten
dolaylı olarak (daha az vergi vermek suretiyle) yılda ortalama olarak 30
milyar DM tasarruf edebilmektedirler; bir başka ifadeyle, evli olanlara
bekarların gelirlerinden 30 milyar DM aktarılmaktadır.
Çocuklu ailelere ise, değişik mali imtiyazlar çerçevesinde yılda ortalama
olarak 25 milyar DM ayrıca bir vergi muafiyeti tanınmaktadır (Focus, Nr.25,
1994, s.44).
2.2. Çalışan Kadınların Korunması
Sigortalı olarak çalışan kadınların hamile olmaları halinde Alman sosyal
güvenlik sistemi anne adaylarına çeşitli haklar tanımaktadır. Bunlara kısaca
bir göz atalım:
a) Analık izni
Konu sigortalı olarak çalışan anne adayı olunca, sorunun bir ayağını da
doğumdan önce ve sonra bebeğin sağlığı ile ilgili problemler teşkil
etmektedir. Sigortalı anne adayı bu durumda doğum iznine ihtiyaç
duymaktadır. F.Almanya'da kadın işçilerin ücretli doğum izinleri, doğumdan
önce 6 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 14 haftadan ibarettir.
Bu koruma müddeti (Schutzfrist) içinde kadınların çalıştırılmaları yasaktır
(Mutterschutzgesetz- MutschG ,m.2).
b) Analık Parası
14 haftalık (98 gün) koruma müddeti çerçevesinde sigortalı kadına her gün
için en az 25 DM Analık Parası ödenmektedir. Buna göre, sigortalı çalışan
kadın, doğum yapması halinde asgari olarak (25DM x 98 gün) 2646 DM tutarında
Analık Parası alabilmektedir.
Bu para genellikle hastalık sandığı ve işveren tarafından ortaklaşa
ödenmektedir. Çalışan kadının koruma müddetinden önceki son üç ayın ortalama
net ücretinin 750 DM'nin altında olması durumunda günlük 25 DM olan Analık
Parası hastalık sandığı ve işveren tarafından eşit payla ödenirken aylık
ortalama net ücretin 750 DM sınırının üzerinde seyretmesi durumunda hastalık
sandığı kadına 2646 DM'lik bir ödeme yaparken işverenin de buna ilaveten
kendine düşen payı ödemesi gerekmektedir(Reichsversicherungsordnung-RWO;
m.200)
Bir örnek vermek gerekirse; kadının doğumdan önceki ortalama aylığının r
net olarak 2100 DM olduğunu düşünelim. Bu ücret 30 güne bölünürse kadın,
çalıştırılmadığı 98 gün için günlük 70 DM Analık Parası alma hakkına sahip
olmaktadır. Bu paranın 25 DM' lık bölümünü hastalık sandığının diğer
bölümünü ise (45 DM) işverenin ödemesi gerekmektedir. Buna göre, bu örnek
doğrultusunda doğum yapacak kadın, hastalık sandığından 2646 DM ve
işverenden de (45 DM x 98 gün) 4410 DM olmak üzere toplam 7056 DM Analık
Parası alabilmektedir.
c) Özel İş Güvenliği ve İş Güvencesi
Koruma müddetinin başlamasına kadar anne adaylarının çalıştıkları işyerinde
her türlü tehlikelere karşı özel olarak korunmaları gerekmektedir.
işverenin, anne adayının kendi sağlık şartlarına uygun olarak elverişli
ortamda çalışabilmesi için gerekli önlemleri alması zorunludur. Mesela,
sürekli olarak ayakta çalışmak mecburiyetinde olan anne adaylarının kısa
bile olsa ara sıra oturup dinlenmelerini sağlayacak sandalyelerin uygun
yerlere konulması şart koşulmaktadır (Soziale Sicherung, BMAS, 1998,s.39).
Doğacak bebeğin sağlığına zarar vermeyecek derecede iş güvenliğini temin
edemeyen işverenin anne adayını çalıştırması yasaktır. Bunun için~ anne
adayına, sağlık durumuna ve çalıştığı iş ortamına bakılarak koruma
müddetinin başlamasından evvel izin hakkı doğar. Bu durumda, işveren anne
adayının ücretini ödemeye devam eder (MutschG,m.3/1).
Müsait ortamda çalışan anne adaylarının iş akitlerinin tek taraflı feshi
genel iş güvencesi hükümlerinin yanında daha da zorlaşmaktadır. Analık
durumunun ortaya çıkmasından itibaren başlayarak koruma müddetine kadar
çalışan hamile kadınlara özel olarak imtiyazlı iş güvencesi verilmektedir
(MuschG, m.9).
d) Çocuk Bakımı İzni
Çalışan kadınlar, analık izninin dışında 1986' dan beri yeni doğan
çocuklarının bakımı için ek izin hakkı talebinde bulunabilmektedirler. Çocuk
bakımı izni ücretsiz olmakla beraber devletin, bu izin hakkından yararlanmak
isteyen çalışan veya çalışmayan her anne veya babaya belirli bir süre için
çocuk bakımı parası adı altında sosyal gelir sağladığını 1.2 bölümünde
belirtmiştik.
Çalışan kadınlara sağlanan çocuk bakımı izninin süresi kanunun yürürlüğe
girmesinden sonra sürekli olarak artırılmıştır (Bkz. Tablo 2). 10 ay ile
başlayan bu .izin süresi 1993 'ten beri 36 ay olarak devam etmektedir
(BerzGG, m. 1 S). Bu izin hakkını anne yerine baba da kullanabilmektedir.
Ayrıca, bu izin dönemi, 1992'den beri doğan her çocuk için 36 ay, emekli
sigortasına sayılmaktadır (İşte Almanya, s 363).
Bunun yanında işveren, bu izin döneminde çocuk bakımını üstlenen anne veya
babanın iş akdini, istisnalar hariç (işletmenin iflası, kapanışı veya yer
değiştirmesi), feshedemez (BErzGG, m. 18).
Çocuk bakımı izni hakkının doğması ile 0-3 yaş grubundaki çocukların bakımı
yüzde 80.9 anneler tarafından gerçekleştirilmektedir. Çocuğun 3 yaşını
doldurması ile annelerin bir kısmı yeniden iş hayatına döndüğünden 4-6 yaş
grubundaki çocuklara bakan annelerin oranı yüzde 66.9 düşmektedir.
Bir başka deyişle, bu çocukların yüzde 33.1'İ ya başka birileri tarafından
ya da herhangi bir çocuk yuvasında bakılmaktadır. Ancak,anne dışında
alternatif çocuk bakımı imkanlarının sınırlı olduğu belirtilmektedir. Bu
nedenle, bir çok anne, istediği halde iş hayatına atılamamaktadır (Textor;
s.101).
e) Kurumsal Çocuk Bakımı Hizmetleri
F. Almanya'da çocuk yuvalarının ancak %14'ü tam gün olarak faaliyet
gösterdikleri ve çalışmak isteyen anneler de özellikle bu nitelikteki
yuvalara ihtiyaç duydukları için 4-6 yaş grubuna hizmet veren çocuk
yuvalarına daha fazla gereksinim duyulmaktadır.
F. Almanya Anayasa Mahkemesi doğum yapan annelerin çocuk bakımı izninin
bitiminden sonra yeniden iş hayatına atılmalarını kolaylaştırmak amacıyla, 1
Ocak 1996'dan itibaren geçerli olmak üzere 3 yaşını doldurmuş çocuklar için
mevcut kreşlerde daha fazla kontenjanın ayrılmasını ve bunun yanında tam ve
yarım gün hizmet veren yeni çocuk bakım yurtlarının yapılmasını şart
koşmaktadır.
F. Almanya'da takriben 2.6 milyon çocuğa özel, kamu ve dini örgütlerce
kurumsal bakım hizmetleri sağlandığı halde halen 400-600 bin çocuğun bu
hizmetlerden, kapasite yetersizliğinden dolayı yararlanamadığı
belirtilmektedir.
Anayasanın belirttiği sosyal hedefe 1998'in sonuna kadar ulaşabilmek için
1994 yılından beri gerek personel (çocuk bakıcısı, çocuk pedagogu vs.)
ihtiyacının giderilmesi gerekse fiziki imkanların oluşturulması yönünde
takriben 14 milyar DM'lik bir yatırımın yapıldığı tahmin edilmektedir
(Brüning ss. 19- 21).
SONUÇ
F. Almanya'da ortalama hayat süresinin yükselmesi ve doğum hızındaki düşmeye
bağlı olarak genç nüfus oranının azalması karşısında nüfus giderek
yaşlanmaktadır.
Toplam nüfus içinde yer alan yaşlıların sağlık ve bakım hizmetleri gibi
sosyal hizmetler üzerinde diğer yaş gruplarına kıyasla daha fazla talep
baskısı yaptığı bilinmektedir. Dolayısıyla, F.Almanya giderek yaşlanmakta
olan nüfusu için daha fazla kaynak tahsis etmek sorunu ile karşı karşıya
gelmektedir. Büyük aile tipinin hemen hemen yok olması karşısında yaşlıların
bakımı aile ortamı içinde gittikçe azaldığından geleneksel toplumlardan
farklı olarak yaşlıların bakımı ev dışında değişik huzur ve yaşlı bakım
evlerinde görülmektedir. Bu gidişatı frenlemek ve kurumsal bakım
hizmetlerinin maliyetini düşürmek amacıyla bakıma muhtaç yaşlıların evde
dolayısıyla aile ortamında bakılması için sosyal alanda bir çok reform
niteliğinde yeniliklere gidilmiştir.
Yaşlılık sorununun dışında yine demografik değişimin bir sonucu olarak F.
Almanya'nın karşı karşıya geldiği bir diğer önemli gelişme ise Alman
nüfusunun -gittikçe azalmasıdır. Buna karşılık bir dizi yeni tedbirlerin
alındığını söyleyebiliriz. Her ne kadar bu tedbirlerin çocukların aile için
iktisadi bir yük olmaması için sosyo-ekonomik türden olduğu iddia
edilebilirse de 'çocuk bakımı parası’uygulamalarında görüldüğü gibi bunların
daha ziyade pro-natalist, yani doğurganlık hızını artıncı politikalar
olduğunu vurgulayabiliriz.
Sosyal güvenlik alanında resmen 'aile politikası' diye adlandırılan fakat
mahiyeti itibariyle 'nüfus politikası' olan bu programlar çerçevesinde
çocuklu ailelere 1992 yılından beri her yıl ortalama olarak 130 milyar DM
dolaylı-dolaysız olarak transfer edilmektedir (Heinsohn, s.136).
Kadınların daha fazla çocuk doğurmalarını teşvik etme çabaları 1970'li
yıllardan beri yapıldığı ve çocuk yapmayanlar da ağır vergilerle
cezalandırıldıkları halde -göçmen ve yabancılar politikasını dikkate
almazsak- nüfusun yine de artmadığınI müşahede etmekteyiz.
Bir çok Alman sosyolog ve iktisatçı, aileler için sağlanan sosyal nitelikli
olmayan maddi ödeneklerin en az seviyeye indirilmesi halinde dahi
doğurganlık oranında ciddi bir gerilemenin yaşanmayacağını, uygulanmakta
olan teşvik programlarına dayanarak belirtmektedirler.
Dolayısıyla, Alman halkının sosyo-psikolojik yapısı itibariyle aile
politikasının nüfus sorunlarının çözümü için yeterli bir araç olamayacağı
bunun yerine mali külfetler getirmeyecek basit bir yabancı göçmen
politikasıyla genç işgücünün temini ile sosyal sistemin ayakta kalabileceği
istikametinde düşünceler ağırlık kazanmaktadır.
KAYNAKI.AR
Yazar Adı Olan Eser ve Makaleler
Ali Seyyar; Bakıma Muhtaçlann Sosyal
Güvenliği; Sakarya Üniversitesi Basımevi; Yayın No: 35 Adapazan; 1999.
Axel Drühmel; 1997 Systematisch Steuem Sparen; Econ-Verlag 1996.
Gunnar Heinsobn; 'Das überfflüssige Ende der Sozialpolitik Focus;
Nr.21; 1993.
Jochen Grönert; Geld vom Staat fur Eltem; Müchen; 1996.
Karl Jung; Die neue Pflegeversicherung~
Bonn~ 1995.
Kurt Wittentaetter; Soziale Sicherung; 4.Autlg.; Berıin 1995.
Martin R. Textor; Sozialpolitik; Hof; 1997.
Nicola Brüning; 'Familienpolilik'; Focus; Nr.39;1994.
Sait Dilik; 'Sosyal Güvenlikte Yeni Bir SoS}'al Sigorta Kolu:Bakım
Sigortası'; KA\IIU-İş; Cilt: 4; Sayı: 3; Ocak 1988
Kurumların Neşriyatı
Arbeits-und Sozialstatistik; Hauptergebnisse 1994; Hrsg. BM.S; Bonn; 1995.
İşte Almanya~ Baskı: W estermann, Braunschweıg; 1994.
Sozialbericht 1996; Hrsg. B'IAS; Bonn; 1997.
Soziale Pflegeversicherung~ Lembrief 32; Hrsg. AOK- Bundesverband;
Bonn;1996.
Soziale Sicherung, im Überblick; Hrsg. BMAS; Bonn; Januar 1998.
Yabancı Dergiler
Der Sozialversicherungs- Fachangesteııte; Nr.95; 01.04.1996.
Focus; Nr. 25; 1994.
Kanunlar
BerzGG (Federal Çocuk Bakımı Parası Yasası)
BKGG (Federal Çocuk Parası Yasası)
BSHG (Federal Sosyal Yardım Yasası)
ESTG (Gelir Vergisi Yasası)
MutschG (Annenin Korunması Yasası)
RVO (Devlet Sigorta Düzeni)
SGB,XI (Sosyal
Yasalar Kitabı XI. Bölüm)
|