Öğrencilerim İçin Sınav Soruları ve Duyurular




aliseyyar@sosyalsiyaset.net

   

 << Özürlülük ve Özürlülerle İlgili Yazılar & Makaleler

 

EVDE ve EVLİLİKTE ENGELLİ KADIN OLMAK

ENGELLİ BİR KADININ YAŞAMINDAN KESİTLER

 

Yrd. Doç. Dr. Fatma FİDAN Sinem SAÇ

Sakarya Üniversitesi İİBF Çalışama Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü

 GİRİŞ

 

Engelli bireylerin, hayatın her alanında çeşitli zorluklarla karşılaştıkları bilinen bir gerçektir. Bu noktada yaşamlarını sürdürmek ve niteliğini artırabilmek için özel durumlarına uygun çeşitli kolaylıklardan faydalanabilmektedirler. Kendilerini bu yönde sunulan kolaylıklar yanında kendilerinin geliştirmiş olduğu yöntemler de yaşamlarında avantaj sağlamaktadır. Gündelik hayatlarını idame ettirirken özellikle geliştirdikleri hareket alanları kendi kendilerine yeterlik konusunda oldukça önemlidir.

 

Bu noktada engelli kadının durumu biraz daha farklılık taşımaktadır. Özellikle evle ve evlilikle ilgili yükümlülükleri dikkate alındığında kadınlar açısından ele alınması gereken olguların fazlalığı dikkat çekmektedir. Kadınların özelikle ev içindeki sorumluluklarını yerine getirme de sorunların varlığı dikkat çekmektedir. Ancak, kendilerinden beklenen ve yaşam kalitesini arttırıcı faaliyetleri gerçekleştirmede uygun yöntem ve teknikler de geliştirdikleri görülmektedir.

 

Amaç

Araştırmada, engelli evli kadının evlilik ve ev sorumluluklarını yerine getirmede karşı karşıya kaldığı sorunlar ve bunlara ilişkin geliştirdiği çözüm süreçleri araştırılmıştır. Engelli bir kadının, ilk gençlik döneminden itibaren evlilik hazırlıkları,  beklentileri ve evliliği gerçekleştirme süreci ile evliliği incelenmiş, mevcut koşullar içerisindeki yaşam öyküsüsün sunulması amaçlanmıştır.

 

Örnek

Araştırmaya konu olan engelli kadının demografik özellikleri şöyledir[1];

 

1. Kişisel Özellikler

 

Yaş: 31

Medeni Hal: Evli (4 Yıl)

Çocuk:1 (2 yaşında, erkek)

Kardeş: 3 (Diğer kardeşlerin Engeli söz konusu değil)

Eğitim: Üniversite Mezunu

Meslek: Avukat  (Kamu Sektöründe, özellikle erkek çalışanların yoğunlukta olduğu bir işyeri)  Özürlü kotasından yararlanarak işe girmiş.

 

Eşin Eğitimi: Lise Mezunu

Eşin Mesleği: İşsiz

 

Yukarıda da görüldüğü gibi araştırmanın örneği, 31 yaşında, üniversite mezunu, meslek sahibi ve anne olan bir engelli kadındır.  Söz konusu engelli kadının araştırmanın örneği olarak seçilmesinin temel sebebi de sahip olduğu kişisel özellikleridir.  Engelli, bireylere ilişkin olarak düşüne gelinen karamsar tablonun aksine bir durum sergilediği görülmektedir.  

 

2. Engelli Olarak Belirleyicileri

 

Engel Türü: Bedensel engel

Engelin İçeriği: Sırt ve omuz bölgesindeki şekil bozukluğu

Ortaya çıkan Sorunlar: Yürümede ve özellikle kollarını kullanmada sıkıntı ve yetersizlik

Engelin Kaynağı: Doğum esnasındaki hatalı davranışlar

 

Deneğin kendi ifadesine göre engeline ilişkin tanımlama yukarıda verilmiştir. Hem kolları kullanmaya yönelik, hem de yürümeye yönelik engelin varlığı yaşamında bir takım kısıtlamaları beraberinde getirdiği belirtilmiştir.

 

3. Kişilik Özellikleri

 

Mantıksal ve sezgisel bakış açısı

Özgüvenli ve gururlu

Umursamaz ve sevecen

 

Kişilik özelliklerinin tanımlanmasına yönelik ifadeler deneğin kendisi tarafından verilmiştir. Yaşamını ve yaşam kalitesini belirlemede kişilik özelliklerinin temel etken olduğu üzerine çok fazla vurgu yapmıştır. Özgüvenin yüksek olması ve her şeyi mantık bakış açısıyla değerlendirmesinin engelinin yaşamını zorlaştırmasını önlediğini ifade etmiştir. Özgüvenin yüksek olmasında ailesinin desteğini vurgulamaktadır. Ailesi diğer kardeşlerinden hiç ayırmamış. Aile içerisinde hem olumlu hem de olumsuz olarak değerlendirilişle karşılaşmamış. Dolayısıyla engelinin sürekli gündeme gelmesi gibi bir olumsuzluk hiç yaşamamış.

 

Yöntem ve Veri Toplama Araçları

 

Çalışmada,  temel de nitel araştırma teknikleri kullanılmıştır. Yapılandırılmamış mülakat tekniği ve gözlem kullanılmıştır. Veriler gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelerle ve katılımcı gözlem yoluyla elde edilmiştir. Belirli kriterler çerçevesinde ve bu konuda istekli engelli kadınlar araştırılmış ve bunlardan araştırma için en fazla veri sunabilecek bir kadın araştırmanın odağını oluşturmuştur. Araştırma, belirli periyotlarla deneğin evine gidilerek, bizzat ev ortamındaki etkinliği ve faaliyetleri gözlenerek gerçekleştirilmiştir. 

 

Bulgular

 

Yapılan görüşme sonucunda elde edilen bulgular yaşam öyküsünü sistematik biçimde ortaya koyabilmek açısından dönemsel olarak aşağıda verilmiştir. Sürecin anlaşılabilirliği açısından

 

·   İlk Gençlik, Eğitim ve Gelecek Hayalleri

 

İnsan hayatında gençlik dönemi yaşama ilişkin değişim, dönüşüm ve özellikle de hassasiyetlerin arttığı dönem olarak bilinmekte ve kabul edilmektedir.  Dolayısıyla gençlik ve özellikle de ilk gençlik dönemleri hayaller, arzular, istekler, arkadaşlıklar ve heyecanlar… Sıkıntılı ve sorunlu bir gençlik dönemi ve ardından gelen bilinçli bir kabullenişi içermekte.  “Başka çarem yoktu, vücudumla barışmak zorundaydım, önceleri dışarıya özellikle de kalabalık ortamlara girmeye çekiniyordum, sanki herkes bana bakıyordu, yaşamanın ne kadar zor olacağını düşünüyordum, ilk zamanlar”…Bu dönemde engelli olmanın en ağır geldiği dönem olarak hayatının dönüm noktasını oluşturmuştur. Özelikle genç kızların söz konusu dönemde bedenleri ile ilgili uğraş ve çabalarının arttığı bilinen bir gerçektir. Beğenilme isteğinin zirveye ulaştığı ilk gençlik dönemi engelli bir kadının yaşamının en zor anını oluşturduğu görülmüştür. “Sürekli çevremi ve çevremdekileri gözlüyorum.  Kimin ne kusuru ve eksiği var diye, sanki başkalarında da olsa benim engelim görünmez olacaktı” Söz konusu dönemde, arkadaşlık etmek için daha çok kız arkadaşlarını çok güzel olmayanlardan (kendi ifadesine göre, örneğin çok kısa boylu v.b.) seçtiğini ifade etmiştir. Bu durumu benzer olmanın verdiği güç olarak adlandırmıştır. “Daha sonra çevreme baktım ki aslında çok da dert edecek bir durum değil diye düşündüm, hiç kimse mükemmel değil ki…..”Çevresindeki insanların da eksik yönlerini araştırarak, gözlemleyerek, kendini teselli ettiğini belirtmektedir.

Yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi, gençlik döneminde özellikle estetikle ilgili kaygılar ön plana çıkmış, yaşanan sıkıntılar bu sorun üzerine odaklanmıştır.

 

·   Üniversite Dönemi

 

Üniversite okumayı özellikle, kendini kanıtlamak için çok istemiş. Okumamak gibi bir alternatifi olmadığı özellikle belirtilmiştir. Çünkü, eğitim ve elde edeceği meslek ileri yaşamını devam ettirmede temel olarak anlam kazandığı ifade edilmiştir. “Üniversiteyi kazanınca, bir de Hukuk Fakültesi olunca çok fazla kendime güven duymaya başladım”. “Yaşadığım çevrede üniversite okuyan sayılı kızlardan biriydim ve bu bana ayrı bir güç verdi….”Üniversiteye ilk başladığı dönemde biraz sıkıntı yaşasa da ortamı uygun hareket alanı sunacak biçimde düzenleyebilmiş.

 

“Aslında engelli bireylerin organizasyon ve uyum yetenek ve becerileri daha fazladır ve ben de bunun avantajını en yararlı olacak biçimde kullandım”.  Özellikle üniversite öğrenimi süresince nasıl bir hayat sorusunun cevaplandığı dönem olmuş. Okul yıllarında başlangıçta, kendi bürosunu açma hedefinin ve arzusunun olduğunu ancak bedensel engelinin, bu işi yapmada olumsuz yönde etkili olacağını düşünmüş ve okul bittikten sonra kendi bürosunu açma fikrinden vazgeçmiş. Nedenini şöyle açıklıyor;“Bu meslekte, sunum ve dış görünüş önemli olduğu için, sanki bana gelenlere işi yapabilirliğim konusunda kendimi kanıtlamada çok cesaretli olamadım”, “diğer yandan kendi büromu açmak sorumluluğumu daha da artıracaktı, bu da beni zaman zaman zorlayabilirdi, bu nedenle sorumluluğu daha az olan bir alanı seçtim…”

 

Yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı üzere, bu dönem özellikle mesleki gelecek kaygısı üzerine yoğunlaşmıştır.

 

·   Evlilik, Beklentiler ve Beklenenler

 

“Sanki benim evlenebileceğimi kimse düşünmüyordu” diye anlatmaya başladı. “Ya da en iyi ihtimalle kendim gibi (kendim ifadesinin küçümseme olduğunu özellikle vurguluyor) biriyle evlenebileceğim düşünülüyordu. Ancak engelli olmayan bir eşim var….”

Evlilikle ilgili hayalleri sürekli olduğunu ve çok fazla ümitsizlik yaşamadığını ifade etmiştir. Evlilikle ilgili beklentileri diğer bireylerden farklı olmamış ve evlilik sorumluluğunu yerine getirebilir miyim endişesi hiç yaşanmamış…..

 

Eş olmak, eşit olmak

 

Eşi ile aileleri aracılığı ile tanışmış. Görücü usulü ile gerçekleşen bir evlilik. Özellikle ailesinden uzakta tek başına yaşıyor olması, ailesinin onu destekleyecek ve koruyacak birinin yanında bulunmasını isteğiyle evlenmesini istemiş. Bu noktada birazda ailenin yönlendirmesi ön plana çıkmaktadır. Ev içindeki sorumluluklarını yerine getirme süreci incelendiğinde çok dikkat çekici bir durumla karşılaşılmaktadır. Engelli ve kadın, buna karşı engeli olmayan bir eşin varlığı ile birlikte, evin geçimini üstlenmiş olmak…..hem  gurur duymakta, bu durumdan hem de yadırganmaktan çekinmekte………. “Evi ben geçindiriyorum”  diyor, biraz gurur, birazda çekingen bir tavırla (sanki eşinin zor durumda kalacağını ya da kendisinin yanlış değerlendirileceği düşüncesi ile). Kendinden emin, zaman zaman ezgin tavırla anlattığı evlilik yaşamında mutlu olduğunu ifade ediyor sıklıkla…… “Evlilik sürecinde bedensel engelimi eğitimimle ikame ettim, eşimde bana göre eksik eğitim sürecini bütünsel bir bedenle giderdi, yani ikimizde eşit sayılırız”.

 

Annelik

 

Anne olmak onun için en önemli hedeflerden biri olarak ön plana çıkmış. Çocuğunun da engelli olabileceği ihtimalini hiç düşünmemiş ve “sağlıklı bir çocuk dünyaya getirerek bir kez daha kendimi kanıtladım”  ifadesinde yaşadığı gururun büyüklüğü anlaşılmaktadır. Engeli olmayan bir anne kadar çocuğuna yetmekte, annelik konusunda hiçbir sıkıntı ve iş göremezlik yaşamadığını ancak hamilelik sürecinde taşımakta zorlandığını ifade etmiştir. Bununla birlikte çocuğunu uzun süre kucağında taşıyamamanın verdiği sıkıntıyı dile getirmiştir.

 

·   Ev İşleri

 

Ev işleri ile ilgili olarak bir sıkıntı yaşamadığının özellikle vurgulanması gerekmektedir. Bedensel engelli olduğu düşünüldüğünde ev işlerinin yapılışında özellikle sorun yaşayabileceği düşüncemizi kendine ait geliştirmiş olduğu yöntemler geçersiz kılmıştır. Evin düzeni ve eşyaların konumlandırılması özellikle kendine göre oluşturulmuş. Örneğin, Küçük boyutlu eşyalar tercih edilmiş ve kullanımı kolaylık sağlayacak biçimde oluşturulmuş. Özelikle zamanının büyük bir kısmını mutfakta geçiriyor olması nedeniyle mutfakta farklı bir düzenlemeye gitmiş. Ev ilk bakıldığında, farklılık taşıyor gibi gelmese de hareket kolaylığı sağlayacak yönde yaptığı düzenlemeleri gösterdiğinde dikkat çekici düzenlemelerin varlığı görülmektedir.

 

Değerlendirme

 

Engelli bir kadının ev ve evlilikteki konumu ve sorumluluklarını inceleyen bu çalışmada 

 

Engeline yönelik estetik sorunu gidermek

 

·   Kıyafetlerini engelini kapatıcı biçimde seçmek, örneğin boyun-sırt bölgesini fular ve şal kullanarak kapatmaktadır)

·   Vücudunun güzel bölgelerini öne çıkarmak (örneğin yüzünün güzel olduğunu düşünüyor ve ön plana çıkaracak, makyaj ve saç modeli seçerek, vurguyu bu bölgeye yaptığını belirtmektedir)

 

Engelinden dolayı hareket kısıtını gidermek

·   Kendini kanıtlama isteği çok fazla ön plana çıkmış ve yaşamında sahip olduğu birçok şeyi bu güdüyle kazandığını ifade etmiştir. “Normal insanların sıradan gördüğü olgular benim için çok önemli oldu ve belki engelli olmasaydım bu kadar çaba göstermeyebilirdim…..”

·   Ayakta durmakta zorlandığı için, ayakta yapılması gereken işler için oturma düzeni geliştirmiş.

 

 “Kendimi fazlasıyla kanıtladım, eğitim aldım, meslek sahibiyim ve de evlendim, çocuk sahibi oldum. Engelli olmayan kadınlar da bunlara ulaşmıyor mu en fazla……..”



[1] Araştırmaya konu olan kadının, kişisel özelliklerini kendisinin tanımlaması istenmiş ve kendisinin kullandığı tanım ve tarifler kendi ifade ve kelimelerini yansıtmaktadır.

Google