aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

 

Makaleler ;

Ali Seyyar’ın Makaleleri

 

ÇALIŞMA HAYATINDA CİNSEL TACİZ SORUNU VE ÇÖZÜM YOLLAR

Doç. Dr. Ali Seyyar

 

 

     Kadınların, özellikle işyerlerinde,değişik tür metotlarla  cinsel tacize uğradığı genelde kabul edilmekle birlikte, bunun yalnızca küçük ve belirli bir kadın kesimini etkilediğini inanılmaktaydı. Ayrıca, yakın zamana kadar bu konu tabu olarak görüldüğünden günden dışı tutulmaktaydı. Ayrıca, cinsel taciz olaylarının oldukça geniş bir kadın kesimini etkilediği gerçeğini ortaya çıkmasıyla birlikte, bu karışık sosyal soruna karşı politikalar belirleme hususunda girişimler de çoğalmıştır.

     Cinsel tacizin hangi yoğunlukla ve hangi biçimde ortaya çıktığını belirlemek için, ilk önce cinsel tacizin ne olduğunu belirlemek gerekmektedir. Genelde, kadınlar cinsel tacize uğradığından, cinsel taciz olayını daha ziyade kadınların perspektifinden ele alacağız. Çünkü, kadınların cinsel taciz diye algıladığı bir tavrı, tutumu veya olayı erkekler, bunları çoğu kez bir şaka, espri, kompliman veya zararsız bir el hareketi olarak değerlendirmektedir. Alman hükümeti konuya açıklık getirmek amacıyla, işyerinde cinsel taciz olaylarının ortaya çıkış nedenlerini araştırma gereği duymuş ve cinsel tacizin hukuki boyutunu da ele alabilmek için, cinsel tacizin tanımlanmasına da önem vermiştir. Buna binaen, kadın ve aileden sorumlu Bakanlık “Sozialforschungsstelle Durtmund” isimli bir sosyal araştırma kuruluşuna, bu konuda geniş kapsamlı bir çalışma yapması için, 1990 yılında görev vermiştir. Yetkili araştırma kuruluşu, değişik iş kollarında çalışan 4000 kadın üzerinde yazılı ve sözlü anket düzenledikten sonra elde ettiği bilgileri bir rapor halinde ilgili Bakanlığa takdim etmiştir. Bakanlık, kamuoyunu aydınlatmak maksadıyla, şimdiye kadar gizli kalmış olan gerçekleri tanıtıcı bir kitapta toplamıştır. 1

 

 

CİNSEL TACİZİN TANIMI VE ORTAYA ÇIKIŞ ŞEKİLLERİ

 

 

     İşyerinde cinsel taciz, genelde muhatabı olan kadınların rızası dışında uygulanmak istenen her türlü cinsel davranış biçimidir. Cinsel taciz yoluyla kadınların şahsiyetleri sistemli bir biçimde, psikolojik baskı kullanılarak rencide edilmek istenmektedir. Cinsel taciz sözlü ve / veya fiili olarak ortaya çıkılabileceği gibi jest ve ima şeklinde de olabilir.

     Cinsel taciz genelde farklı cinsler arasında cereyan etse de bazen aynı cinsler arasında vuku bulmaktadır. Ancak, her ikisinde de bir ortak özellik görülmektedir. O da, her zaman tek taraflı olması yani bir tarafın rızası olmadan yapılmak istenmesidir.

     Cinsel taciz olayları, özellikle işyerinde meydana gelmektedir. İşyerinin yapısından kaynaklanan bağımlılık ve hiyerarşik münasebetin, istenildiğinde, kolayca suiistimal edinmesinden dolayı bundan en çok çalışan kadınlar zarar görmektedir. Üst kademelerde bulunan bazı art niyetli erkekler, cinsel istek ve arzularını gerçekleştirebilmek için, işyerinde daha alt konumlarda olan  kadınlara, mesleki kariyer veya avantajlar sağlamak vaadiyle veya bunun tam tersine bu gibi imkanlardan mahrum etmek tehditleriyle cinsel taciz tekliflerinde ve teşebbüslerinde bulunabilmektedirler.

     Bir olayın cinsel taciz ve tahkir olup olmaması konusunda kadınlar arasında aşağı yukarı bir fikir birliği mevcuttur. Örneğin, kadınların büyük bir çoğunluğu, aşağıda sıraladığımız olayları ve durumları cinsel taciz ve tahkir olarak değerlendirmektedirler.

·        İşyerinde pornografik posterlerin ve resimlerin  bulundurması (%73).

·        Çift anlamlı sözlerle kadın cinselliğinden ya da pornografik dille cinsel ilişkilerden bahsetmek, anlamlı sözlerle şakalar yapmak veya cinsel küfürde bulunmak (sözlü sarkıntılık) (%85).

·        Dostça görünen ve / fakat gayesi her halükarda belli olan istek dışı davetler (%86).

·        Kadının belirli bölgelerine bilinçli olarak ve rahatsız edici bir biçimde temas etmek (fiili sarkıntılık) (%91).

·        Telefon veya mektup aracılığıyla cinsel tekliflerde bulunmak (%96).

·        Cinsel isteklerinin yerine getirilmesi halinde mesleki avantajların verileceğini vaat etmek (%97).

·        Kadının göğsünü beklenmedik bir biçimde ellemek (elle sarkıntılık) (%98).

·        Cinsel isteklerin reddi halinde mesleki zararların doğacağı yönünde tehditlerde bulunmak (%98).

·        Cinsel ilişki için ısrarlı teklifler (%99).

·        Zorla öpmek (%99).

·        Erkeğin, cinsel organlarını teşhir etmesi (%99).

·        Cinsel emellerin gerçekleşmesi için şiddete başvurulması  (%99).

 

 

İŞYERLERİNDE CİNSEL TACİZ OLAYLARININ BOYUTU

 

 

     Yapılan araştırmalar, cinsel tacizin işyerinde istisnai bir durum olmaktan çıkıp sayısal boyutuyla tahmin edilenin çok üstünde cereyan ettiğini göstermektedir. Buna karşılık olarak, cinsel taciz olaylarının işyerlerinde ciddi bir biçimde ele alınıp kanunun çözümlenmesi hususunda çalışmalar yapılmadığı da müşahede edilmektedir. Dolayısıyla, işyerinde cinsel tacize uğrayan kadınların ne psikolojik, fiziksel ve sağlık durumları hakkında ne de bunun sosyal ve cinsel taciz hayatlarına yaptığı etkiler konusunda sağlam ve kesin bilgiler mevcuttur.

     Ankete katılan 4000 çalışan kadından %72’ si, cinsel taciz olarak algılanan eylem biçimlerinin değişik versiyonlarıyla karşı karşıya geldiklerini beyan etmişlerdir. Buna göre, iş ortamındayken cinsiyetleri ile ilgili imalı sözler ve anlamlı şakalar yapıldığını duan kadınların oranı %50 civarındadır. Çalışan kadınların üçte biri istemedikleri halde gayesi belli olan davetler almış.

     Yine kadınların üçte biri, vücutlarına bilinçli olarak temas edildiğini ve %30’ u göğüslerinin en az bir kez ellendiğini belirtmişlerdir. Bunun yanında ankete katılan kadınların %5’ ine, cinsel isteklere cevap verilmemeleri halinde kendilerine mesleki yönden bazı zorluklar çıkarılacağı hususunda tehditler yapılmıştır. Her 100 kadından 3’ üne de cinsel ilişkiye geçilmesi yönünde baskı ve şiddet yapılmıştır.

 

 

CİNSEL TACİZE UĞRAYAN KADINLARIN VE CİNSEL TACİZE MEYİL EDEN ERKEKLERİN PROFİLİ

 

 

     Araştırmalar, sadece çekici ve / veya kışkırtıcı, tarik edici giyinen kadınların değil genelde bütün kadınların cinsel tacize uğrayabileceğini göstermektedir. Medeni hali, yaş grubu ve mesleği ne olursa olsun, kadınların büyük bir ekseriyeti cinsel obje olarak cinsel tacize maruz kalabilmektedir. 

 

 

Tablo I. Cinsel Tacize Uğrayan Kadınların ve Cinsel Tacize

Başvuran Erkeklerin Medeni Hali

 

Cinsel Tacize

Uğramış Kadınların

Medeni Hali

Cinsel Tacizde

Bulunan Erkeklerin

Medeni Hali

Evli

%23

%62

Nikahsız Birliktelik

(Bekarlar)

%34

%7

 

Tek Başına Yaşayanlar

(Dul – Boşanmış)

%40

%13

 

Ayrı Yaşayan Eşler

%3

%2

Bilinmeyen

......

%16

 

Kaynak: BMFSFJ; Sexuelle Belaestigung İm Arbeitsleben; 3, Aufl.;

Bonn; April 1997; s.13 ve s. 17.

 

 

     Kadınlar içinde en çok tek başına yaşayan dul kadınlar cinsel tacize uğramaktadır (%40). Dikkat çekici bir başka nokta  da, cinsel tacize maruz kalan kadınların %23’ünün evli olmasıdır. Diğer taraftan, cinsel tacize başvuran erkeklerin %62’ si de evlidir. (Bkz. Tablo 1).

     20 – 30 yaş grubuna mensup kadınlar, cinsel taciz olayı ile en çok karşı karşıya gelirken bunu uygulayan erkeklerin çoğu 30 – 50 yaş grubunda bulunmaktadır. Genelde, erkeklerin yaşı ilerledikçe cinsel taciz tevessül etme ihtimalleri de yükselmektedir. 50 yaşından sonra bu ihtimal azalsa da, araştırmalar yine belirli oranlarda bunun devam edebileceğini göstermektedir. Kadınlardaki durum ise tam tersinedir. Kadınlar yaşlandıkça, cinsel tacize uğrama riski gittikçe azalmaktadır (Bkz. Tablo2).

     Cinsel tacizi yaşamak mecburiyetinde kalmış olan kadınların büyük bir ekseriyeti hizmet sektöründe istihdam edilen fikir işçilerinden ibarettir. Vasıfsız kadın işçiler ise nadiren bu olayla karşı karşıya gelmektedir. (Bkz. Tablo 3).

     Kadınların %50’ si çalışma arkadaşları,  %29’ u amirleri, %13’ ü müşterileri-hastaları-iş partnerleri, %2’ si işletme konseyi üyeleri ve %1’ i de daha alt konumda olan meslektaşları tarafından cinsel tacize uğramaktadır.

 

 

CİNSEL TACİZ OLAYLARINA KARŞI GELİŞTİRİLEN BİREYSEL SAVUNMA MEKANİZMALARI

 

 

     Kadınları cinsel yönden rahatsız etmek isteyen erkekler, genelde meslektaşlarını eşit haklara sahip insanlar olarak görmedikleri için, onları ciddiye almamaktadır. Bazı erkekler, kadınların cinselliklerini kötüye kullanmak suretiyle onları sürekli rahatsız ederek işyerinde bilinçli bir biçimde ya mesleki güç ve imtiyaz sağlamak ya da elde ettikleri bu durumu daha da pekiştirmek istemektedirler.

 

Tablo 2. Cinsel Tacize Uğrayan Kadınların ve Cinsel Tacizde

Bulunan Erkeklerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı

 

 

 

Yaş Grubu

Cinsel Tacize

Uğramış Kadınların

Yaş Gruplarına

Göre Dağılımı

Cinsel Tacizde

Bulunan Erkeklerin

Yaş Gruplarına

Göre Dağılımı

<20

%22

%2

20 – 30

%53

%13

 

30 – 40

%19

%31

 

40 – 50

%5

%33

50 – 60

%1

%19

>60

0

%2

 

Kaynak: BMFSFJ; Sexuelle Belaestigung İm Arbeitsleben; 3, Aufl.;

Bonn; April 1997; s.13 ve s. 16.

 

Tablo 3. Cinsel Tacize Uğrayan Kadınların

Mesleki Statüsünün Dağılımı

Mesleki Statü

Oran

Fikir işçisi

%61

Beden İşçisi

%12

İşsiz

%9

Memur

%9

Meslek Öğrencisi

%5

Yeniden Mesleki Eğitim Alanı

%2

Serbest Meslek / Ek  İş

%1

Vasıfsız İşçi

%1

Kaynak; BMFSFJ; Sexuelle Belaestigung İm Arbeitsleben; 3. Aufl.; Bonn; April 1997; s. 19

 

     Failler, çoğu kez yaptıklarının bir cürüm, bir ayıp, bir saygısızlık olduğunun şuurunda bile değillerdir. Bundan dolayıdır ki, iş hayatında konu olan sözlü ve imalı cinsel ifadelerin yanında elle sarkıntılık gibi tacizler başkalarının huzurunda da rahatlıkla yapılabilmektedir.

     Cinsel taciz eylemleri başkalarının yanında icra edilirken, diğer şahitler de bu durumun karşısında ne yapacaklarını tam olarak bilmediklerinden, çoğu kez susarak veya görmezlikten gelerek gereken tepkiyi göstermediklerinden dolayı faillere, istemeden fakat dolaysız da olsa, destek vermektedir. Meslektaşlar arasında dayanışma ve yardımlaşma anlayışının yeterince gelişmiş ve toplumsal tepki ve müeyyidenin yeterince oluşmamış olmasından dolayı, hem cinsel tacizin gerçekleşmesi kolaylaşmakta hem de cinsel tacizin hedefi olan kadınların direnme gücü zayıflamaktadır.

     Diğer tarafta, cinsel taciz olaylarının değişik türleri hemen hemen her gün ve her işyerinde cereyan etmesine karşılın mesele  çoğu kez ya hafife alınmakta ya da inkar edilmektedir. Bir çok işletme, kendi işyerlerinde bu tarz olayların gün ışığına çıkmasından dolayı rahatsız olmakta ve hadisenin üzerine ciddi bir biçimde  gitmemektedir. Yetkili ve sorumlu personel şeflerinin yanında işletme konseyi üyelerinin çoğu erkek olduğundan cinsel taciz olaylarına, istisnalar hariç, gereken hassasiyeti gösterememektedirler.

     Cinsel taciz olayları, kadınların çekingen ve utangaç olmalarından dolayı, çoğu zaman gün ışığına çıkmamaktadır. Konu, işyerinde ele alınsa dahi gizli ve daha kapsamlı çözülmeye uğraşıldığı ve cinsel tacize uğrayan bir çok kadında bundan bir haber olduğu için kadınlar bundan sadece kendilerinin etkilendiklerini zannetmektedirler. Bunun içindir ki, başkalarının yardımı ve desteği olmaksızın cinsel tacizlere karşı bireysel bazda bazı yöntemler geliştirmek mecburiyetinde kalmaktadırlar.

     Defansif (savunmacı) bir biçimde geliştirilen teknikler arasında muhataplarını görmezlikten gelmek ve mümkün mertebe failden uzaklaştırmak gelmektedir.

     Cinsel taciz olayı ile karşı karşıya gelme durumunda kalan kadınların %51’ i muhataplarını dikkate almamaktadır. Bu yöntemi uygulayan %35’ i bunu yapmakla başarı elde ettiklerini belirmektedirler. Durumu işletmedeki gerekli mercilere götürüp, şikayete bulunan kadınların (%70’ i) faillere karşı etkili bir başarı elde ettiklerini belirtmektedirler. Ancak, cinsel tacize uğrayan kadınların %9’ u şikayette bulunmaktadır. Dava açan kadınların oranı ise çok düşüktür. Ciddi boyuttaki cinsel taciz olayları kadınların yalnız kaldıkları anlarda icra edildiğinden dolayı, delil yetersizliği gerekçesiyle kadınların ancak %1’ i mahkemeye gidip dava açmaktadır.(Bkz. Tablo 4).

 

Tablo 4. Cinsel Tacize Karşı Başvurulan Yöntemler ve Bunların Başarı Derecesi

Yöntem

 

Uygulama

Oranı %

 

Başarı

Oranı%

Failin yaklaşma teşebbüslerini

görmezlikten gelmek

51

35

Failden uzaklaşmak

46

36

Konuyu şaka ile geçiştirmek

40

33

Kişiyi sorgulamak ve

bunu yasaklamak

38

63

Fiilen müdahale etmek

27

63

Şikayette bulunacağına dair

tehdit etmek

14

52

Şikayet etmek

9

70

Giysiler değiştirmek

6

32

Başkalarına ilan edeceğine dair

tehdit etmek

6

60

Dava açmak

1

40

 

Kaynak: BMFSFJ; Sexuelle Belaestigung İm Arbeitsleben; 3, Aufl.;Bonn; April 1997; s.23

     Kadınların, kanunun gündeme gelmesi hususunda gösterdikleri çaba bazen neticesiz kalmaktadır. Hatta öyle ki, faile, yaptığı eylemden ötürü anlayış gösterilirken hadisenin kurbanı olan kadın bazen töhmet altında kalabilmektedir. Kendisi hadisenin müsebbibi olarak görüldüğünden, tepki toplamaktadır. Dolayısıyla, asıl faillere çoğu kez ceza ve müeyyidelar uygulanamadığı gibi bu kişilerin itibarlarına veya mesleki kariyerlerine de zarar gelmemektedir. Araştırmalar, faillerin % 6’sının ikaz edildiğini, %1’inin başka bir işyerine tayin edildiğini ancak % 0.4’ünün de işten atıldığını göstermektedir.  

CİNSEL TACİZE UĞRAYAN KADINLARIN DURUMU

     Cinsel tacize karşı güçsüz kalan ve başkalarından yeterince destek görmeyen bir çok kadın, psikolojik dengesi sarsıldığından ve devamlı korku ve endişe içinde yaşadığından, işyerinde çalışmaktan zevk almamaya başlamaktadır. Çoğu zaman gergin, tedirgin hatta depresif (meyus) hale gelen bu kadınlar, strese karşı dayanma güçlerini kaybetmektedirler.

     Mesleki alanda kendilerini başarısız ve beceriksiz olarak görmeye başlayan bu kadınlar kariyer yapma konusunda da geri adım atmak durumunda kalmaktadırlar. İşyerinde huzursuz bir ortamda çalışmak zorunda kalan kadınların, fiili olarak cinsel tacize uğramaları gerekmez. Meslektaşlarının saygısızca yaptıkları bazı imalı sözlerin yanında art niyetli bakışları da kadınları rahatsız etmekte ve bu da mesleki yönden memnuniyetsizliklerinin bir ifadesi olmaktadır. Böyle bir çalışma ortamında bulunan kadınların motivasyonu da darbe almaktadır.

     Bazılarınında da psiko-somatik rahatsızlıklar ortaya çıktığından, kalıcı hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Cinsel tacizin etkileri insanın sağlık yapısını sarsabileceği gibi mesleki alanında da olumsuz tesirler yapmaktadır. Kadınlar bazen işlerini bırakmak zorunda kalmakta, bununla birlikte kariyerlerine ara vermek durumunda kaldıkları gibi mesleki tecrübelerini de yitirmektedirler. Yeniden iş hayatına atılabilme konusundan yeni güçlüklerle karşılaştıkları için, bazen de işsiz duruma düşebilmektedirler. 2    

NİHAİ DÜŞÜNCELER ÇERÇEVESİNDE CİNSEL TACİZE KARŞI GELİŞTİRİLEN POLİTİKALAR

      Cinsel taciz olaylarına karşı insanlar, genelde hukuken korunma altına alınmıştır. Örneğin, Alman ceza hukukunda cinsel taciz kavramı açıkça  tanımlanmış olmasa da, suç teşkil edebilecek cinsel eylemler ya cinsel hareket, ya yaralama gibi müessir fiil, ya tehdit ve şantaj, ya da bireyin cinsel özgürlüğüne ve iradesine karşı işlenen bir cürüm olarak değerlendirilmektedir.3

     Gerek özel gerekse kamu sektöründeki işletmelerde ve işyerlerinde değişik biçimde ortaya çıkan cinsel taciz eylemlerine karşı hukuki yollarla somut olarak karşı koyabilmek için, Alman Hükümeti, 1994 yılında “2. Eşit Haklar Kanunu”  nu çıkarmıştır. 4  Böylece istihdam edilen insanlar, ilk kez cinsel taciz olaylarına karşı özel bir kanunla korunma altına alınmıştır.

     Bu kanun, 1991 yılında AB Komisyonu tarafından “İşyerinde Kadın ve Erkeğin Şahsiyetinin Korunması” adı altında hazırlanan tavsiye hükümlerinden esinlenerek düzenlenmiştir. Komisyon tavsiyelerini ayrı cinsel tacize karşı pratik davranış biçimleri ve tedbirler paketi de eklendiğinden, bir çok AB ülkesi, işyerinde cinsel tacize karşı somut önlem teknikleri geliştirebilmiştir. 5

     “Eşit Haklar Kanunu” nun 20. Maddesine göre, Almanya’daki işverenler, işyerinde çalışan personelin cinsel yönden rahatsız edilmemeleri yönünde gerekli olan bütün tedbirleri almak zorundadır. Kanunun amacı cinsiyet ayrımı gözetmeksizin, kamu ve özel sektörde istihdam edilen bütün insanları haysiyet ve onurlarını koroma altına almaktır. Kanunun en önemli yönü, işyerinde cinsel yönden rahatsız edilenlere şikayet edilme hakkı tanımasıdır. Buna göre, işveren veya vekili şikayetin konusunu incelemek mecburiyetindedir. Bundan dolayıdır ki, kadın çalışandan sorumlu yetkili kişinin ve işyeri konseyi üyesinin huzurunda her iki taraf da dinlenir. Mümkünse, şahitlerinde ifadesine başvurulur. Şikayetin ciddiyeti anlaşılırsa, işveren veya vekili uygun tedbirler almak mecburiyetinde kalır. Amaç, cinsel tacizde bulunmuş olan kişiye, fiili boyutu ve etkisinin derecesine uygun olarak cezai müeyyide uygulanarak, cinsel tacize uğramış olan kadın ve potansiyel durumda olan diğer kadınlar, benzer olaylarla karşı karşıya gelmemeleri için, korumaktır. Cezai müeyyidiler olarak, ikaz, başka bir çalışma mekanına sevk veya iş akdinin derhal fesih edilmesiyle işyerinden tamamen uzaklaştırma gibi yöntemler uygulanmaktadır. 6      

Cinsel Tacizin  etkileri insanın sağlık yapısını sarsabileceği gibi mesleki alanında da olumsuz tesirler yapmaktadır. Kadınlar bazen işlerini bırakmak zorunda kalmakta, bununla birlikte kariyerlerini ara vermek durumunda kaldıkları gibi mesleki tecrübelerini de yitirmektedir.

     İşverenin veya vekilinin gerekli tedbirleri yeterince veya hiç almaması halinde, cinsel tacize uğrayan kadına, failin çalıştığı mekanı gitmeme ve buradaki işi reddetme hakkı doğmaktadır. Bu durumda, kadının iş akdi ne fesh edilebilir nede ücretinden bir kesinti yapılabilir. Ancak, kadın işyerine başka bir bölümünde çalışma isteğinde bulunma hakkına sahiptir. Gerekli tedbirler alınmadıkça kadın işçiye eski yerinde çalışması hususunda baskı yapılamaz.

     Diğer yandan işverenler, sadece “2. Eşit Haklar Kanunu” mucibince personeline cinsel tacize karşı korumakla mükellef değildir. İş hukuku açısında işverenler, cinsel tercihlerini özgür olarak yapabilmeleri hususunda işyerindeki işçilerin ve özellikle kadın işçilerin hak ve hukuklarını korumakla yükümlüdür. Buna binaen, işyerindeki barışı sağlamak ve iyi ahlak kurallarını korumak yönünde işveren, cinsel tacizde bulunan işçilerine karşı gerekli önlemleri başvurma hakkına sahiptir. 7  

     Diğer taraftan, işyeri sendika temsilcileri ile işyeri konseyi üyeleri de cinsiyet ayrımcılığını ve cinsel taciz olaylarını sıkı sıkıya takip edebilecek kişilerdir. Nitekim, işçiler tarafından oluşturulan işyeri konseylerine, kadınlara karşı ayrımcılık teşkil edebilecek bütün eylem biçimlerine karşı denetleme yetkisi verilmiştir.8  

     Cinsel taciz olaylarına ciddi biçimde karşı konulmadığında, bu durumdan sadece kadınlar olumsuz yönde etkilenmemektedir. Kadın ayrımcılığının ve düşmanlığının yoğun olduğu ve cinsel tacizlere göz yumulduğu iş yerlerinde, çalışma atmosferi de bozulmakta ve bundan ötürü de motivasyonu, verimliliği ve performansı düşmektedir. Özellilikle, kadınların daha çok hastalanmaları neticesinde işgücünü kayıpları artmakta ve bu da işletmelere ek mali külfetler gelmektedir.

     Bu itibarla, işverenlerin cinsel taciz konusunda daha fazla duyarlı olmaları, kadınların işyerinde cinsel baskılara maruz kalmalarını önlemeleri,  işyerinin saygınlığını ve verimliliğini korumaları, kısacası kendi menfaatleri açısından da önem taşımaktadır. Bu açıdan mesleğe bakıldığında, cinsel taciz olayı, sadece iki kişiyi ilgilendiren özel bir konu olmaktan ziyade işverenin de sorumluluk alanına girmektedir.

·        İşverenler, kendilerine tanınmış bütün hukuki imkanların dışında cinsel taciz olaylarına karşı aktif bir rol üstlenebilirler. Örneğin, aşağıda sıraladığımız yöntemleri işyerlerinde uygulayabilirler.

·        İşverenler, iş akitlerine cinsel tacizin her türlü cezai müeyyideye tabi tutulacağı yönünde bir madde ekleyebilir. Gerekirse, iş akitlerinin feshinin de mümkün olabileceği hususunda açık hükümler koyabilir.

·        Şirket gazetecilerinde ve dergilerinde bu konu gündeme getirilebilir ve personel basın yoluyla aydınlatılabilir. Ayrıca, ilan tahtalarına bununla ilgili bildiriler ve afişler de asılabilir.

·        İşyerinde pornografik resim posterlerin asılması yasaklanabilir.

·        İşyeri sendika temsilcileri ve işyeri konseyi üyeleri bu konuya vakıf olma noktasında bilgilendirilir. Bunun yanında, periyodik hizmet içi eğitim seminerlerinde bu konuya daha çok yer ayrılabilir.

·        İşyerinde oluşturulan işyeri konseylerinde ve / veya işyeri sendika temsilciliğinde yeteri sayıda kadın işçilerin bulunması temin edilebilir.

Google

     KAYNAKLAR

 

     Betriebsverfassungsgesetz. Bundesministerium für Famillie, Senioren, Frauen und Jugend (BMFSFJ); Sexuelle Belaestigung im Arbeitsleben; 3. Aufl. Bonn; April 1997.

     Bürgerliches Gesetzbuch (BGB). Gesetz zum Schutz de Beschaeftigten vor sexueller Belaestigung am Arbeitsplatz (Beschaeftigtenschutzgesets; Zweites Gleichberechtigungsgesetz – 2. GleiBG); 01.09.1994.

     Rubenstein, Michael; The dignity of women at work: Report on the problem of sexuel harassment, in the Member States of the European Communities; oct. 1987; ISBN 92-825-8764-9.

     Schutz der Würde von Frauen und Maennerm am Arbeitsplatz; Empfehlung der Kommission; 27.11.1991; Nr. 92 / 131 / EWG. Strafgesetzbuch (StGB).

    

     DİPNOTLAR

 

1.      Başka kaynak gösterilmedikçe, bu bahiste verilen tüm bilgiler aile, yaşlılar, kadın ve gençlerden sorumlu Bakanlık tarafından neşredilen tanıtıcı kitapçığa dayanmaktadır. Bkz.: Bundesministerium für Familie, Senioren, Frauen und Jugend (BMFSFJ); sexuelle Belaestigung im Arbeitsleben; 3. aufl. Bonn; April 1997.

2.      Rubenstein, Michael; The dignity of women at work: Report on the problem of sexuel harassment, in the Member States of the European Communities; oct. 1987; ISBN 92-825-8764-9.

3.      Strafgesetzbuch (StGB); m. 185, m. 223, m. 240, m. 174.

4.      Gesetz zum Schutz de Beschaeftigten vor sexueller Belaestigung am Arbeitsplatz (Beschaeftigtenschutzgesets; Zweites Gleichberechtigungsgesetz – 2. GleiBG); 01.09.1994.

5.      Schutz der Würde von Frauen und Maennerm am Arbeitsplatz; Empfehlung der Kommission; 27.11.1991; Nr. 92 / 131 / EWG. Strafgesetzbuch (StGB).

6.      2.GleiBG; m. 10.

7.      Bürgerliches Gesetzbuch (BGB); m. 611, a ve m. 618.

8.      Betriebsverfassungsgesetz; m. 75.1.