İNSAN KAYNAKLARI BİLGİ
SİSTEMLERİNİN İKİ YÜZÜ:
BİLGİ PAYLAŞIMI? YÖNETİM
KONTROLÜ?
Serkan BAYRAKTAROĞLU
Yasemin ÖZDEMİR
Özet
Bu
çalışmada bilgi toplumu dönüşümünün sonucunda ortaya çıkan yeni koşulların,
birçok alanda olduğu gibi, insan kaynakları yönetiminde meydana getirdiği
değişiklikler özellikle insan kaynakları bilgi sistemleri bağlamında
irdelenecektir. Sistemin genel anlamda bilgi paylaşımını maliyet tasarrufu
ve etkinlik olarak çok daha kaliteli düzeye getirdiği dolayısıyla yeniden
yapılanma çabalarını desteklediği savunulmaktadır. Ancak konunun ihmal
edilen yönleri arasında bilgi paylaşımında geçmişten farklılaşma yanında bu
sistemlerin bilgi manipülasyonu ve yönetim kontrolüne de imkân verebileceği
başta olmak üzere birçok farklı bakış açısı sayılabilir.
Araştırma bulguları
ışığında, bu programın yönetimin daha sağlıklı karar verebilmesi için destek
sağladığı açıkça görülmektedir. Bu uygulama ile yöneticiler bilgi toplumunun
temel paradigmalarından biri olan bilgi paylaşımından etkin bir şekilde
yararlanmakta ancak, bununla birlikte, yöneticilerin çalışanlarla ilgili
tanımlanmış her türlü bilgiye ulaşabilmesi, yöneticilerin kontrol
fonksiyonlarını daha etkin bir şekilde yerine getirmelerine olanak
sağlamaktadır.
1. Giriş
Hızlı bilgi artışının birey,
organizasyon ve toplum düzeyinde ortaya çıkardığı dönüşüm gereksinimi ve bu
gereksinimin giderilmesi noktasında insan unsurunun anahtar rol oynaması,
insan kaynaklarının gelişigüzel yaklaşımların ötesinde, belirli bir disiplin
içinde ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada öncelikle, insan
kaynakları bilgi sistemlerinin daha iyi anlaşılması amacıyla bilgi toplumu
kavramı ve bilgi toplumunun temel özellikleri üzerinde kısaca durulmuştur.
Bu özellikler arasında bilginin artan önemi ve bilgi sektörünün oluşması,
küreselleşme, bilgisayar teknolojilerinin kullanımının yaygınlaşması,
bireyin hem merkezi bir nitelik kazanması hem de örgütlü toplum yapısının
ortaya çıkışı başta gelmektedir.
Bilgi toplumlarında stratejik
kaynak olarak kabul edilen bilgi, bilgi teknolojilerinin sağladığı
imkânlarla üretilmekte, sınıflandırılmakta, erişilebilir kılınmakta ve
toplumsal ve kurumsal sorunlarımızın çözümünde kullanılabilmektedir (Erkan,
1998). Bu çalışmada bilgi toplumu dönüşümünün sonucunda ortaya çıkan yeni
koşulların, birçok alanda olduğu gibi, insan kaynakları yönetiminde de
meydana getirdiği değişiklikler, özellikle insan kaynakları bilgi sistemleri
(İKBS) bağlamında irdelenmiştir. Bu bağlamda İKBS kullanımının işletmelere
sağladığı düşünülen, teori ve uygulamada sıkça vurgulanan avantajlarının
yanında ne gibi farklı etkilerinin ve yansımalarının olduğu özellikle
yöneticilerin bakış açısını esas alarak tartışılmıştır.
2. Bilgi Toplumunda İKY
Günümüze kadar, insanlık
tarihi ekonomik ve sosyal olarak birçok aşamadan geçmiştir. Bu aşamalar;
doğaya ve avlanmaya dayalı ilkel toplumdan, yerleşik hayata geçilmesinin
ardından tarım toplumu, buhar gücünün sanayide kullanılması ile başlayan
sanayi toplumu ve bilginin bir kaynak olarak ön plana çıkması ve bilgi
teknolojilerindeki gelişmeleri izleyen günümüzdeki durumuna ulaşan bilgi
çağı veya toplumudur (Öğüt, 2001). Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş
uzun bir zaman dilimini kapsarken, sanayi toplumundan bilgi toplumuna
dönüşüm çok daha hızlı gerçekleşmiştir. Bunun nedeni temelde, yeni
teknolojilerin gelişme hızına ve bu teknolojilere uyum esnekliğinin
yüksekliğine dayanmaktadır (Bayraktaroğlu, 2002).
Yeni tarz ve yöntemlerle
düşünme, yönetme ve çalışmanın kaçınılmaz hale geldiği bilgi toplumu
dönüşümü, ömür boyu öğrenmenin yaygınlaştığı, öğrenen birey ve öğrenen
organizasyonlardan oluşan öğrenen toplum olma doğrultusunda gelişimini
sürdürmektedir. Teknolojinin çeşitlenmesi ve teknolojinin kaynağı olan
bilginin her alanda kullanılması, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişi
sağlamıştır. Sanayi toplumunda birey, zorunlu ve kültürel ihtiyaçlarını
genellikle maddi ürünlerle karşılamaktadır. Bilgi toplumu aşaması ile
birlikte bilgi üretimi ve kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu bağlamda,
Maslow’dan itibaren dikkate alınan ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramında en üst
düzeyde bulunan, bireyin kendini kanıtlaması, yeteneklerini geliştirmesi ve
kendini gerçekleştirmesi gereksinimlerinin, optimal biçimde
karşılanabileceği bir ortam bilgi toplumunda oluşmaktadır. Somut bilgi yönü
olmayan ürün ve mallar üzerine kurulan tarım toplumu ekonomisi, sanayi
devriminin oluşturduğu ikinci dalga ile yerini somut ama sembolik değerler
olan paraya bırakmıştır. Üçüncü dalganın yol açmaya başladığı bilgi
toplumunda ise anında transfer olan bilgi, ekonominin soyut parasını
oluşturmaya devam etmektedir (Toffler, 1981).
Bilgi toplumuna geçiş
sürecinin yaşandığına ilişkin birçok gelişmeden söz edilebilir. Her şeyden
önce, günümüzde bilgi patlamasının etkilerinin yaşandığı, bilginin araç
olmaktan çıkıp önemli bir üretim alanı olduğu, yine bilginin temel güç
olmaya başladığı iş hayatında bilgi çalışanlarının giderek daha çok istihdam
edilmeye başlandığı görülmektedir. Bilgi toplumu, bu hızlı bilgi artışına
dayanan ve hayatın tüm alanlarını kapsayan değişmeleri ve gelişmeleri
içermektedir. Tüm bu gelişmeler, bilgi toplumunun genel özelliklerini de
belirlemektedir. Genel anlamda bilgi toplumunda kitle iletişimin, eğitimin,
kültürün, politikanın ve yönetimin yeni bilgi teknolojilerinden etkilendiği
bilinmektedir.
Bilgi çağı ile yoğunlaşan
bilgi teknolojilerinin ilk dönemlerde organizasyonlarda neden olduğu yapısal
ve davranışsal değişimlerin çoğu genellikle alt kademelerde
hissedilmekteydi. Dolayısıyla bilgi teknolojilerinin kullanımının yönetsel
düzeylere yaptığı etkiler üzerinde yeterince durulmamıştı. Ancak günümüzde
nitelenen bu durumda yaşanan hızlı farklılaşmalar gözle görülür şekilde
artmaktadır. Bu nedenle, birçok orta ve yüksek kademe yöneticileri, bilgi
teknolojilerinin yarattığı nihai etkiyi algılamaya başlamışlardır.
Bilgi çağı ile birlikte
yaygınlaşan küreselleşme ve uluslararası rekabete açılma, yönetim ve insan
faktörünü, çalışma normlarını yeni kurumsal hedef ve stratejilere doğru
yönlendirmektedir. Organizasyon içinde en tepedeki yöneticiden en alt
düzeydeki çalışana kadar bireyi, çalışmayı, çalışma yaşamını, ortamını ve
statüleri etkilemekte ve organizasyonlarda çalışan insan kaynaklarından yeni
çalışma profilleri istenmektedir (Ersen, 1997).
Bilgi çağına geçiş sürecinde
yöneticiler, insan kaynaklarının katılımı ve katkısı olmaksızın kurumsal
gelişme sağlayamayacaklarını algılamışlardır (Bayraktaroğlu, 2002). Bugüne
kadar organizasyonların bilgi çağına uyumlarını sağlamak ve etkinlik
düzeylerini artırmak için genelde başvurulan yöntemler, yeniden yapılandırma
veya değişim mühendisliği uygulamalarıdır. Bu yöntemler, çalışanların
kuruluşlarında sergilemekte oldukları kişisel düzey; kişiler arası etkileşim
düzeyi, yönetsel düzey ve organizasyon düzeyini hedef almaktadır. Bu
çalışmada “İnsan Kaynakları Yönetimi’nin değişen yüzlerinden biri”
(Bayraktaroğlu ve Tunçbilek, 2002) olan İKBS üzerinde durulmuştur.
3. İnsan Kaynakları Bilgi
Sistemleri
Bilgi toplumu anlayışının ve
bilginin stratejik öneminin (Öğüt, 2001) vurgulandığı son zamanlarda insan
kaynakları yönetiminde görülen en önemli değişimlerden birisi de insan
kaynakları bilgi sistemlerinin (human resources information systems)
kullanımının yaygınlaşmasıdır (Sayın ve Şen, 2000). Bilgi çağında, bilgi
üreticisi ve kullanıcısı olarak insan kaynaklarının yönetim sürecinde
etkinliğini artırmak amacıyla kullanılan bu sistemler, organizasyonlarda
insan kaynaklarına yönelik bilgileri sağlamak, depolamak, kullanmak,
irdelemek ve bilgi paylaşımını sağlamak amacıyla dağıtmak için kullanılan
sistemlerdir (Tannenbaum, 1990). Bununla birlikte, insan kaynakları bilgi
sistemlerinin salt bilgisayar donanımı ve ilgili insan kaynakları
yazılımlarından oluştuğu düşüncesi bir yanılsamadır (Kovach ve Cathcart,
1999). İKBS yazılım araçlarına ek olarak, çalışanlar, politikalar, veriler,
formlar ve prosedürleri de kapsamaktadır.
İKBS’nin temel amacı, sistemin
kullanıcılarına ya da müşterilerine “bilgi” formunda hizmet sunarak verilere
daha hızlı ulaşılmasında destek olarak rekabet avantajı sağlanmasıdır. İKBS
çalışanların,
·
Seçilmesi ve istihdam edilmeleri,
·
Görevlerinin belirlenmesi,
·
Performanslarının değerlendirilmesi,
·
Ücret ve diğer ödemelerin analizi,
·
Yetiştirme ve geliştirme,
·
Sağlık ve sosyal güvenlik sorunlarının çözümü gibi konularda organizasyona
destek sağlayan araçlardır (Bayraktaroğlu ve Tunçbilek, 2002).
İKBS’nin tarihi gelişimine baktığımızda, bu
sistemlerin öncelikle “sınırsız dosyalama depoları” (Martinsons, 1994;
Robinson, 1997) ve “alt düzey otomasyon” (Martinsons, 1996) şeklinde
algılandığı görülmektedir. Konunun akademik anlamda uzun yıllardan beri
gündemde olmasına rağmen (örneğin Ackoff, 1967; DeSanctis, 1986); İKBS ile
ilgili uygulama sonuçlarının ancak 1992 yılından itibaren ortaya çıktığı
dikkati çekmektedir (Ball, 2001).
İKBS’nin 1980’lerdeki görece düşük
kullanımının sebepleri arasında özellikle İK departmanı ile bağlantılı
konular gösterilmiş ve organizasyon büyüklüğü, örgüt kültürü, strateji,
örgütsel güç ve politikalar, bilgi teknolojisi kullanımı gibi faktörlerin
İKBS kullanımını belirlediği iddia edilmiştir (Hall ve Torrington, 1986).
İKBS kullanımıyla organizasyon büyüklüğü
arasındaki ilişki ilk olarak Hall ve Torrington (1986) tarafından ortaya
konmuştur. Thaler-Carter (1998) küçük ve büyük işletmelerin İKBS kurma
taleplerini etkileyen en önemli sebebin “maliyet” ve “risk” olduğunu
söylemektedir. Küçük işletmelerin özellikle bütçe kısıtları nedeniyle (SAP
ya da Peoplesoft benzeri) kurumsal kaynak planlama (ERP) çözümleri yerine
kısmi modülleri (çözümleri) tercih ettiği dikkat çekmektedir. Maliyetin
yüksekliği yanında küçük işletmelerin bu tür çözümlere ihtiyaç duymaması ve
hem sistemin kullanılmasının zaman alıcı olması hem de sistemin adapte
edilmesi konusundaki olası sıkıntılar nedeniyle “riskli” görülmesi bu durumu
anlaşılır kılmaktadır.
Martinsons (1994) İKBS’ni sofistike olma
düzeylerine göre sınıflandırmıştır. Bu sınıflandırmaya göre özlük işleri,
personel devam durumları ve ödemelerle ilgili elektronik düzenlemeler
“sofistike olmayan”; bilgi teknolojilerinin personel seçim ve tedariki,
eğitim ve geliştirme, İK planlaması ve performans değerlendirme gibi İK
fonksiyonlarının elektronik ortamda yürütülmesi ve özellikle karar verme
sürecinde yöneticilere destek vermesi ise “sofistike” İKBS olarak
nitelendirilmektedir (Martinsons, 1994). Bu sınıflandırma Ball (2001:679)
tarafından “idari” ve “analitik” İKBS olarak ifade edilmiştir. Kovach ve
diğerleri (2002) İKBS’lerin “idari” ve “stratejik” avantajlarından
bahsetmiştir. Bir başka ifadeyle, İKBS rutin yazışma ve dosyalama işlerinde
destek sağlamanın ötesinde, stratejik karar vermeye kadar uzanan bir dizi
yönetsel destek hizmetini de yerine getirmektedir (Duff, 1989). Bu
sınıflandırmalar Zuboff’un (1988) otomatikleştirme (automating) ve
bilgilendirme (informating) diye ifade ettiği düzeylere karşılık
gelmektedir. Buradaki otomatikleştirme ve bilgilendirme birbirinden ayrı ve
bağımsız iki boyuttan çok, birbirini tamamlayan hiyerarşik düzeyleri ifade
etmektedir (Tansley vd., 2001:368).
İKBS’nin geçmişte sadece İKY işlemlerini
desteklemek ve yönetim kontrolünü sağlamak olan görevinin günümüzde karar
verme ve rekabetçiliği artırma şeklinde devam ettiği görülmektedir (Kovach
ve Cathcart, 1999). Dolayısıyla, bu sistemlerin yönetim kontrolüne de imkân
sağladığı söylenebilir (Haines ve Petit, 1997). İKBS’de yer alan kişisel
bilgilerin korunmasıyla ilgili yasal ve etik konular da dikkate alınmalıdır.
İKBS bu problemi, teknik anlamda oluşturulan “güvenlikli ve şifreli”
alanlarla aşmaya çalışmaktadır (Hubbard ve diğerleri, 1998). İKBS’nin
sağladığı destek hizmetlerinden biri de organizasyonel hedeflere ulaşmada
geri bildirim imkanı sağlayan kontrol boyutudur.
4. Yönetim Kontrolü
Klasik Yönetim Teorisinin önemli bir
yaklaşımı (Koçel, 2003) ve yönetim alanı ile ilgili yapılan tanımların ortak
yanı, yönetimin bir süreç olarak nitelendirilmesidir. Buna göre yönetim,
işletme (veya örgüt) amaçlarına etkili ve verimli bir şekilde ulaşmak üzere
planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve denetim (kontrol)
fonksiyonlarının yerine getirilmesidir (Mucuk, 2003: 129). Diğer bir ifade
ile yönetim, planlama ile başlayan ve kontrol ile tamamlanan bir süreçtir.
Kontrol “olması gerekenle olanın
karşılaştırılması, aradaki olumsuz farkların belirlenerek düzeltici
tedbirlerin alınması” ve “diğer fonksiyonların neleri, nasıl ve ne ölçüde
başardığının araştırılıp belirlenmesi”dir. Bu nedenle kontrol, diğer
fonksiyonlardan sağlanan bilgi akışına ve geri besleme temeline dayanan bir
süreçtir (Mucuk, 2003). Kontrol organizasyonlar için bir gerekliliği ifade
etmektedir. Bunun nedenlerinden biri organizasyonların belirli hedeflere
ulaşmak için oluşturulan yapılar olmalarıdır (Koparal, 2002). Bir diğer
neden ise başkaları aracılığı ile iş yapmak olarak tanımlanan yönetim
faaliyetinde işgörenlerin kendileri için planlanan işleri beklenen şekilde
yapıp yapmadıklarının belirlenmesinin önemli olmasıdır (Tosun, 1987; akt.
Ertürk, 1998).
Kontrolün hedeflerden sapmaları belirleyip
gerekli tedbirlerin alınması amacını gerçekleştirebilmesi için sistematik
hale getirilmesi gerekmektedir (Picard ve Reis, 2002). Kontrolün bir yönetim
fonksiyonu olarak sistematik bir şekilde analiz edilmesi 1960’lı yıllarda
başlamıştır (Arrow, 1964; akt. Giglioni ve Bedeian, 1974). Kontrol
fonksiyonu, bu bakış açısıyla yönetim kontrol sistemi olarak
adlandırılabilir. Bu anlamda kontrol, sürekli bir iletişim ve bilgi akışı
ile ilgilidir (Mundel, 1967; akt. Giglioni ve Bedeian, 1974). Yönetim
kontrolü tipik olarak tanımlama, izleme, bireysel ve toplu faaliyetleri
değerlendirme araçlarını kapsar (Karreman ve Alvesson, 2004). Yönetim
kontrol sisteminin kapsamı iki farklı şekilde ele alınabilir:
-
Dar anlamda yönetim kontrol sistemi,
organizasyon üyelerini ölçülebilir hedeflere dönüştürülen organizasyonel
stratejileri gerçekleştirmeye yönelten sibernetik bir sistemdir. Yönetim
Kontrol Sistemleri, başarının gelişiminin sürekli olarak izlenmesini ve
ölçülmesini sağlayabilir. Ancak bu yaklaşım Hofstede (1978) tarafından,
var olan kontrol yaklaşımlarında (örneğin; PPBS ve Amaçlara Göre Yönetim
gibi) sibernetik felsefenin kullanılmasından dolayı etkin olmadığı
şeklinde eleştirilmiştir.
-
Geniş anlamda yönetim kontrol sistemi;
kapsamında müşteri talepleri, profesyonellik ve eğitim düzeyi,
sosyal-politik ve yasal sistemler, kaynakların elde edilebilirliği ve
kültür gibi çeşitli faktörleri birleştirir (Flamholtz ve diğ., 1985;
Mavrice, 1979; Merchant, 1998; Lachman ve diğ., 1994). Yönetim Kontrol
Sistemleri, kontrol türlerinin etkin olmasını kolaylaştırabilir ya da
engelleyebilir. Ayrıca YKS’nin etkinliği birbirleri ile çelişen normlar,
değerler, yönetim felsefesi ya da uygulamaları ile engellenebilir.
Yönetim kontrol sistemlerinin
oluşturulmasında organizasyon planları ve organizasyon yapısı belirleyici
iken yönetim kontrol sistemlerinin başarılı bir şekilde performansı izlemesi
ve ölçmesi için enformasyon sistemlerini ve bu sistemlerden sağlanan
verileri açık bir şekilde dikkate alması gerekmektedir (Eisenhardt, 1985).
Bu sistemlerin oluşturulmasında dikkate alınması gereken diğer unsurlar ise
organizasyonların değişen iş koşullarına uyumunu kolaylaştıracak esneklikte
olması ve insan boyutunun göz ardı edilmemesidir (Ertürk, 1998).
İleri besleme denetimi, faaliyet esnasında
yapılan denetim ve geri besleme denetimi olmak üzere sınıflandırılabilecek
olan bu sistemlerin kontrol odağı farklılaşmaktadır. Bu çalışmanın amacına
paralel olarak ileri besleme kontrolün, organizasyona girdi oluşturan insan
kaynakları, materyal kaynakları ve finansal kaynaklar üzerinde odaklandığı
ifade edilebilir (Koparal, 2002).
Yönetim kontrol
sistemleri işletmeler büyüdükçe daha önemli ve karmaşık hale gelmektedir
(Davila ve Foster, 2005). Ayrıca bu sistemlerin etkinliği, işletmelerin
rekabet avantajı sağlamasında ve sürdürülebilirlik kazanmasında da önemli
görülmektedir (Kimura ve Mourdoukoutas, 2000). Bu sistemler geleneksel
olarak kullanılan biçimsel olmayan yönetim tarzlarının sınırlılıklarının
giderilmesi amacıyla ortaya çıkmıştır. Firmalar büyüdükçe var olan
ödüllendirme sistemleri, iş standartları ve performans değerlendirme
sistemlerine ek olarak yönetim kontrolünün teknoloji yardımıyla
desteklenmesi gündeme gelmiştir (Marginson, 2002). Bunun nedeni doğru karar
vericilere gerekli bilgileri ulaştırmanın firma büyüklüğü ile doğru orantılı
olmasıdır. Ayrıca teknoloji-destekli yönetim kontrol sistemlerinin
kullanılmaması durumunda örgüt içi iletişim hem maliyetli hem de etkinliği
düşük bir şekilde olmaktadır.
Emek-yoğun bir süreç olan yönetim kontrol
sistemleri günümüzde teknolojik gelişmelere paralel olarak daha etkin hale
getirilmiştir. Bir başka ifadeyle, teknolojiye paralel olarak ortaya çıkan
ve yaygınlaşan otomatik kontrol sistemleri, geri besleme sağlanmasının
önemini artırmıştır (Ertürk, 1998).
5. Araştırma
5.1. Araştırmanın Amacı:
Bu çalışmada bilgi toplumu dönüşümünün sonucunda
ortaya çıkan yeni koşulların, birçok alanda olduğu gibi, insan kaynakları
yönetiminde meydana getirdiği değişiklikler özellikle insan kaynakları bilgi
sistemleri bağlamında irdelenmiştir. Sistemin genel anlamda bilgi
paylaşımını, maliyet tasarrufu ve etkinlik olarak çok daha kaliteli düzeye
getirdiği, dolayısıyla yeniden yapılanma çabalarını desteklediği
savunulmaktadır (Rodger ve diğerleri, 1998). Ancak konunun ihmal edilen
yönleri arasında bilgi paylaşımında geçmişten farklılaşma (Tansley ve
diğerleri, 2001) yanında bu sistemlerin bilgi manipülasyonu (Ball, 2001) ve
yönetim kontrolüne (Haines ve Petit, 1997; Karreman ve Alvesson, 2004) de
imkân verebileceği başta olmak üzere birçok farklı bakış açısı sayılabilir.
Bu nedenle İKBS’nin çok farklı bakış açılarını da içerecek şekilde yeniden
analiz edilmesi, bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.
5.2. Araştırmanın
Yöntemi: Bu çalışmada öncelikle büyük
şirketlerdeki insan kaynakları bilgi sistemleri (İKBS) uygulamaları gözden
geçirilmiştir. Bunun nedeni bu sistemlerin, özellikle bütçe gerekçeleriyle
daha çok büyük şirketlerde daha yaygın ve kapsamlı şekilde
kullanılabilmesidir. Bu amaçla 15 büyük işletme yöneticileri ile
İKBS’nin nasıl algılanıp ne amaçla kullanıldığını belirlemek amacıyla
derinliğine mülakatlar yapılmıştır. Böylece İKBS’nin literatürde vurgulanan
yönleri ile uygulamada var olan yönleri ve gizli kalan yanları ortaya
konmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada, nitel araştırma metotlarından birisi
olan örnek olay yöntemi kullanılarak (Yin, 1989); İKBS kullanımında
yönetici boyutunu temsil eden “Yöneticinin Masaüstü” modülü irdelenmiştir.
5.3. Araştırma Bulguları:
Araştırma kapsamında mülakat yapılan 15
işletmede İKBS’nin sofistike boyutta (stratejik bakış açısıyla) kullanıldığı
düşünülebilir. Bunun nedeni, literatürde vurgulanan İKBS amaçlarından biri
olan yönetime karar alma süreçlerinde destek boyutunun ön plana çıkması ve
tanım gereği, kullanılan fonksiyonlar itibariyle, bu sistemlerin sofistike
olarak değerlendirilebilmesidir. Bu işletmelerin 4 tanesi Microsoft
firmasının İK çözümü olarak hazırladığı SAP programını (HR R3)
kullanmaktadır.
Araştırma kapsamındaki işletmelerin İKBS’ni hangi İK fonksiyonları açısından
kullandıkları ile ilgili durum aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
Tablo: İK fonksiyonlarının yerine
getirilmesinde İKBS modüllerinin kullanımı
İK Fonksiyonları |
İşletmeler |
Genel |
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
11 |
12 |
13 |
14 |
15 |
+ |
- |
İK
politikası |
+ |
- |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
14 |
1 |
İK
planlaması |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
- |
- |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
13 |
2 |
İK takip
ve işlemleri |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
15 |
0 |
Tedarik
ve seçim |
- |
- |
- |
- |
- |
- |
- |
- |
- |
- |
+ |
- |
- |
- |
- |
1 |
14 |
Eğitim
yönetimi |
+ |
+ |
- |
+ |
+ |
- |
- |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
12 |
3 |
Kariyer
yönetimi |
+ |
+ |
+ |
- |
+ |
- |
- |
+ |
+ |
- |
- |
+ |
+ |
+ |
- |
9 |
6 |
Performans
yönetimi |
- |
- |
- |
+ |
+ |
+ |
- |
- |
+ |
+ |
- |
- |
- |
- |
- |
5 |
10 |
Ücret
yönetimi |
+ |
- |
- |
- |
+ |
+ |
- |
+ |
- |
- |
- |
+ |
+ |
+ |
- |
7 |
8 |
İş
değerleme |
+ |
- |
+ |
- |
+ |
+ |
- |
- |
- |
- |
+ |
- |
+ |
+ |
+ |
8 |
7 |
Özlük
işleri |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
+ |
15 |
0 |
Yukarıda tabloda yer alan durum
değerlendirildiğinde bu sofistike olarak değerlendirilen İKBS’nin İK
fonksiyonları bazında modüllerinin kullanımı ile ilgili şu verilere
ulaşılmıştır:
-
Mülakat yapılan işletmelerin tamamı İKBS
kullanırken insan kaynakları politikalarının belirlenmesinde İKBS
verilerinden yararlanan işletmelerin oranı %93.3 ve insan kaynakları
planlarını İKBS yardımı ile yapanların oranı ise %86.7’dir. Bu bulgu
sofistike İKBS’nin varlığının göstergelerinden biri olarak
nitelendirilebilir.
-
İşletmelerin tamamı özlük işleri, sicil
işlemleri ve sağlık işlemleri ve istihdam edilen personelin takibi gibi
idari konuları İKBS yardımı ile gerçekleştirmektedir.
-
İKBS’ni tedarik ve seçim faaliyeti için
kullanan tek bir işletme bulunmaktadır. Bunun nedeni olarak, insan
kaynakları temin ve seçim fonksiyonunun dış kaynaklardan yararlanılarak
yerine getirilmesi ve işletmelerin bu fonksiyonu ayrı bir web sayfası
üzerinden yürütmesi olarak gösterilmektedir.
-
İKBS içindeki eğitim fonksiyonu modülünü
kullanan işletmelerin oranı ise %80’dir. Bu modülün özellikle işletme
içi eğitim programlarının planlanması, izlenmesi, raporlanması ve
eğitime katılacakların davet edilmesi ile işletme dışındaki eğitimler
için harcırah belirlemede kullanıldığı belirtilmiştir.
-
Kariyer yönetimi modülünü kullanan
işletmelerin oranı ise %60’tır. Burada dikkat çekici olan kariyer
yönetimi ile ilgili olarak mevcut durumla ilgili bilgiler yoğunlaşırken
bu bilgilerin gelecekteki kariyer noktalarına yönelik net bilgiler
içermediğinin belirtilmesidir. Ayrıca eğitim ve performans değerlendirme
sonuçlarının kariyer yönetimi için girdi niteliğinde bilgi sağlaması
gerekliliğine karşılık bu modüllerin kullanımı anlamında işletmelerin
kendi içinde bir tutarlılık göstermediği saptanmıştır.
-
Ücret yönetimi uygulamalarını İKBS
yardımı ile gerçekleştiren işletmelerin oranı %46.7’dir ve buna karşılık
iş değerleme modülünü kullanan işletmelerin oranı ise %53.3’tür. Burada
dikkat çekici olan iş değerleme modülü ile ücret yönetimi modülünü
birlikte kullanan işletmelerin sayısının sınırlı olmasıdır. Bu durumda,
iş değerleme verilerini ücret yönetimi için İKBS bütüncüllüğüne paralel
olarak veri anlamında değerlendirilmesi açısından bir tutarsızlık söz
konusudur.
-
Son olarak performans yönetimi modülünü
kullanan diğer bir ifade ile performans değerlendirmeyi İKBS bünyesinde
gerçekleştirmeyen işletmelerin oranı %66,7’dir. Bu durumun nedeni olarak
insan kaynakları politikalarındaki çeşitlilikten dolayı belli performans
standartlarının oluşturulamaması gösterilmiştir. İşletmeler bu sorunu
aşmak amacıyla işletmeye özgü ve maliyeti daha yüksek İKBS’lerinin
gerekliliğine yanıt vermek ya da İKBS’lerin performans yönetimi modülünü
kullanmayarak yönetici bazlı performans değerleme yapmak durumları ile
karşı karşıya kalınmaktadır.
Mülakatlar sonucunda ulaşılan bu bulgular,
İKBS’nin esas kullanıcısı olan büyük işletmeler tarafından dahi literatürde
belirtilen etkinlikte ve İKY sürecine paralel olarak entegre bir şekilde
kullanılmadığını göstermektedir. Ayrıca bu eksikliklere rağmen insan
kaynakları yöneticileri İKBS’nin tüm departmanlardaki çalışanları izleme
şansı sağladığını belirtmişlerdir.
6. Örnek olay: Yöneticinin Masaüstü
Türkiye’de en çok tercih edilen İKBS’nden biri olan SAP (Systems,
Applications and Products in Data Processing) programı, kurumsal bilgi ve
yönetim paketi anlamında bir kurumun üretim, satış, finans, muhasebe ve
insan kaynakları ile ilgili gelişmeleri zamanında izleyerek yönetebilmesini
mümkün kılmaktadır. 1972’de kurulan küresel bir yazılım şirketi olarak SAP
(50 ülkede 22000 çalışan, alanında üçüncü büyük, 10 milyon kullanıcı) 22
endüstri koluna yazılım ve e-iş çözümleri sunmaktadır (www.planetsap.com,
2006).
Bu kurumsal paketler kullanıcının
taleplerine göre (tailor-made) şekillendirilmektedir. Kurumla ilgili her şey
sistemde çok ayrıntılı bir şekilde kaydedilmekte ve modüller kurumun
ihtiyacına ve isteğine göre hazırlanmaktadır. Yazılımın bu esnekliği
tanımasının nedeni, her bir uygulamanın farklı kullanıcıların ihtiyaçlarına
paralel olarak farklı olacağı gerçeğidir. Ayrıca SAP felsefesi, içsel ve
dışsal olarak bilginin doğru ellerde ve güncel olarak bulunmasına, bilgi
akışının etkinliği artıracak şekilde bütünleşik (entegre) olmasına
dayanmaktadır.
Bu özellikleri ve felsefesi ile SAP
kullanıcılarına tam zamanında, kurumun tüm faaliyetleri ile bütünleşik
bilgileri kurum ihtiyacına uygun olarak sunmaktadır. Böylece SAP kullanan
kurumun operasyonel etkinliği ve gücü olumlu yönde etkilenmektedir. Ancak
her türlü ayrıntı kaydedildiğinden yönetimin detaylar içinde kaybolmasına ve
bilgi paylaşımı herkese açık olursa güvenlikle ilgili sorunlar yaşanmasına
neden olabilir. Güvenlik sorununu çözebilmek amacıyla güvenlik alanları ve
yetkilendirme aşamaları oluşturulmuştur.
Görüldüğü üzere SAP ile bilgi paylaşımı ve
yönetim kontrolü birlikte vurgulanmaktadır.
6.1. İK Modülü (SAP R/3):
Bu modül İKBS anlamında öncelikli olarak
tercih edilmektedir. Modül kullanıcılarına kurumun çalışanları ile ilgili
bilgiyi etkin bir şekilde yönetme ve bu bilgiyi diğer SAP modülleri ve
dışsal sistemlerle entegre etme imkanı sunmaktadır. İK’nın alt modüllerini
ise personel yönetimi, personel geliştirme, zaman değerleme ve bordro
oluşturmaktadır. İK modülü finansal muhasebe, kontrol, üretim planlama ve iş
akışı gibi modüllerle bilgi paylaşımı içindedir. Bu bilgi paylaşımı ile HR
modülüne kaydedilen herhangi bir bilgi, diğer ilgili modüle aktarılmaktadır.
Örneğin; bordro bilgileri finans ve muhasebe modülüne de kaydedilmektedir.
SAP paketine hâkim olan esneklik ve ihtiyaca uygunluk bu modülde de söz
konusudur.
SAP HR projelerinin amacı, yöneticilere ve
İK profesyonellerine insan kaynakları ile ilgili bilgileri etkin bir şekilde
yönetme imkânı sağlamak ve çalışanlar ve işverenler için yararlı olmaktır.
SAP HR uygulamalarında kullanıcılar, İK projeleri ile finans ve üretim
planlama gibi diğer projelerden farklı olmasından kaynaklanan sorunlarla
karşılaşmaktadırlar. İK’nın temel farklılığı, süreçlerinin satış siparişleri
gibi belirli verilerden çok insanlara dayalı olması ile İK
profesyonellerinin ve yöneticilerinin bilgisayar sistemlerini işlerini
yaparken kullandıkları temel araç olarak görmemeleridir. HR proje ve
uygulamalarının başarılı olması için projenin bir bilgisayar sisteminin
kurulumundan daha kapsamlı olduğunun açıklanması, İK yöneticilerinin
projenin sahibi olarak sürece dahil edilmesi ve HR ile diğer sistem
üyelerinin mümkün olduğunca birbirleri ile uyumlu hale getirilmesi bir
gerekliliktir. Bu kapsamda uygulamaları daha tutarlı hale getirmek amacıyla
takımların tamamı fiziksel anlamda birbirine yakın şekilde
yerleştirilebilir, projede takım oluşturma ile ilgili planlama daha önceden
yapılabilir ve çapraz fonksiyonel toplantılar yapılabilir.
SAP İK uygulamalarında, internet
teknolojileri kullanılarak SAP kullanıcılarına veri edinmede çalışanları da
sürece dahil edecek ve yöneticilerin kritik öneme sahip çalışan bilgilerini
daha hızlı bir şekilde raporlama yeteneklerini geliştirecek yeni araçlar
sağlama amacı güdülmektedir. Kısaca tanıtılan bu programın, bu çalışmada
tercih edilen yönetici bakış açısını temsil eden “Yöneticinin Masaüstü”
fonksiyonundan kısaca bahsedilmiştir.
6.2. Yöneticinin Masaüstü: “Yöneticinin
masaüstü” fonksiyonu İK alanında elde edilen verilerin yönetici tarafından
kullanılabilir olması anlamına gelmektedir. Yöneticilerin kendi
alanlarındaki rutin işlerini yürütebilmesine olanak vermesi yanında,
“yöneticinin masaüstü” yöneticilere sezgisel ve grafiksel yönü olan
stratejik analiz yapma ve işgücü yönetim faaliyetlerini gerçekleştirme
imkânı sağlar (www.planet.sap,
2006). “Yöneticinin masaüstü”, yöneticinin ihtiyaç duyduğu ve
kontrol ettiği tüm insan kaynakları bilgilerini bir bütün olarak güncel bir
şekilde sağlar ve bu bilgilerin insan kaynakları ile ilişkili diğer
fonksiyonlara aktarılması görevini yerine getirir.
Başka bir ifadeyle, “Yöneticinin masaüstü”,
yalnızca günlük rutin ve idari işlerle ilgili yönetsel fonksiyonları değil,
aynı zamanda güçlü planlama ve modelleme yeteneği de sağlayarak yöneticilere
karar destek sistemi olarak da hizmet vermektedir.
“Yöneticinin
masaüstü”, SAP programının diğer modülleriyle entegre olduğu için,
yöneticinin farklı düzeylerdeki iş akışını desteklemekte ve kurum içerisinde
bilgi akışını mümkün kılmaktadır.
“Yöneticinin
Masaüstü”, aşağıdaki bilgileri hat yöneticilerine fonksiyonel bir düzende
dağıtır;
-
Kolay reorganizasyon,
-
Standart ve geçici yeteneklere erişim,
-
İşlem onay ve gönderimim için akış
kutusu,
-
Boş pozisyonların listesi,
-
Mevcut çalışan planlaması,
-
Planlanan ve gerçekleşen
karşılaştırmasını ve 3 aylık analizleri de içeren maliyet merkezi
raporları (www.planet.sap,
2006).
Kullanıcılar, şirketi desteklemek ya da
departman gereklerine yanıt vermek üzere “yöneticinin masaüstü”ne yeni rapor
ve fonksiyonlar ya da web sayfaları eklenmesini tercih edebilirler. Ayrıca
yöneticiler kendileri için en uygun olan fonksiyonları ve ekranları
oluşturma hakkına sahiptirler. “Yöneticinin masaüstü” modülü, basit idari
fonksiyonlar (işlerden ve geleneksel olarak çalışanlardan beklenen
hizmetler) boyutunun ötesinde düşünülmelidir. “Yöneticinin masaüstü”
yöneticilerin şirket hedeflerine ulaşmak amacıyla işgücünü yönetmelerine
yardımcı olacak bilgiye daha etkin bir şekilde ulaşmalarını ve bu bilgiyi
yönetmelerini mümkün kılmaktadır.
“Yöneticinin masaüstü” ana ekranında 5 temel
fonksiyon bulunmaktadır.
-
Personel verileri
-
Organizasyon
-
Ödemeler yönetimi
-
İşe yerleştirme
-
İş akışı girişi
Bu 5 temel fonksiyon modülleri içinde ise şu
alt modüller yer almaktadır:
-
Personel verileri: Çalışan personel ile
ilgili raporlar bulunmaktadır.
Kişisel bilgiler,
zaman yönetimi, bireysel çalışma programları, devam ve devamsızlıklar,
seyahat bilgileri, masraf takibi, hedef belirleme ve
değerlendirme, karşılaştırmalı çalışan ve bütçe raporları.
-
Organizasyon: Planlama, idare ve proje
tayini ana başlıkları bulunmaktadır.
Çalışan pozisyon
tayini ve tayin görüntülemesi, açık pozisyonların izlenmesi ve yeniden
düzenlenmesi gibi özellikler.
-
Ödemeler yönetimi: Muhasebe, aktivite,
bütçeler ve ödemeler yönetimim ana başlıkları bulunmaktadır.
Muhasebe için
raporlar ve fiili karşılaştırmalar; aktivite ve masraf çeşidi
bazında masraf yeri planlaması, personel masraf planlaması ve plan
analizleri; bütçeler için kota planlaması; ödemeler yönetimi
altında maaş ve prim ayarlaması özellikleri bulunmaktadır.
-
İşe yerleştirme: İş başvuruları ve
başvuru değerlendirmesi için kullanılır. Şirket için açık pozisyonlara
gelen başvurular görüntülenip üzerinde başvuruyu reddet, görüşmeye
çağır, ertele, işe al gibi işlemler yapılabilir. Ayrıca başvuruları
karşılaştırma olanağı da sağlanır.
-
İş akışı girişi: İş kaleminin
yürütülmesi durumunda ek bilgiler ulaşılabilir ve gerektiğinde uygulama
belgelerine gidilerek ileti önerisi tekrarlanabilir.
7. Sonuç
İKBS teoride olduğu kadar uygulamada da
giderek artan oranda kullanım alanı bulmaktadır. İşletmelerin rekabet
koşullarının giderek farklılaşması nedeniyle yeni arayışların itici gücünü
teknoloji oluşturmaktadır. Başlangıçta hız ve maliyet kaygılarıyla
kullanılan İKBS türü çözümlerin, zaman içerisinde başka fonksiyonların
yerine getirilmesini kolaylaştırdığı görülmüştür. Bunlardan biri de bu
sistemlerin yönetimin kontrolünü kolaylaştırmasıdır.
Yapılan mülakatlarda katılımcıların
çoğunluğu İKBS’nin kullanılmasının yönetimin çalışanları izlemesine, her
hareketinden haberdar olmasına ve bilgi akışının sürekliliğini sağlayarak
kontrolü kolaylaştırmasına yol açtığını ifade etmişlerdir. Dolayısıyla İKBS
insan kaynakları fonksiyonlarının gerçekleştirilmesinde gerekli veriyi
sağlamanın yanı sıra yönetimin kontrol fonksiyonunu gerçekleştirmesine de
olanak tanımaktadır. Mülakatlar sonucunda ortaya konulan durum,
literatürdeki benzer İKBS programlarını (örneğin SAP) kullanan işletmelerin
çalışanları izleme ve kontrol etme kabiliyetini iyileştirebileceği yönündeki
bulguları (Örneğin Beaumont ve diğerleri 1992; Kinnie ve Arthurs, 1996)
destekler niteliktedir (Tansley vd., 2001:361).
Araştırma bulguları
ışığında, bu programın yönetimin daha sağlıklı karar verebilmesi için destek
sağladığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda, yöneticilere ihtiyaç duydukları
bilgiler güncel olarak ve sürekli bilgi akışı sağlanarak iletilmektedir.
Bununla birlikte raporlama fonksiyonunun daha etkin kullanılabilmesi için
yöneticilerin ihtiyaç duydukları bilgileri doğru tespit etmeleri
gerekmektedir. Bu uygulama ile yöneticiler bilgi toplumunun temel
paradigmalarından biri olan bilgi paylaşımından etkin bir şekilde
yararlanmakta ancak, bununla birlikte, yöneticilerin çalışanlarla ilgili
tanımlanmış her türlü bilgiye ulaşabilmesi, yöneticilerin kontrol
fonksiyonlarını daha etkin bir şekilde yerine getirmelerine olanak
sağlamaktadır.
İKBS standartlaştırma ve
kurumsallaşma anlamlarına gelebileceği gibi, aynı zamanda bireyselciliğin
sınırlandırılması anlamına da gelmektedir. Kurumdaki her bireyle ve
hareketle ilgili oldukça detaylı ve bazen gereksiz olduğu düşünülen veri
yığınları söz konusu olmaktadır. Bu veri yığınları İKBS kullanılarak anlamlı
bilgi ve raporlara dönüştürülebilmekte ve böylece bilinçli ya da bilinçsiz
bir şekilde yönetimin sınırsız kontrolüne imkân vermektedir.
İKBS’nin yöneticiler
açısından bahsedilen avantajlarının en üst düzeyde olabilmesi için İnsan
Kaynaklarıyla ilgili veri tabanlarının işletmelerde (örneğin kurumsal kaynak
planlama türü) entegre bir sistem içinde yer alması gerekmektedir. Böylece,
İK departmanı hem gerekli verilere anında ulaşabilecek hem de üst yönetime
hem idari hem de stratejik anlamda destek sağlayacaktır.
Kaynakça
Ackoff, R. L. (1967) “Management Misinformation Systems”, Management
Science. 14(4): 147-156.
Arrow,
K. J. (1964) “Control in Large Organizations”, Management Science,
Vol. 10, pp. 397-408.
Ball, K. S. (2001) “The Use of Human Resource Information Systems”,
Personnel Review. 30(6): 677-693.
Bayraktaroğlu, S. (2002) İşletmelerde Yönetim Bilişim Sistemleri,
Sakarya Kitabevi, Sakarya.
Bayraktaroğlu, S. ve Tunçbilek, M. (2002) “Bilgi Toplumunda İKY’nin Değişen
Yüzü”. 1. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi. 10-11
Mayıs, Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli. ss.541-551.
Beaumont, J. R., Kinnie, N. J. Arthurs, A. J. ve Weatherall, C. B. (1992)
Information Technology and Personnel Management”, Unpublished
Paper, School of Management, University of Bath, Bath.
Davila, A. ve Foster, G. (2005) Management Accounting Systems Adoption
Decisions: Evidence and Performance Implications from Early-
Stage/Startup Companies.
The Accounting Review.
80(4): 1039-1068.
DeSanctis, G. (1986) Human Resources Information Systems. MIS Quarterly.
10(1): 15-27.
Duff, K. (1989) HRIS: A Report from the Workplace. Personnel. May:
11-14.
Eisenhardt, K. M. (1985) “Control: Organizational and Economic Approaches”,
Management Science, 31(2), pp. 134-149.
Erkan, H. (1998) Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme. 4.Baskı.
İstanbul: T. İş Bankası Yayınları.
Ersen, H. (1997) Toplam Kalite Yönetimi ve İnsan Kaynakları Yönetimi
İlişkisi. 2.Baskı. İstanbul: Sim Matbaası.
Ertürk, M. (1998) İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Beta
Yayınları, İstanbul.
Flamholtz, E. G. , Das, T. K. and A. S. Tsui (1985) “Toward An Integrative
Framework Of Organizational Control”, Accounting, Organizations
And Society, 10:35-50.
Giglioni, G. B. ve A. G. Bedeian (1974) “A Conspectus of Management Control
Theory: 1900-1972”, The Academy of Management Journal,
2(2):292- 305.
Haines, V. Y. and A. Petit (1997) “Conditions for Successful Human Resource
Information Systems”, Human Resource Management,
36(2):261- 275.
Hall, L. ve Torrington, D. (1986) “Why not Use the Computer? The Use and
Lack of Use of Computers in Personel”, Personnel Review,
15(1): 3-7.
Hofstede, G,(1978) “The Poverty of Management Control Philosophy”, The
Academy of Management Review, 3(3): 450-461.
http://planetsap.com/What%20is%20sap.htm (Erişim tarihi:
18.04.2006)
Hubbard, J. C., Forcht, K. A. ve Thomas, D. S. (1998) “Human Resources
Information Systems: An Overview of Current Ethical and Legal
Issues”, Journal of Business Ethics, 17:1319-1323.
Karreman, D. ve Alvesson, M. (2004) “Cages in Tandem: Management Control,
Social Identity and Identification in a Knowledge-Intensive
Firm”, Organization, 11(1): 149-175.
Kimura, S. ve Mourdoukoutas, P. (2000) “Effective Integration of Management
Control Systems for Competing in Global Industries”,
European Business Review, 12(1): 41-45.
Kinnie, N. J. ve Arthurs, A. J. (1996) “Personnel Specialists’ Advanced Use
of Information Technology, Personnel Review, 25(3): 3-19.
Koçel,
T. (2003) İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınları, 9. Baskı, İstanbul.
Koparal, C. (2002) “Denetim”, Yönetim ve Organizasyon içinde,
Açıköğretim Fakültesi Yayınları No.521.
Kovach, K. A. ve Cathcart, C. E. (1999) Human Resource Information Systems
(HRIS), Public Personnel Management, 28(2): 275-282.
Kovach, K. A. Hughes, A. A. Fagan, P. ve Maggitti, P. G. (2002)
Administrative and Strategic Advantages of HRIS, Employment
Relations Today, 29(2): 43-48.
Lachman, R., Nedd, A. and B. Hinnings (1994) “Analyzing Cross-National
Management and Organizations: A Theoretical Framework”,
Management Science, 25:40-55.
Marginson, D. E. (2002) Management Control Systems and Their Effects on
Strategy Formation at Middle-Management Levels”, Strategic
Management Journal, 23: 1019-1031.
Martinsons, M. G. (1994) “Benchmarking Human Resource Management
Informations Systems in Canada and Hong Kong”, Information and
Management, 26: 305-316.
Martinsons, M. G. (1996) “Human Resource Management Applications of
Knowledge Based Systems”, International and Management, 17 (1):
35-53.
Mavrice, M. (1979) “For a Study of “The Social Effect”: Universality and
Specificity in Organization Research”, in C. Lammers and D. Hickson
(Eds.), Organizations Alike and Unlike, London: Routledge&
Kegan Paul, pp. 42-60.
Merchant, K. A. (1998) Modern Management Control System, Prentice
Hall, New Jersey.
Mucuk,
İ. (2003) Modern İşletmecilik, Türkmen Kitabevi
Mundel, M. (1967) A Conceptual Framework for the Management Sciences,
McGraw Hill, New York.
Öğüt, A. (2001) Bilgi Çağında Yönetim. İstanbul: Nobel Basım Yayım
Dağıtım.
Picard, R. R. ve Reis, P. (2002) “Management Control Systems Design: A
Metaphorical Integration of National Cultural Implications”,
Managerial Auditing Journal, 17(5): 222-233.
Robinson, D. (1997) HR Information Systems: Stand and Deliver,
Institute for Employment Studies Report 335, IES, Brighton.
Rodger, J. A., Pendharkar, P. C., Paper, D. J. ve Molnar, P. (1998)
“Reengineering The Human Resource Information System at Gamma”,
Facilities, 16(12/13): 361-365.
Sayın, E. R. ve Şen, T. D. (2000) Yönetim Bilgi Sistemi, Açıköğretim
Fakültesi Yayın No: 472 Eskişehir.
Tansley, C., Newell, S. ve Williams, H. (2001) “Effecting HRM-Style
Practices Through an Integrated Human Resource Information
System”, Personnel Review. 30(3): 351-370.
Tannenbum, S. I. (1990) “Human Resource Information Systems: Use Group
Implications”, Journal of Systems Management, 41:27-32.
Thaler-Carter,
R. E. (1998) “The HRIS in Small Companies: Tips for Weighing the
Options”, HR Magazine, 43(8): 30-35.
Toffler, A. (1981) Üçüncü Dalga, Çev.: Ali Seden Altın Kitaplar
Yayınevi, İstanbul.
Tosun,
K. (1987) İşletme Yönetimi, İstanbul.
www.planetsap.com/hr_Managers_desktop.htm (Erişim Tarihi
18.04.2006)
Yin,
R. (1989) Case Study Research: Design and Methods, Applied
Social Research Methods Series, Sage, London.
Zuboff,
S. (1988) In the Age of the Smart Machine, Basic Boks, New York.
Sakarya Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü
|