Öğrencilerim İçin Sınav Soruları ve Duyurular




aliseyyar@sosyalsiyaset.net

 

 

 

AYHAN YARICI

 

Türkiye’nin Tek Spastik “Showman”i

  

Ayhan bebek, 1970’de dünyaya sağlıklı olur gelir. Ancak altı aylıkken vurulan 'yanlış iğne'den dolayı bir eli ve ayağını kullanamaz, konuşmakta zorlanır, normalin dışında tepkiler verilir ve hastalığına bir isim konur: Spastik özürlü. Yarıcı, yaşıtlarından farklı olduğunu, annesinin, kendisi ve kardeşi Ercüment'in yürümesi için söylediği 'tay tay'larla fark eder. "Kardeşim bir adım, ben tay tay. İki adım, ben yine tay tay... Çocuk yürüyor, ben hâlâ tay tay. Bir yanlışlık var diye düşünürken, buldum."

12 yaşında ilkokula başlar. İlkokulda müsamere ve piyesleri hep o yazar. Top oynayamaz, ip atlayamaz ama yazı yazmayı ve söz üretmeyi eğlenceli bir oyun olarak görür. Lise 1'de matematik, fizik ve kimya'dan çakınca okuldan ayrılır ve babasının açtığı büfede çalışmaya başlar. Ama burada pek tatmin olamaz.

Yarıcı, yazdığı bir metin sayesinde 1995 yılında radyoculuğa başlar. Genç Radyo'da hazırladığı 'Megoman' adlı program tutunca, önce Hür FM, ardından Radyo Tek'e geçer. 1997 yılında radyo programcılığına son vererek, üç arkadaşı ile birlikte Sakarya'nın ilk yerel televizyonu Kanal 54'ü kurar.'Verici yüksek bir yere konulmalı' uyarısını dikkate alan üç kafadar, yayına kentin en yüksek yeri olan Maltepe'deki bir tavan arasında başlar. Teklif üzerine Adapazarı’nın ikinci yerel televizyonu olan Kent TV'ye geçen Yarıcı, kamera, reji ve montaj gibi teknik işleri öğrendikten sonra 'yayın yönetmenliğine' yükselir.

1999'a dek 'Kamikaze', 'Gece Nöbeti', 'Heybe' ve 'Canlar Sağ Olsun' gibi birçok programa imza atar. TGRT kanalında Necla Nazır’ın başrolü oynadığı bir dizide rol alır. Spastik özürlü birisi olarak 'Spastik Show' adlı gösterileriyle daha çok oturarak “stand up”çılık yaparak, izleyen herkesi kırıp geçirir. Perde açılır açılmaz, elini havada sallayarak, "Sataşanı bozarım" diye bağırarak seyircilerini güldürmesini bilen Yarıcı, alçak gönüllü, hoş ve uyumlu bir insandır.

1999 yılında girdiği Türkiye Vagon A.Ş Fabrikası'nda şube kâtibi olarak bir iş bulunca bahtı da açılır ve evlenir. İşten artan vakitlerinde anılarını derlemekle başladığı yazıları, mizah metinlerine dönüşür. Neşeli geçen günlük hayatından bir anekdot: "Galatasaray-Arsenal UEFA kupası final maçını seyredeceğim. Maça yarım saat vardı ki, bizim kapı çalındı. Baktım, bizim kör İsmail ve kardeşi. Bir kör neden maç izlemeye gelir ki; aç radyoyu dinle. Maç başlamadan bizimki dönüp, ‘Hangisi Hakan Ünsal’ diye sormaz mı? Derken, maç başladı. İkinci yarının ortaları, Arsenal oyuncu değiştirdi. Bizimki atıldı: 'Eyvah, Sega oyuna giriyor.' Boşluğuma geldi, Sega kim diye düşünmeye başladım. Sahaya dikkatlice baktım, tüm Arsenal’lilerin önünde 'Sega' yazıyor. 'İsmail,' dedim, 'Bizde de Marshall var. Birazdan oyuna girer'…”.

Katıldığım son programı yine çok eğlendirici oldu. Yarıcı, seyircilerine bir soru yöneltir: "Kaç kadın tanıyorsunuz, saçlarını şampuanlarken cinsel doyuma ulaşan. Bu, ne demek? Kadınların bize ihtiyacı kalmadı demek. Bu, bir komplodur. Ama olsun, biz de misilleme yapacağız. Hacı Şakir'le

 

 

 Kaynak: Seyyar, Ali; MEŞHUR ORTOPEDİK ÖZÜRLÜLER; Hayat Yayınları; İstanbul; Mayıs 2006; ss. 143-144.

Google